ABD, Küresel Finans Krizi'nin patlak verdiği ilk aylarda, ne olduğunu ve ne yapması gerektiğini kestirememişti. Özellikle Eylül 2008'de Lehman Brothers'ın batması; paniği ve şaşkınlığı daha da arttırmıştı. ABD, bu şok ortamında yerinde bir karar vererek Ekim 2008'de G20 liderlerine toplantı çağrısı yaptı. G20, mevcut krizin etkilerini azaltacak ve yeni krizleri önleyecek reformlara öncülük edecek bir platform olarak görüldü.
Zira bu, küresel bir krizdi ve dolayısıyla çözümü de küresel olmalıydı.
G20, küresel sistem için kritik öneme sahip büyük bankaların daha ağır düzenlemelere tabi tutulması, bankacılık sektöründeki denetleme zafiyetleri gözetilerek Basel Kuralları'nın güncellenmesi ve IMF'nin kredi kapasitesinin arttırılması gibi konularda önemli adımlar attı.
Küresel finans sisteminin restorasyonunda umut vaat eden gelişmeler yaşansa da, söz verilen birçok konuda makul düzeyde adımlar atılmadı. G20, kredi derecelendirme piyasasında rekabetin arttırılarak buradaki büyük oyuncuların güçlerinin kırılmasını hedeflemişti. Ancak, bu konuda hiçbir gelişme yaşanmadı.
G20 liderlerinin hemen hepsi ve IMF Guvernörler Kurulu; Çin, Hindistan, Brezilya ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin IMF yönetiminde daha fazla söz hakkına sahip olmalarına dair reformları hayata geçirmeye çalışmışlardır. Ancak, ABD'nin bu reformlara ayak diremesi, IMF'nin etkinliğini ve meşruiyetini sarsmaktadır.
Finansal reformların son üç yıldır yavaşlaması, bir diğer önemli problemdir. ABD, İngiltere ve Almanya'daki ekonomik toparlanma nedeniyle bu egemen aktörlerin küresel finans reformlarına ilgileri azalmaya başladı. Bu durum, kendilerince ortaya atılan değişim taleplerinin samimi olmadığına, faydacı ve benmerkezci olduğuna işarettir.
G20 zirveleri, 2012'den beri Suriye iç savaşı ve Rusya-Ukrayna çatışması gibi uluslararası siyasi krizlerin gölgesinde kalmaktadır. G20'nin odak noktası küresel ekonomidir. G20'den uluslararası siyasete dair yüksek beklenti içerisinde olmak gerçekçi değildir. Siyaset işin içine çok fazla girdiği için, küresel ekonomiye dair butik bir platform olan G20'nin etkinliği giderek azalmaktadır.
Umarım Antalya'daki zirve, G20'nin üzerindeki ölü toprağının atılmasına katkıda bulunur.
[Sabah Perspektif, 14 Kasım 2015]