Yine yeni yepyeni bir oyun. Yeni bir kurgu. Bize düşen rolümüzü öğrenip oynamak! Soru sormadan, kurguya tek laf etmeden. Aslında bir tezgâh bu. Kötücül bir siyasi senaryo. Oyunun adı Dünya Yetmez! Diyeceksiniz ki bu bir James Bond filmi. Ne diyeyim öyle sahiden de. Bize de bu yakışır!
Oyunun amacı dünya liberallerinin imdadına koşmak. "Dünya" yazdım, siz onu "Batı" okuyun. "Liberal" dedim siz onu "konformist" anlayın.
Hedef, Batı'da güç kaybetmeye başlayan statükonun temsilcilerine destek olmak. Onları bu zor zamanlarında yalnız bırakmamak. Malum, tasfiye halindeler. Sadece ABD'de değil Avrupa'da da ağır bir yenilgi yaşıyorlar.
Trump'ın başkanlığı onlar için kahrolası bir sembol. Düşüşün başlangıcı. İngiltere'nin hali zaten içler acısı! Daha sırada Hollanda, Fransa, Almanya, İspanya var. Görüldüğü üzere görevimiz pek bir tehlike!
Batı'nın değerlerini Batılılara bırakacak halimiz yok ya! Batı kurtarılacaksa onu da biz yaparız! Batıcıların önderliğine de ihtiyacımız yok. İçimizde bu işin liderliğine soyunacak yiğitler var. Başrolü onlara vermişler zaten. Onlar da oynuyorlar.
Maşallah, İslam'ın künhüne vakıf, İslam düşmanlığını 10 bin kilometre öteden tanıyan abiler, ablalar onlar. Önce onlar koşacak Batılı liberallerin yardımına. Biz de onların peşine takılacağız. Telin ede ede yürüyeceğiz Batı'nın yeni liderlerini. Hiçbir şey elde etmeden, kendi çıkarımızı düşünmeden. Türkiye ne ki? Dünya yetmez, anlıyor musun!
Batının tasfiye halindeki elitlerini düze çıkarma vazifesini icra ederken birileri bizi yolumuzdan alıkoymaya kalkabilir. "Durun yahu, Türkiye'yi 4 yıldır düşük yoğunluklu bir savaşın muhatabı edenler bunlar değil miydi" diye sorabilir.
"Bugün Batı'da koltuklarına veda edenler Erdoğan düşmanlığı adı altında Türkiye'yi iç savaşa sürüklemek ve işgale açık hale getirmek için uğraştılar" diyebilir.
"Türkiye'yi Suriyelileştirme projesinin sahipleri bunlar" diye işaret edebilir. Onlara aldırış etmemek gerekir. Ezberlerimiz, kafa konforumuz bozulmasın yeter ki. Siyaseten doğruculuktan milim sapmayalım!
Dikkatinizi çekiyor mu? Tayyip Erdoğan "dünya beşten büyüktür" derken en hafif şekliyle "aman canım sen de" edalarında olanlar şimdi Erdoğan'ı Trump'a kafa tutmamakla itham ediyorlar! Türkiye'nin "Suriye'de ne ilgisi var" diye vakti zamanında ortalığı ayağa kaldıranlar şimdi bizi "ABD'ye müdahale"ye çağırıyorlar.
Obama 3 milyona yakın göçmeni sınır dışı ederken çıt çıkarmayanlar şimdi Trump'ın göçmen politikasına karşı ses çıkarmayan bizden değildir diye fetva veriyorlar! Sanki Obama yürüttüğü Ortadoğu siyasetiyle İsrail'e tarihinde hiç olmadığı kadar geniş bir alan açmamış gibi yeni dönemde ABD'nin muhtemel İsrail politikaları üzerinden Türkiye'yi pozisyon almaya davet ediyorlar.
Trump'ın politikalarından rahatsız olanlar olabilir, olacaktır. ABD'de, Avrupa'da ne olur bilmem. Ama Türkiye'de özgürlük var, buyursunlar eleştirsinler.
Kendi değer dünyalarından hareketle bunu yaptıklarını iddia ediyorlarsa etsinler. Hadi ona da ses etmeyelim, inanalım!
Fakat ne olur devleti, hükümeti, Cumhurbaşkanı'nı kendi pozisyonlarına çekmeye uğraşmasınlar. Zira bunu memleket hatırına yapmadıklarını biliyoruz. İnsanlık namına yapmadıklarını da. Niyetleri ne olursa olsun Türkiye düşmanlarına hizmet ediyorlar. Referandum sürecine giren Türkiye'yi yeni ABD yönetiminin hedefi haline getirmeye çalışıyorlar.
Aman dikkat!
[Sabah, 1 Şubat 2017].