SETA > Yorum |

Sınavsız Kaygısız Bir Gelecek İçin

OrtaöÄŸretime geçiÅŸ için sınavın sadece son sınıfta uygulanacak olması ve sadece son sınıf müfredatının sorulacak olması, daha erken yaÅŸlarda okul dışı kaynaklara yönelmeyi doÄŸal olarak azaltacaktır. Bu yönüyle karar, hedefine ulaÅŸabilir. Çocuklar da en azından altıncı ve yedinci sınıflarda kendilerine daha fazla zaman ayırma fırsatı bulabilirler. Milli EÄŸitim Bakanı Nimet Çubukçu 28 Haziran Pazartesi günü, ortaöÄŸretime geçiÅŸ sistemiyle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada, altıncı, yedinci ve sekizinci sınıflarda uygulanan Seviye Belirleme Sınavlarının kademeli olarak kaldıracağı ve bundan sonra sadece sekizinci sınıf sonunda bir tane Seviye Belirleme Sınavı (SBS) uygulanacağı belirtildi. Yeni uygulanacak sistemde, SBS’nin ortaöÄŸretime yerleÅŸtirmede yüzde 70 oranında, altıncı, yedinci ve sekizinci sınıf not ortalamalarının ise yüzde 30 oranında etkili olması kararlaÅŸtırılmıştır.

OrtaöÄŸretime geçiÅŸ için sınavın sadece son sınıfta uygulanacak olması ve sadece son sınıf müfredatının sorulacak olması, daha erken yaÅŸlarda okul dışı kaynaklara yönelmeyi doÄŸal olarak azaltacaktır. Bu yönüyle karar, hedefine ulaÅŸabilir. Çocuklar da en azından altıncı ve yedinci sınıflarda kendilerine daha fazla zaman ayırma fırsatı bulabilirler. Milli EÄŸitim Bakanı Nimet Çubukçu 28 Haziran Pazartesi günü, ortaöÄŸretime geçiÅŸ sistemiyle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada, altıncı, yedinci ve sekizinci sınıflarda uygulanan Seviye Belirleme Sınavlarının kademeli olarak kaldıracağı ve bundan sonra sadece sekizinci sınıf sonunda bir tane Seviye Belirleme Sınavı (SBS) uygulanacağı belirtildi. Yeni uygulanacak sistemde, SBS’nin ortaöÄŸretime yerleÅŸtirmede yüzde 70 oranında, altıncı, yedinci ve sekizinci sınıf not ortalamalarının ise yüzde 30 oranında etkili olması kararlaÅŸtırılmıştır.

Çubukçu açıklamasında ortaöÄŸretime geçiÅŸ sistemindeki deÄŸiÅŸikliÄŸin, öÄŸrencileri sınav odaklı sistemden kurtaracağını, aileleri ve öÄŸrencileri aşırı stres ve kaygıdan uzaklaÅŸtıracağını belirtmiÅŸtir. Ayrıca, deÄŸiÅŸiklikle birlikte, öÄŸrencilerin okul dışı kaynaklara (dershane, özel öÄŸretmen, test kitapları vb.) daha az ilgi göstereceÄŸi ve velilerin artı mali yükünün azalacağı beklentisi ifade edilmiÅŸtir.

OrtaöÄŸretime geçiÅŸ sistemindeki bu deÄŸiÅŸikliklerin yanında, 6 Mayıs 2010 tarihli ve 2010/30 nolu Bakanlık genelgesine göre, lise öÄŸrencilerinin çoÄŸunluÄŸunun meslek liselerine “yönlendirilmesi” ilkesi benimsenmiÅŸtir. Böylece, genel liseler, Anadolu liselerine ve meslek liselerine dönüÅŸtürülecektir. Bakanlığın bu kararları, ortaöÄŸretime geçiÅŸ sistemindeki kronik sorunları çözebilir mi? Kararların, eÄŸitim sistemine muhtemel yansımaları neler olacaktır?

OKS’den SBS’lere

Milli EÄŸitim Sistemi: Yapısal Sorunlar ve Öneriler (SETA, 2009) baÅŸlıklı raporumuzda dile getirildiÄŸi üzere, yeni müfredatın romantik ve “mesiyanik/kurtarıcı” dili kullanılarak, 2008 yılında OKS’nin kaldırılmasına ve yeni sınav sistemine (SBS’leri) gereÄŸinden fazla anlam ve sorumluluk yüklenmiÅŸtir. SBS’ler, yıllardır birikmiÅŸ sorunları çözecek bir formül olarak sunulmuÅŸtur.

Oysa Bakanlığın yaklaşımın gerçekçi olmadığı ÅŸimdiki deÄŸiÅŸiklikle anlaşılmıştır. Peki, SBS’lerle gelen sistem neyi deÄŸiÅŸtirdi?

SBS’lerin getirilmesi, ilköÄŸretim açısından bazı olumlu sonuçlar doÄŸurmuÅŸtur. Yeni sistem, okul müfredatını sınavlara yansıtma gayesi gütmüÅŸ ve okul baÅŸarı puanlarını yerleÅŸtirme puanlarına dâhil ettiÄŸi için, öÄŸrencilerin müfredatla ve okulla iliÅŸkileri nispeten saÄŸlamlaÅŸtırılmıştır.

Ekonomik güç öne çıktı

Ne var ki, yeni sistemle okul dışı kaynaklara (dershane, vs.) yönelme azalmamış ve daha eÅŸitlikçi bir sistem oluÅŸturulmamıştır. Yeni sistemle, öÄŸrenciler artık daha erken yaÅŸtan itibaren dershanelere gitmeye baÅŸlamıştır. SBS’ler, öÄŸrencilerdeki stres ve kaygıyı artırmış ve aynı zamanda daha erken yaÅŸlara çekmiÅŸtir.

Ekonomik gücü daha fazla olan aileler, çocuklarının daha uzun süre ve daha erken yaÅŸlardan itibaren okul dışı destek almalarını saÄŸlamışlardır.

Ekonomik ve kültürel sermayenin eÄŸitim sistemindeki belirleyiciliÄŸi OKS’den SBS’ye geçiÅŸle daha erken yaÅŸa çekilmiÅŸ ve 12 yaşındaki çocuÄŸun ya da ailesinin ihmali, çocuÄŸun hangi üniversiteye gideceÄŸi konusunda önemli olmaya baÅŸlamıştır. Sistem, toplumsal tabakalaÅŸmayı artırma riski taşıyordu. Özellikle bu boyutuyla SBS’lerin altıncı ve yedinci sınıfta kaldırılması oldukça önemli bir adımdır.

Tek SBS uygulaması

OrtaöÄŸretime geçiÅŸ için sınavın sadece son sınıfta uygulanacak olması ve sadece son sınıf müfredatının sorulacak olması, daha erken yaÅŸlarda okul dışı kaynaklara yönelmeyi doÄŸal olarak azaltacaktır. Bu yönüyle karar, hedefine ulaÅŸabilir ve çocuklar en azından altıncı ve yedinci sınıflarda kendilerine daha fazla zaman ayırma fırsatı bulacaklardır.

Ayrıca, Bakanlığın açıklamasında yer almayan ancak bizce öÄŸrencilerin yaÅŸadığı stresten daha önemli olan husus, erken yaÅŸlarda sınavın kaldırılmasının daha eÅŸitlikçi bir potansiyel taşımasıdır.

Ä°lginçtir, stresi azaltmak ve dershanelere bağımlılığı azaltmak adına 2008 yılından itibaren uygulamaya konan bir sistem, yine aynı gerekçelerle 2010 yılında kaldırıldı. Daha tuhafı, yine 2010 yılında uygulamaya konan yeni üniversite giriÅŸ sistemi, stresi azaltmak gayesiyle, tek oturumdan iki aÅŸamalı ve altı oturumlu bir sınav sistemine geçildi! Bu deÄŸiÅŸiklikler birlikte deÄŸerlendirildiÄŸinde, sözkonusu gerekçelerin aslında hiçbir anlam ifade etmediÄŸi görülür.

Stres üreten sınav sistemi

ÖÄŸrencilerin ve ailelerin yaÅŸadığı stresin kaynağı, sınavların varlığı deÄŸil, sınavlar sonucunda yerleÅŸilen lisenin öÄŸrencinin eÄŸitim hayatında belirleyici olmasıdır. Bakanlık da bu gerçeÄŸin farkında olduÄŸu için, ortaöÄŸretime geçiÅŸteki düzenlemelerin yanında ortaöÄŸretimde de bir takım düzenlemelere gitmiÅŸtir. Bu düzenlemeleri ele almadan önce, bugün ortaöÄŸretim sistemini darboÄŸaza sürükleyen nedenleri ele almak zorunludur. Bugün ortaöÄŸretime geçiÅŸ sınavında yaÅŸanan stresin kaynağı, iyi bir lise kazanmanın öÄŸrencinin eÄŸitim hayatı üzerinde belirleyici görülmesidir. Ailelerin ve öÄŸrencilerin ortaöÄŸretime geçiÅŸe atfettikleri bu önem, asla sanal bir algı olarak deÄŸerlendirilmemelidir.

Liseler arası hiyerarşi

Birincisi, öÄŸrenci seçme sistemi dolayısıyla liseler arası baÅŸarı hiyerarÅŸisi kurulmaktadır. Aileleri okul tercihine iten en önemli neden, ilköÄŸretimin sonunda öÄŸrenci seviyeleri arasında çok önemli farklılıklar olması yani ilköÄŸretim diplomasının deÄŸersizliÄŸidir. Böylece daha baÅŸarılı öÄŸrenciler belli liselere toplanmaktadırlar ve aileler bu okullarda eÄŸitime daha uygun bir ortam olduÄŸunu gözlemektedirler. Bugünkü mevcut ortaöÄŸretim sisteminin hiyerarÅŸisi, toplumsal meÅŸrutiyetini bu husustan almaktadır.

Ä°kinci olarak, hiyerarÅŸinin hem bir belirleyicisi hem de bir sonucu, üniversite giriÅŸ sisteminde uygulanan Ağırlıklı OrtaöÄŸretim BaÅŸarı Puanı (AOBP)’dır. AOBP, tüm milli eÄŸitim sistemini esir almıştır. AOBP, iyi bir liseye giden bir öÄŸrenciyi, arkadaÅŸlarının baÅŸarısı dolayısıyla üniversite giriÅŸ sınavında ödüllendirmektedir! Bu sistem, bireysel baÅŸarıyı anlamsızlaÅŸtırmakta ve okul baÅŸarısını öne çıkarmaktadır. Ä°yi bir lise kazanmak iyi bir üniversite kazanmanın önkoÅŸuludur.

OrtaöÄŸretimin yeni düzeni

Sadece liselerin baÅŸka lise türüne dönüÅŸtürülmesi, ortaöÄŸretim geçiÅŸ sistemi üzerindeki baskıyı azaltmayacaktır. Aksine Anadolu liseleri sınavla öÄŸrenci aldığı takdirde bu baskı daha da artabilir. Çünkü aynı

ildeki Anadolu liseleri arasında da bir hiyerarÅŸi sözkonusu olacaktır. Türkiye’de hem okul türleri arasında hem de aynı okul türleri arasında bir farklılaÅŸma vardır.

Bir genel lisenin, sınavla öÄŸrenci alan bir Anadolu lisesine dönüÅŸtürülmesi, o lisenin öÄŸrenci profilini homojenleÅŸtirecektir. Seçilerek ve sıralanarak liselere öÄŸrenci alınmaya devam edildiÄŸi takdirde daha önce mahallenin okulu olan liseler de sıralamaya göre öÄŸrenci alacaktır. Ki bu durum oldukça olumsuz sonuca neden olacaktır. ÖrneÄŸin, büyükÅŸehirlerde eskiden mahallesindeki genel liseye giden bir öÄŸrenci artık sıralamaya göre oldukça uzaktaki bir Anadolu lisesine gitmek durumunda kalacaktır.

Alternatif olarak, Anadolu liselerine sınavsız öÄŸrenci alınabilir ki Bakanlık açıklamasından dört yıl sonra böyle bir uygulamaya geçileceÄŸi anlaşılmaktadır. Her Anadolu Lisesi eÄŸer mahallenin lisesi olacak ÅŸekilde dönüÅŸürse ve herkes mahallesindeki okula gitmek zorunda kalırsa ancak okullar arası hiyerarÅŸi kırılabilir ve hâlihazırda baÅŸarılı olarak tanımlanan liselere yönelik baskı azalır.

Bunun pratikliÄŸini ise zaman gösterecek. Aksi takdirde tüm öÄŸrenciler ve velileri bugün baÅŸarılı olarak tanımlanan okullara gitmeye çalışacaklardır ve bugüne yani baÅŸa dönmüÅŸ olacağız. Ayrıca sadece karne notlarıyla öÄŸrenci seçildiÄŸi takdirde, öÄŸretmenler ve idareciler baskı altına alınacaktır.

MEB, yönlendirme!

Yukarıda iÅŸaret edilen MEB genelgesindeki asıl sorun, belirli bir bölge için tanımlanmış Anadolu lisesine girmeyen ancak mesleki eÄŸitime gitmek istemeyen bir öÄŸrencinin ne yapacağı konusundaki durumdur. Genelge açıkça bazı öÄŸrencilerin istekleri dışında dahi olsa bir yönlendirmeye tabi olacağına iÅŸaret etmektedir!

Adına ister “yönlendirme” ister baÅŸka bir ÅŸey diyelim, öÄŸrencilerin meslek liselerine istekleri dışında gönderilmeleri, bir zorlamadır.

MEB mesleki eÄŸitime dair bazı metafizik sayısal hedeflere ulaÅŸmaya çalışırken, öÄŸrenci ve velilerinin taleplerini de dikkate almalı ve bu talepler temelinde hedefler belirlemelidir.

Bundan sonra ne yapılmalı

Ä°lköÄŸretimi ve ilköÄŸretim diplomasini anlamlı hale getirmek için çocukların temel bilgi ve becerileri kazanarak mezuniyetlerinin saÄŸlanması gerekir. Liseye giden bütün öÄŸrencilerinin seviyelerinin artırılması, hangi lisede okunacağı konusunda yaÅŸanan baskıyı azaltacaktır.

Bireysel baÅŸarıyı anlamsızlaÅŸtıran ve liseyi öne çıkaran, AOBP uygulamasından derhal vazgeçilmelidir.

Bu, Milli EÄŸitim Bakanlığı ile YükseköÄŸretim Kurulunun iÅŸbirliÄŸini gerektirir. Üniversiteler ve programlar arasındaki açık hiyerarÅŸik yapının esnetilmesi adına, özellikle daha az tercih edilen üniversiteler ve bölümler, kendilerini toplumun beklentilerine göre güncellemeli ve böylece mezunlarının istihdam edilebilirliklerini artırmalıdırlar.

Ä°steyen hiçbir öÄŸrenci, akademik eÄŸitimden mahrum bırakılmamalıdır. Dolayısıyla, yönlendirme, bir tür zorlamaya dönüÅŸmemelidir. ÖÄŸrencileri meslek lisesine gitmeye zorlamak, yeni bir katsayı ve kast sistemi riski taşımaktadır.

Açık GörüÅŸ - 11.07.2010