SETA > Köşe Yazıları |
Profesyonel Deformasyon Hastalığı ve Değişim

Profesyonel Deformasyon Hastalığı ve Değişim

Bürokraside ve hükûmette profesyonel deformasyon hastalığı, uzun süre aynı işi yapanların sorunları ve sorun alanlarını görememesine yol açıyor.

16 Nisan sonrasında Erdoğan’ın AK Parti, hükûmet ve bürokraside başlattığı değişim ve yenilenme devam ediyor. Erdoğan, bu değişim ve yenilenme sürecini yönetirken aynı zamanda açıklamaları ile de hangi anlayışla bu süreci yönettiğini ortaya koyuyor.

2 Mayıs’ta AK Parti’ye üye olmasının ardından, vurgulu bir şekilde “AK Parti tarzı siyaseti”ne odaklanan bir konuşma yapmıştı. Bu konuşma, AK Parti’de “değişim ve yenilenme”nin genel bir çerçevesini ortaya koymaktaydı. Erdoğan’ın bu ilk konuşmasının temel odağı, AK Parti’nin bir “değerler ve ilkeler partisi” olduğu üzerineydi. Yeni dönemde “ihya ve inşa”nın da buna göre yapılacağı mesajını vermişti.

Kamuoyunda oluşturulan yüksek beklentinin aksine Erdoğan, AK Parti Kongresi’nin ardından parti yönetimini “değişim ve süreklilik” ilkesine uygun şekilde belirli bir oranda yeniledi. Yani toptan bir değişikliğe gitmedi.

Değişimin sadece partinin üst yönetimi ile sınırlı olmadığını ve devam edeceğini de şu sözlerle duyurdu: “Şehirlerine ve partilerimize yük olan değil, şehirlerinin ve partimizin yükünü omuzlayan belediye başkanlarıyla yolumuza devam edeceğiz. Teşkilatlarımızda, belediyelerimizde, Meclis’te bu kriterlere uygun arkadaşlarımıza her kademede görev vermeye hazırız.”

Erdoğan’ın bu konuşması, AK Parti’nin çeşitli kadrolarında yer işgal eden, ancak partiye faydadan daha çok yük bindiren kişilere açık bir mesajdı. Söz konusu kişileri küstürmemek için değişim gerekçesini “metal yorgunluğu” tanımlaması ile açıkladı. Bu tanımlama, yorgunluğun siyasetin doğasından da kaynaklanabileceğine işaret olarak okunabilirdi.

Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım yenilenme sürecinin ikinci ayağı olarak bakanlar kurulunda çeşitli değişiklikler yaptı. Bu değişikliklerin ne anlama geldiği, kamuoyunda ve siyasi analizciler tarafından isim isim sayılarak farklı yaklaşımlarla değerlendirildi.

Erdoğan, görevden alınan ya da alınacak kişilere yönelik olumsuz değerlendirmelerin yapılmaması için daha vurgulu cümlelerle, değişikliklerin hangi bakış açısıyla yapıldığını bir kez daha vurgulama ihtiyacı hissetti.

Erdoğan’ın çarşamba günkü milletvekilleri ile toplantısında yaptığı konuşmada kullandığı bir kavram, yönetim ve siyasette yapılan değişiklikleri anlamlandırmada oldukça açıklayıcıydı: Profesyonel deformasyon diye bir hastalık var. Uzun süre görevde kalanlar bu hastalığa yakalanabiliyor.

Bürokraside ve hükûmette profesyonel deformasyon hastalığı, uzun süre aynı işi yapanların sorunları ve sorun alanlarını görememesine yol açıyor. Aldıkları kararlar, belirli rutinleri gerektirdiği için farklı bir karar almanın çok büyük sorunlara yol açacağını düşünüyorlar. Dolayısıyla da çok gerekli ve acil olan kararları bile zamanında alamıyorlar.

Özellikle uzun süre, birlikte sosyalleştikleri astlarının ya da çalışma arkadaşlarının kendilerine yanlış yapmayacağını düşünüyorlar. Böyle olunca da bu kişilerin her zaman doğru bilgi aktaracağını varsayıyorlar.

Hâlbuki birlikte uzun süre çalıştıkları insanlar, hangi olay ya da gelişmeye nasıl tepki verdiğini uzun süre boyunca öğrendiği için karar alıcıyı çok kolay maniple edebiliyorlar. Karar alıcıları onları yönetecekken, onlar tarafından yönetilmeye başlıyorlar.

İşte tüm bu ve buna benzer hususlardan dolayı yönetim kabiliyeti ve iş yapma becerisi yüksek olan bakanlar ya da bürokratlar bile sorunların çözümünde radikal değişikliklere gidemiyorlar. Bir değişiklik kendilerinden istendiğinde birçok farklı gerekçe ile bunun mümkün olmadığını söylüyorlar. Eğer değişiklik kaçınılmaz ise bunu zamana yayıyorlar. Bu anlamda, aslında değişikliği etkisizleştirmiş oluyorlar.

İşte tam da bu nedenlerden dolayı sorunların çözümünden daha çok yeni sorunlara yol açıyorlar.

Özellikle Bakanlar Kurulunda ya da bürokraside önemli bir görevden alınıp başka görevlere atanan kişilere bir de bu gözle bakılmasında fayda var.

[Türkiye, 29 Temmuz 2017].