SETA > Köşe Yazıları |
Kılıçdaroğlu nun Karanlık Noktası

Kılıçdaroğlu’nun Karanlık Noktası

Sorumlu bir siyasetçi bu karanlık noktaların aydınlığa kavuşması için takipçisi mi olur yoksa darbe girişiminde bulunan terör örgütünün ağzıyla kontrollü darbe iddiasında mı bulunur?

CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu çokça eleştirilen 'kontrollü darbe' söylemini savunmak için bir gazeteye açıklamalarda bulunuş. Kılıçdaroğlu AK Parti'nin meclisteki 15 Temmuz araştırma komisyonun işlevini yapmasına engel olduğunu iddia ediyor. 15 Temmuz'un kontrollü darbe olduğunu ileri sürmesinin bir nedeni buymuş. AK Parti araştırma komisyonunu engelleyerek gerçeklerin ortaya çıkmaması için çabalıyormuş ve bu da kontrollü darbe ihtimalini akla getiriyormuş.

Kılıçdaroğlu'nun bir diğer nedeni se Adil Öksüz'müş. Öksüz olayındaki karanlık noktaların bugüne kadar aydınlatılamamış olması kontrollü darbe iddialarını destekliyormuş.

Darbe günü MİT'e gelip ihbarda bulunan pilot binbaşının ifadelerinde de çelişkiler varmış Kılıçdaroğlu'na göre ve bu da 15 Temmuz'un kontrollü bir darbe olduğunu gösteriyormuş. Son olarak Kılıçdaroğlu 15 Temmuz gecesi üç ayrı yerde üç ayrı uçağın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı beklemesine takılmış. 'Üç ayrı yerde uçak beklesin diye talimat ne zaman verildi' diye soruyor ve bunun da bir karanlık nokta olduğunu söylüyor. 'Buna benzer onlarca karanlık nokta sayabilirim' diye eklemeyi de ihmal etmemiş.

Kılıçdaroğlu'nun varlığını iddia ettiği diğer 'onlarca karanlık nokta'yı bilmiyoruz ama saydığı dört tanesinin tutar bir tarafı yok.

Meclis araştırma komisyonu iddiasından başlayalım. CHP'lilerin araştırma komisyonunu sulandırmaya çabaladıkları AK Parti'nin de buna karşı pozisyon aldığı Ankara gündemini takip edenlerin malumu. Ancak bir an için Kılıçdaroğlu'nun haklı olduğunu AK Parti'nin komisyonun işlevini yapmasını engellediğini varsayalım.

Komisyon ve rapor tartışması son iki haftadır gündemde ancak Kılıçdaroğlu kontrollü darbe söylemini uzun süredir dolaşımda tutmaya çalışıyor. Yani Kılıçdaroğlu'nun söylemi ile komisyonun çalışmalarının bir alakası yok.

Adil Öksüz meselesinde de benzer bir aldatmaca var aslında. Evet, Adil Öksüz meselesi oldukça karmaşık ve henüz çözülemedi. Öksüz'ü kimler korudu kolladı, Öksüz nerede, neden serbest bırakıldı...

Bunların hepsi cevap bekleyen sorular.

Ancak darbenin önemli isimlerinden birisinin yakalanamaması neden darbeyi kontrollü yapsın? Öksüz diye birisinin varlığı kamuoyundan gizlense, hükümet bu meselenin üstünü örtmek için çaba gösterse belki Kılıçdaroğlu'na hak verilirdi ancak durum öyle değil.

Binbaşının ifadesinde var olduğu iddia edilen çelişkiler de bir çarpıtmadan ibaret.

Binbaşı açık açık kendisindeki bilginin MİT'e saldırı düzenleneceği olduğunu ancak darbe de olabileceğini söylediğini ifade ediyor. Yani Binbaşı'nın ifadesinde hem MİT'e saldırının hem de darbenin olması birbiriyle çelişen hususlar değil. Son olarak Cumhurbaşkanı için üç ayrı yerde üç ayrı uçak bulundurulmasıyla darbenin kontrollü olmasının alakasını açıkçası anlamak mümkün değil. Cumhurbaşkanı için sık sık uygulanan bir güvenlik tedbirinden bahsediyoruz. Nereye tatile gittiği çok kişi tarafından bilinmiyor, her duruma karşı ulaşımı için 3-4 farklı alternatif hazır tutuluyor. Uçak sayısı üç de olsa beş de olsa bunun darbenin kontrollü olup olmaması ile bir alakası yok.

Hepsinden öte başka bir sorunumuz var Kılıçdaroğlu'nun siyaset tarzıyla ilgili.

Diyelim ki kendisinin dile getirdiği tüm bu noktalar iddia ettiği gibi 'karanlık' olsun.

Sorumlu bir siyasetçi bu karanlık noktaların aydınlığa kavuşması için takipçisi mi olur yoksa darbe girişiminde bulunan terör örgütünün ağzıyla kontrollü darbe iddiasında mı bulunur?

[Takvim, 7 Haziran 2017].