- AB ülkelerinin Koronavirüse yönelik ilk tepkisi nasıl oldu?
Koronavirüsle mücadeleye yönelik AB ülkelerinin attığı ulusal adımlardan en tartışmalı olanı Almanya, Fransa, Çekya gibi ülkeler tarafından Mart’ın başında maskelere ve solunum cihazlarına yönelik getirilen ihracat yasakları olmuştur. AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen Birlik ülkelerinin kendi başlarına hareket etmelerini, tek taraflı ihracat yasakları getirmelerini, sınır kontrollerini yürürlüğe koymalarını ve Avrupa’da iç pazarın bozulmasına sebep olmalarını sert bir dille eleştirmiş ve ülkelerin AB kurallarını hiçe saymasından duyduğu rahatsızlığı dile getirmiştir. Söz konusu eleştirilerin akabinde Almanya gibi kimi ülkeler ihracat yasağını kaldırarak İtalya ve Fransa’dan kısıtlı sayıda hastayı Almanya’ya transfer etse de geç gelen bu zayıf adımlar sarsılan AB’nin güvenirliğinin sorgulanmasını durduramamıştır.
- Avrupa’daki aşırı sağ partiler Koronavirüs sonrası siyasetin tek kazananı olabilir mi?
Mevcut olan yabancı karşıtlığının Koronavirüs sebebiyle çok daha belirgin hale geldiği, ırkçılığın hedefinde olan Afrika ve Ortadoğu kökenli Müslüman göçmenlere Çinli göçmenlerin de ekleneceği aşırı sağcı liderlerin söylemlerinden anlaşılmaktadır. Ayrıca AB’nin ilk etapta virüsle mücadelede hızlı ve bütüncül bir politika izleyememesini ve ülkeleri mücadelede yalnız bırakmasını şimdiden söylemlerine yerleştirmiş olan aşırı sağcı liderler ekonomik rehabilitasyon süreçlerinde benzer bir yalnızlığı iç politikada ciddi şekilde kullanacaklardır. Özellikle Avrupa’yı ciddi şekilde vuracak muhtemel bir ekonomik krizin en fazla aşırı sağ hareket ve partileri güçlendireceği ifade edilmelidir. 1929’da yaşanan Büyük Buhran nasıl yıkıcı, faşist hükümetlerin hızlı bir şekilde ortaya çıktıklarını ve bu hükümetlerin sebep oldukları sonuçları göstermiştir. Son yıllarda aşırı sağın yükselişi ile zaten başı dertte olan AB’nin virüs kaynaklı 1929 krizine benzer bir ekonomik krize cevap üretememesi ve etkili önlemler alamaması 20. yüzyılın ilk yarısında Avrupa’yı kana bulayan aşırı sağcı liderlerin yeni versiyonlarının ciddi güç kazanmasına ve Avrupa’nın istikrarını tehdit etmelerine sebep olabilecektir.
Haliyle Koronavirüsle mücadele sürecini iyi yönetemeyen Avrupalı hükümetlerin virüs sonrası oluşacak ve ekonomik krizin de tetikleyeceği tepkilerin odağında yer almaları, bu durumdan ise aşırı sağ partilerin kazançlı çıkması Avrupa için yakın gelecekte çok uzak olmayan bir senaryodur.
- Koronavirüs sonrası oluşacak muhtemel küresel ekonomik kriz ve resesyondan AB ülkeleri nasıl etkilenir?
Borç krizi içerisinde olan bu ülkelerin Koronavirüs sonrası ekonomik krizden çok daha olumsuz etkilenecek olmaları AB içindeki güney-kuzey ve doğu-batı gibi siyasi fay hatlarını genişletme, çok daha hararetli tartışmalara sebep olabilme ihtimalini beraberinde getirmektedir. 26 Mart’ta ekonomilerin olumsuz etkilenmesini engelleme amacıyla AB liderleri bir araya gelmiş ve İtalya’nın “Krizden çıkmak için birlikte borçlanalım” önerisini görüşmüştür. İtalya’nın virüs sonrası ekonomik krizle mücadele için “ortak virüs tahvili” (corona bond) oluşturma fikri konusunda AB ülkeleri mutabık kalmamış, özellikle borç sorunu yaşayan İtalya, İspanya, Fransa gibi ülkeler kolay borçlanmak için tahvilin oluşturulması gerektiğini dile getirse de kuzey ülkelerinin sert karşı çıkışları sebebiyle bir sonuç alamamıştır.
- AB içindeki güney-kuzey ayrımı yeniden mi ortaya çıkıyor?
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de ortak virüs tahvili konusunun sadece bir slogan olduğunu ve Birliğin böyle bir çalışmasının olmadığını söyleyerek güney ülkeleriyle Brüksel arasında oluşabilecek bir gerginliğin işaretlerini vermiştir. İtalya gibi göçmenler konusunda yalnız bırakıldığını düşünen güney ülkelerinin Koronavirüsle mücadelede benzer bir hayal kırıklığı yaşamaları ve ekonomik destek programlarıyla bekledikleri desteği görememeleri kuzey-güney fay hattını Birlik açısından çok daha kapatılamaz bir şekilde genişletecektir. Öyle ki İtalya Başbakanı Giuseppe Conte’nin ekonomik krizle mücadele konusunda AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’e yönelik eleştirilerinin her geçen gün arttığı görülmektedir. Yaşanan ekonomik krizlerin ve borçların çok daha derinleştirdiği ve görünür hale getirdiği güney-kuzey ayrımının Koronavirüs sonrası yaşanacak ekonomik krizde çok daha görünür hale geleceği açıktır.
- AB’de iş birliği ve “Birlik ruhu” Koronavirüs sonrası nasıl şekillenir?
AB’nin Koronavirüsle mücadelede beklenilen desteği ortaya koyamaması virüs sonrası ekonomilerin rehabilitasyonlarına dair etkili bir politika belirleyememesini beraberinde getirirse bu durumun memnuniyetsizliğin arttığı ülkelerde Brexit gibi yeni “exit” senaryolarını da gündeme getirme ihtimali bulunmaktadır. İtalya’da AB bayraklarının yakıldığı bir protesto şeklinin sosyal medyada hızla yayılması ve aşırı sağ liderlerin daha şimdiden virüsle mücadeledeki etkisizliği sebebiyle AB’ye yönelik sert eleştiriler dile getirmesi tartışmaya açılacak yeni “exit” senaryolarının işaretlerini vermektedir. Virüsle mücadelede yalnız kalan ve ekonomik krizden oldukça sert etkilenecek olan ülkelerin kamuoylarında aşırı sağ destekli bir “exit talebi” oluşması muhtemel olsa da kırılgan hale gelen ve ekonomik krizle mücadelede iş birliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyacak olan mevcut hükümetlerin bu talepleri ve eleştirileri nasıl göğüsleyeceklerini ise zaman gösterecektir.
Koronavirüs, hayvanlarda yaygın olarak görülen bir virüs türü. Virüsün 4 alt türü var. Ender olarak hayvanlardan insanlara bulaşabiliyor. Hayvanlardan insanlara bulaştığında oluşan hastalığa “zoonoz” deniyor. Koronavirüsün insandan insana bulaşabilen türünün ilk örnekleri 2003 yılında ortaya çıkan SARS ve 2012 yılında Suudi Arabistan’da ortaya çıkan MERS salgınlarında görüldü. Şu anda gündemde olan tür ise SARS ve MERS salgınlarındaki türden farklı, daha önce tanımlanmamış yeni bir tür. Yeni ortaya çıkan bu koronavirüs türüne verilen isim “2019-nCoV”. Hastalardan elde edilen numunelerdeki virüsün elektron mikroskobu ile çekilen ilk fotoğraf görüntüsü Çin Hastalıkları Kontrol ve Önleme Kurumu (CCDC) tarafından 27 Ocak 2020’de yayınladı. Fotoğrafta da görüldüğü üzere virüsün yüzeyinde onu kaplayan bir halka görülüyor. Bu kısım “taç” anlamına gelen “korona” kelimesi ile ifade ediliyor. (AA)