SETA > Yorum |
Dünya Değişecek Ama Nasıl

Dünya Değişecek, Ama Nasıl?

Çin, gerçekten başardı mı, Güney Kore modeli diğer ülkeler için uygulanabilir mi, Almanlar niçin daha az kayıp veriyor, İtalyan ve İspanyollar Akdeniz rahatlığından mı, yaşlı nüfustan mı, yoksa yönetim beceriksizliğinden mi krizin altında kaldılar?

Çin, gerçekten başardı mı, Güney Kore modeli diğer ülkeler için uygulanabilir mi, Almanlar niçin daha az kayıp veriyor, İtalyan ve İspanyollar Akdeniz rahatlığından mı, yaşlı nüfustan mı, yoksa yönetim beceriksizliğinden mi krizin altında kaldılar?

Bilmiyoruz.

ABD, virüsten en fazla etkilenen ülke mi olacak? Çin’de tekrar vakaların artma ihtimali var mı? Acaba üçüncü dünya ülkelerinde virüs yayıldığında nasıl bir tablo ile karışılacağız?

Tam kestiremiyoruz.

Aşı bulunacak mı, tedavi edici ilaç ne zamana kadar piyasaya çıkar, çıksa bile bu bulaşıcı hastalığı kontrol altına alabilir mi?

Emin değiliz.

Virüsün dünyanın geleceğine ilişkin etkileri konusunda da benzer bir durumdayız, yani “emin değiliz”.

Kalıcı etkilerle ilgili kabaca şunlar söyleniyor: Siyasetler değişecek, toplumların siyasetten beklentisi dönüşecek, normlar her alanda yeni normallerle yer değiştirecek, ekonomiler büyük yara alacak, toplumsal çözülmeler ve bunalımlar baş gösterecek, davranış modelleri değişecek.

Uluslararası ilişkilerin dinamiği yeniden şekillenecek, büyük güç rekabeti şimdikinden farklı alanlara kayacak, milliyetçilik artacak, güçlü ulus devlet geri dönecek, küreselleşme yeni bir form kazanacak, tedarik zincirlerine bağlı olarak üretim yerleri değişecek, arz ve talep dengesizliğinden dolayı tüketim alışkanları farklılaşacak, her alanda zorunlu dijitalleşmeye geçilecek, kişisel güven ve güvensizlik hâli paranoyaya dönüşecek, kimlik ve değerlerimiz aynı kalmayacak…

Bunların hepsi varsayım. Yanlış anlaşılmasın bunlar gerçekleşmeyecek demiyorum. Genellemeler üzerinden yapılan “erkenci öngörüler” olduğunu vurguluyorum.

Bugünlerde, tüm dünyada “pandemi sonrası nasıl bir dünyada yaşayacağız” sorusuna cevap aranıyor. Medyalarda her gün şu kadar uzamana sorduk “en iyi tahminleri” derledik minvalindeki içerikler öne çıkarılıyor.

Tahminlerden bahsedilse de sonuç genelde, “Koronavirüs, dünyayı kalıcı olarak değiştirecek” temasına odaklanıyor.

Koronavirüsün dünyayı değiştireceği kesin. Ama nasıl?

Küresel sistemde bir taraftan, daha krizin ilk aşamalarında, bir ülkenin kendi hastaları için aldığı ilaçlara ve test kitlerine başka bir ülkenin taşıma sırasında el koyması vakaları ile karşılaşıyoruz. Diğer taraftan, bir ülkenin doktorlarının bir başka ülkenin insanlarına yardım etmek için gönüllü olduğuna şahitlik ediyoruz.

Ya da ülkelerin koronavirüsle mücadelede, bir taraftan kendi deneyimlerini diğerine aktarma çabalarını izlerken; diğer taraftan virüsle başa çıkma sürecinin bile büyük güç rekabetine ve ülkelerarası bir nüfuz mücadelesine dönüştüğünü görüyoruz.

Bireysel düzeyde, kendisine yetecek birkaç yıllık malzemeyi marketten yağmalarcasına alıp, rafları boşaltarak bir haftalık yaşam malzemesine ihtiyaç duyanların gözetilmediği vakaları da izliyoruz.

Ama aynı zamanda, doktorlar için malzeme üreten, taşıyan, otelini tahsis eden, yaşlıların bakımı ve ihtiyaçları için gönüllü olan iyi insanların varlığına şahit oluyoruz.

Bu bağlamda, virüs sonrasında ülkelerin davranış modellerinin, uluslararası örgütlerin işlevlerinin, ekonomik sistemlerin işleyiş mekanizmalarının ne yönde değişeceğini bugünden tam olarak kestirmek zor. Şimdilik biraz erken.

Umudunu, işini ve mal varlığını kaybedenlerin, kendilerinden daha iyi durumda olanlara karşı düşman kesileceğini ya da tam tersi yeni toplumsal dayanışma modelleri ortaya çıkacağını söylemek için de biraz erken.

Özellikle bireysel bağlamda sosyal bunalımların yaşanması ya da derinleşmesi, virüsün etkisinin ne zamana kadar süreceği ile doğrudan ilgili.

Bu bağlamda, bugünden mevcut duruma bakınca kesin olan husus şu: 2020’yi el yıkayarak geçireceğiz. Evden çıkmamak ve sosyal izolasyon, bugün için sonucunu öngörebildiğimiz en net konuların başında geliyor.

Belki de, virüsün bulaşma zincirini kırmak, dünyanın geleceğine yönelik derinleşen kaygıların hafifletilmesinde en etkili yöntemlerden biri olabilir.

[Türkiye, 28 Mart 2020]

Küresel bir tehdit oluşturan yeni tip Koronavirüs (COVID-19) ile mücadele sürecini inceleyen SETA çalışmaları.