Muhalif var militan var. Muhalif dediğin işini düzgün yaptığında faydalıdır. Militan ise işini ne kadar iyi yaparsa o kadar zarar verir. Muhalif sorgular, militan sabote eder. Muhalif soru sorar, militan slogan atar. Muhalif bazen yol gösterir, militan her zaman yoldan çıkarmaya çalışır. Türkiye'de muhalif pek bulunmaz ama militanımız maalesef boldur. Şimdi militanlar ülkede ekonomik kriz çıkarmaya çalışıyorlar. Ah bir kriz çıksa, ülke alt üst olsa, işyerleri kapansa, ocaklar tütmese, babalar işsiz evlatlar aç kalsa... Sonra belli mi olur belki sosyal kriz de çıkar. Memleket dipsiz kuyulara düşer, çırpındıkça batar. İç savaş bile çıkabilir, sorun yok! Tek bir şey için. Yeter ki iktidar yıkılsın, hükümet devrilsin. Militanların seçimle deviremedikleri iktidarı değiştirmek için ellerindeki en yakın imkan bu! Erdoğan gitsin, ülkeyi AK Parti yönetmesin de gerekirse yönetilecek bir ülke kalmasın. Krize girsin, batsın, yakılsın...
EKONOMİK KRİZ TEĞET GEÇECEK
2009 küresel krizi için söylemişti Erdoğan bu sözü. O zaman kendilerini çok bilmiş ve pek uzman zanneden militanlar inanmadılar, inanmak istemediler. Çünkü o zaman da ekonomik kriz ile iktidarı alaşağı etme hayalleri kuruyorlardı. Bir de bir 'kasımpaşalı'nın ekonomi gibi bir konuda kendilerinden daha doğrusunu bilmesini sindiremediler. Tıpkı aynı 'kasımpaşalı'nın ülkeyi yönetmesini bir türlü sindiremedikleri gibi. 'Teğet geçmek'le alakalı ne kadar sulu şaka, cıvık espri biliyorlarsa yaptılar. Adına muhalif mizah dergisi dedikleri hakikatteyse kültürel hegemonyanın aygıtları olmaktan bir adım öteye gidemeyen mevkutelerinde karikatürler yayınladılar. Kendilerince ellerine müthiş bir fırsat geçirmişlerdi. Ekonomi gibi sıcak bir konuda 'kasımpaşalı' ezberlerine uymayan bir şey söylemişti. 'Teğet geçecek' sözü hükümeti yıpratmak için ekonomik krizin kendisinden daha büyük bir fırsat olarak görüldü. Ve sonra Erdoğan haklı çıktı. Türkiye 2009 küresel krizini mümkün olan en düşük hasarla atlattı. Kriz teğet geçti: küresel ekonomik sistemin bir parçası olduğumuz için krizden etkilendik, ama güçlü ekonomimiz sayesinde etki kalıcı ve derin olmadı. Şimdi tekrar benzer bir durumla karşı karşıyayız. Trump'ın başkan seçilmesiyle doların yükseldiği bir döneme girdik. Bu ülkemize mahsus değil, gelişmekte olan ekonomilerde görülen genel bir durum. Ve Erdoğan bir kez daha teğet geçecek diyor. Sıkıntı yaşayacağız ama bu kalıcı ve derin bir yara olmayacak. Teğet geçecek çünkü Türkiye siyasi olarak kırılgan bir ülke değil. Aksine dünyada çok az ülkenin sahip olduğu bir siyasi istikrar tablosuna sahip. Tam da bu nedenle diğer krizlerden, Gezi vandallığından, terör saldırılarından, 15 Temmuz vahşetinden sıyrılmasını bildiği gibi ekonomide yaşanan sıkıntılardan da sıyrılmasını bilecektir.SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİNİN ÖNEMİ
Sıkıntıları aşmada siyasi istikrarın önemi ortada. Siyasi istikrarı kalıcı hale getirmek için de etkili ve işleyen bir sisteme ihtiyaç ortada. Türkiye istikrarı sayesinde krizleri aştığı bir dönemde siyasi istikrarını kurumsallaştırma adımlarını da atıyor. Cumhurbaşkanlığı sistemi teklifi yeni haftada meclisin gündemine gelecek. Meclis görüşmelerinden sonra da referandum süreci başlayacak. Şimdiden referandum tahminleri yapılıyor. Daha doğrusu militanlar kendileri de pek inanmasalar da lafı evirip çevirip cumhurbaşkanlığı sisteminin referandumda onaylanmayacağı lafları ediyorlar. Yine bildiklerini okusunlar, sorun yok. Ama bir şeyi unutmasınlar. Referandumda oy verecek seçmen son dönemde yaşadığımız krizleri Erdoğan liderliği ve siyasi istikrar sayesinde aştığımızı çok iyi biliyor. Ve oyunu ne yönde kullanacağını da![Takvim, 4 Aralık 2016].