Başkan Trump ve Dış İşleri Bakanı Pompeo Çin'i suçlayan açıklamalar yapmaya başladılar. Virüsün Wuhan'daki bir laboratuvar çalışmasından kaynaklandığına dair kuvvetli deliller olduğunu öne sürüyorlar. Henüz hangi delillere dayanarak bunu söylediklerini bilmiyoruz. Ama bu açıklamalarla Amerikan hükümetinin kendini siyaseten bir yöne soktuğunu söyleyebiliriz. Aslında birçok uzman virüsün laboratuvardan yayıldığı iddiasını zayıf buluyor. Belki de gerçeği hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Çünkü konu bir kere bir çekişmenin parçası haline gelince bambaşka mecralara sürüklenebiliyor. Irak Savaşı öncesinde Bush yönetiminin Irak'ta kitle imha silahları bulunduğuna dair iddialarını hatırlayın. Yıllar sonra ortaya çıktı Irak'ta bu tür silahların bulunmadığı ve aslında Bush yönetiminin konuyu bilerek manipüle ettiği. Fakat bu iddia üzerinden Amerika Irak Savaşı'nı başlattı.
Şimdilerde salgın sonrası dünya siyasetinin ne yöne evrileceğini düşünüyoruz. En fazla merak ettiğimiz konulardan biri de Amerika ile Çin arasındaki ilişkinin nasıl şekilleneceği. Trump ve Pompeo sanırım buna dair en açık sinyali verdi. Amerika öyle ya da böyle bu virüsten Çin'i sorumlu tutacak. Zaten Trump'ın iktidara gelirken hep dile getirdiği dış politika gündemi de buna uygun.
Trump Amerika'nın özellikle ticaret alanında Çin'i zayıflatacak hamleler atması gerektiğini söylüyordu ve bu mantıkla ticaret savaşlarını başlatmıştı. Hatta Çin bu savaştan oldukça büyük zarar aldı diyebiliriz. Şimdi salgın sonrası bütün hepsi tekrar masaya gelecek. Ve eğer Trump Amerika'da iktidarda kalabilirse artık tek gündemi Çin olabilir.
Ancak bu doğrudan doğruya Amerika ile Çin arasında bir kavga anlamına gelmiyor. Çin Amerika geriliminin tırmanabileceği en üst seviye Soğuk Savaş tarzı bir siyasi düzendir. Amerika müttefikler ağı sayesinde Çin'i çevreleyip ekonomik ve toplumsal iç karışıklıklara sürüklemeyi deneyebilir. Ancak o işler istemekle olmuyor. Trump yönetimi bu zamana kadar hiçbir dış politika gündemini sonuna kadar takip edebilme becerisi gösteremedi. Çin'e karşı böylesi bir uluslararası kurguyu isteseler dahi yapabileceklerine emin olmamak lazım. Dolayısıyla asıl belirleyici olan Trump'ın derli toplu bir siyaset takip edip edemeyeceğidir. Şimdilik edecek gibi görünmüyor. Ama başkanlıkta ikinci dönemi kazanacak olursa çok daha dış politika odaklı olacağını tahmin edebiliriz.
Tabii Trump'ın değil Biden'ın kazandığını düşünecek olursanız bu sefer Demokratların reset (yeniden başlama) gibi uyduruk başlıklara döneceğini de söyleyebiliriz. Önce bu uyduruk işlerle belli bir vakit kaybedilir. Ancak ondan sonra derli toplu bir strateji çıkar karşımızı. Bu nedenle şimdiden bir şey söylemek için çok erken. Ancak Amerika'nın Çin'i dengeleme hedefi yakın zamanda gerçek olacak gibi değil.
[Sabah, 5 Mayıs 2020]