Birçok fırsatı ve riski beraberinde getiren finans sektörü geliri artan ekonomilerde reel ekonomiye yatırım, tasarruf, güvenlilik ve riskleri azaltma gibi hayati görevler üstlenmektedir. 1980’lere kadar Türkiye ekonomisinde görece önemsiz bir yer teşkil eden finans sektörü özellikle bu dönemden sonra ekonominin önemli bir parçası haline gelmiştir. 2000’lerde uluslararası finansal piyasalar arasında da önemli bir konuma gelen Türkiye finans sektörü 2013’ten sonra özellikle ABD merkezli para politikası değişiklikleri nedeniyle aşırı oynaklık ve finansman sıkıntılarıyla karşı karşıya gelmiştir.
Bu analizde bankacılık sektörü hisse piyasaları, yatırım fonları ve VİOP gibi piyasalar incelenerek Türkiye’nin finans sektörünün yapısı, tarihi gelişimi ve diğer ülkelere kıyasla konumu ele alınmakta; sektörün ekonomiyi destekleyecek sürdürülebilirliği kazanması için önerilerde bulunulmaktadır. Bunlar arasında tasarrufların kısa vadeli bankacılık mevduatlarının ötesinde orta ve uzun vadeli yatırım araçlarına yönlendirilmesi, alternatif tasarruf ve finansman araçlarının yaygınlaşması için gerekli mevcut hukuki, kurumsal ve teknolojik altyapının geliştirilmesi ve eğitim sisteminin bu sürece katkı sağlaması gibi öneriler ön plana çıkmaktadır...