Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı önemli bir etkinliğe evsahipliği yaptı. SETA Vakfı Ekonomi Direktörü Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl ve Ülkü İstiklal Mıhçıokur tarafından hazırlanan “Kredi Derecelendirme Kuruluşları: Alternatif Arayışlar” adlı rapor Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de katıldığı toplantıda kamuoyuna duyuruldu.
Toplantıda kredi derecelendirme kuruluşlarıyla ilgili önemli bir sunum yapan Şimşek, yaşanan küresel ekonomik krizlerle birlikte kredi derecelendirme kuruluşlarının verdikleri not ve gösterdikleri performansların eleştirildiğini belirtti. Bakan açıklamasında Türkiye’nin son on yıllık dönemde Fitch, Standard &Poor’s ve Moody’s gibi derecelendirme kuruluşlarından aldıkları notları sırasıyla beş, dört ve üç kademede arttırdığını belirtti. Özellikle kriz dönemlerinde Türkiye’nin iyi bir performans sergilediğini ve hemen hemen birçok ülkenin kredi notlarının düştüğü bu dönemde Türkiye’nin büyümesini sürdürdüğünü belirten Şimşek, buna rağmen derecelendirmede Türkiye’nin hak ettiği noktada olmadığını vurguladı. Kredi derecelendirme kuruluşlarının borç ödeme, borca sadakat ve siyasi irade gibi faktörleri dikkate alarak analizlerde bulunduğunu belirten Maliye Bakanı, Türkiye’nin bu alanlarda herhangi bir sorun yaşamadığını, aynı zamanda ABD ve AB ülkeleri ile arasındaki farkı giderek kapattığını belirtti.
Bakan Şimşek, on yılda gerçekleştirilen ekonomik büyüme trendinin önümüzdeki yıllarda da devem edeceğini belirtirken enflasyon oranının daha da düşürülmesi için çalışılmaların devam ettiğini ifade etti.
“CARİ AÇIK BAHANE”
Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’deki cari açık oranının bahane olarak gösterdiklerini söyleyen Maliye Bakanı, geçmişte Türkiye’den daha fazla cari açık oranına sahip olan ülkelerin daha yüksek kredi notu aldıklarını belirtti.
Şimşek son olarak, Türkiye’ye verilen düşük notlara rağmen son on yılda 120 Milyar Dolar yatırımın yapıldığını belirtirken yine bu dönemde 30 binin üzerinde yabancı sermayeli firmanın faaliyet yaptığının altını çizdi. Bakan aynı zamanda Türkiye’nin hakkettiği derecelendirme notunu alması durumunda bu oranların iki katına çıkacağını iddia etti.
“KURULUŞLARIN ŞEFFAFLIKLARI ARTMALI”
SETA Ekonomi Direktörü Erdal Tanas Karagöl ise “Kredi Derecelendirme Kuruluşları: Alternatif Arayışlar” raporuna ilişkin ayrıntılı bir sunum yaptı.
Karagöl, kredi derecelendirmeye olan bağımlılıktaki artış ve sektörün oligopolistik yapısı nedeniyle kredi derecelendirme kuruluşlarının ekonomik krizleri derinleştiren bir unsur olduğunun altını çizdi ve kredi derecelendirme kuruluşlarına duyulan güveni azaltan bu durumun, söz konusu kuruluşların yeniden düzenlenmesi ve şeffaflıklarının artırılması gerekliliğinin üzerinde durdu.
“Kredi Derecelendirme Kuruluşları: Alternatif Arayışlar” adlı raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.