Eğer eski dönemlerde yaşasaydık ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Lideri Barzani daha kudretli bir lider olsaydı, Türk medyasının bazı kalemlerinin Barzani'ye arz edilmek üzere yazacakları kitapların adı muhtemelen Fezail-i Barzani olurdu. Yani Barzani'nin faziletleri... Malum Türkiye ile bir oldu bittiyle bağımsızlık referandumu yapıp, içerisinde Türkmenlerin de yaşadığı Kerkük şehri dahil Kuzey Irak topraklarını Irak'tan kopartıp bağımsız bir Kürdistan kurma düşleri gören Barzani'nin ilişkileri geriliyor. Gidişat böyle olunca pek vicdanlı bir o kadar da eleştirel bir kısım gazetecimiz, Barzani sevdalısı kesildiler. Birkaç gündür Barzani'nin faziletlerini anlatan yazılar yazıyorlar. İş Barzani'nin faziletleri ile kalsa yine neyse. Bir de Türkiye'yi Kuzey Irak'ta kurulacak bir Kürt devletinin faziletine inandırmaya çalışıyorlar. Hepsi baştan aşağıya stratejist oldu çıktı. Türkmen illerini gasp edecek olan korsan Kürt Devleti'nin uzun vadede Türkiye'nin milli güvenliğine ne kadar faydalı olacağını anlatmak için şekilden şekile giriyorlar. Hadi bu masallara siz inandınız ya da inanır görünüyorsunuz, biz neden inanalım?
FETÖ'CÜ GAZETECİLER
FETÖ'nün gazetecilerinin yargılanmasına başlandı. Bugünlerde duruşmalar yapılıyor. Haliyle gazetecilerin tutuksuz yargılanması tartışması tekrar gündeme geldi. Bildik argümanlar tekrar dillendiriliyor; gazetecilerin tutuksuz yargılanması gerekiyormuş... Anlamak isteyene cevap çok basit ve ortada tartışılacak bir şey yok aslında. Sadece gazeteciler için değil herkes için tutuksuz yargılanmak esastır. Yani delilleri karartma, kuvvetli suç şüphesi ve bunlar gibi diğer nedenler yoksa, herkes tutuksuz yargılanmalıdır. Gazetecilerin bir tür kamu görevi yürüttüğü kabul edildiği için gazetecilerin tutuksuz yargılanması genel kabul halini almıştır. Ancak gazeteciler, eğer gazetecilik yapıyorlarsa, tutuksuz yargılanmalıdır. Terör destekçiliği, şiddet seviciliği, darbe şakşakçılığı yapan gazeteciler bu kapsama girmiyor. Dolayısıyla FETÖ'nün gazetecileri bu kapsama girmiyor. Durum bu kadar açık seçik ortadayken 'Gazeteciler tutuksuz yargılanmalı' diyerek FETÖ'ye bilerek veya bilmeyerek destek vermenin kabul edilebilir bir tarafı yok.
AZ İŞ DEĞİL
Erdoğan, Birleşmiş Milletler'de temaslarına devam ediyor. Gündemin birinci sırasında küresel adaletsizlikler yer alacak. Her zaman olduğu gibi Türkiye, Suriye'de devam eden vahşeti de, dünya egemenlerinin teröre karşı çifte standartlarını da, Arakan'da devam eden zulmü de dünya gündemine getirecek. Bir kez daha sessizlerin sesi, kimsesizlerin kimsesi, umutsuzların umudu olacak Türkiye ve Erdoğan. Türkiye'nin küresel etkisine bir de bu çerçeveden bakmak lazım. Evet, bugün Türkiye küresel zeminde her istediğini elde edecek kadar güçlü bir ülke değil. Ancak etkisi hafife alınacak bir ülke de değil. Türkiye mazlumların sözcülüğünü yaparak küresel adaletsizliği tam anlamı ile düzeltemese de dünya egemenlerin üzerinde baskı unsuru oluyor. Bir nebze olsun adaletsizliği, zulmü azaltmaya katkı sağlıyor. Müzmin muhalifler beğenmezler ama az bir iş değil!
[Takvim, 20 Eylül 2017].