Son 10 yılda, 10 yıl önce tahayyül edilemeyecek değişimler geçiren Türkiye, eski yüklerinin çoğundan arınmak ve yeni bir tarihsel dinamizm sürecine girebilmek için büyük bir atılım içinde. Bu tarihî dönemeçte Türkiye, yaklaşık yüz yıl önce yaşadığı “imparatorluktan ulus-devlete geçiş süreci travmasının” uzantılarını temizlemek için siyasetten hukuka, eğitimden kültüre kadar hemen her alanda ciddi bir yüzleşmeyle yeniden tarih sahnesinde kendisini gösterdi. “Yeni Türkiye” kavramsallaştırması, tam da bu değişim sürecinin yapısal hedefi olarak ortaya çıktı ve kabul gördü. Yeni bir durumdan bahsetmek için bir de eskinin olması gerekir. Eski Türkiye; içeride demokratikleşmeyi, halkın nüfuz edebildiği bir siyasal düzeni, insan haklarına saygılı bir hukuk devletini gerçekleştirememiş ve bizim gibi çok kültürlü toplumlarda ulus-devletin yol açtığı kalıtsal hastalıkları aşamamış bir profile sahipti. Aynı şekilde eski Türkiye, kendi dış politika tercihlerinin öznesi olmakta zorlanan, bölgesinde yarı-aktif ve küresel ölçekte ise pasif/bağımlı bir ülke konumunda idi.
Bu bakımdan yeni Türkiye hedefi, üzerindeki yüklerden önemli ölçüde kurtulmuş, devlet ile milleti karşıt değil bir arada gören, insanını tehdit değil değer olarak algılayan ve dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmiş bir gücün adıdır. Ancak 2012 yılının ilk aylarını geçiren Türkiye, bu hedefe hem çok yakın, hem de çok uzak olabileceğini gösteren tecrübeler yaşıyor; hâlâ aşılması gereken mesafeler, atılacak adımlar, gerçekleştirilecek reformlar ve “norm”alleştirilmesi gereken süreçler var. Toplumsal talepler ile siyasal süreçleri bir norma bağlamayı başarmak ya da başaramamak, aynı zamanda eski ile yeni Türkiye arasındaki eşiğin hangi tarafında yer alacağımızı da tayin edecektir. Bu bakımdan geride bıraktığımız 2011 yılı ve sonrasında içinden geçtiğimiz kritik süreçte Türkiye’yi en iyi anlatan tasvirin “yeni Türkiye’nin eşiğinde” olduğunu düşünüyoruz.
SETA 2010 Yıllığı’nın girişinde 2010 yılını, “Türkiye’nin dönüşüm yılı” olarak tanımlamıştık. Ancak, 12 Eylül 2010’daki %58’lik Anayasa referandumundan dokuz ay sonra 12 Haziran’da yapılan genel seçimlerden iktidarın %50’lik bir sonuçla güçlenerek çıkması, 2011’i de Türkiye için yeni yüzyılın unutulmayacak bir başka yılı kıldı. Aynı zamanda 2011, değişim sürecinin halk tarafından bir kez daha onaylandığı bir yıl oldu.
Bu bakış açısıyla hazırlanan ve Türkiye’nin eşiğinde olduğu yeni Türkiye’ye dair birçok değerli analizi barındıran SETA 2011 Yıllığı, toplumun her kesiminden ilgilisine ufuk açıcı bir kaynak olmaya namzettir. Iki kapak arasında 2011 yılını kuşbakışı değerlendirme imkânı veren bu çalışma, umarız, Yeni Türkiye’nin temeline atılmış bir kürek harç misali, ülkeye faydalı ve hayırlı olur