Analiz: Türkiye Medyası ve Kutuplaşma: TEOG Örneği

Analiz, Türk medyasının ürettiği toplumsal kutuplaşma söylemini 2014 yılı TEOG sistemi kapsamında medyada yer alan haberler özelinde incelemektedir.


Devamı
Analiz Türkiye Medyası ve Kutuplaşma TEOG Örneği
İslam Dünyasının Endişeli Laikler i

İslam Dünyasının ‘Endişeli Laikler‘i

IŞİD'in yükselişinin yeni bir endişeli laikler kuşağı yaratması anlaşılabilir bir durum. Ancak bu durumun yeniden radikal laiklik uygulamalarını meşrulaştırma ihtimali olduğu gözardı edilmemesi gereken bir ihtimal.


Devamı

Kentsel dönüşüm, doğru anlaşılıp uygulandığında hem kimliği, hem tarihi-kültürel mirası muhafaza edecek, hem de yaşanabilir ve güvenli alanlar temin edebilecektir.

Fahrettin Altun sosyal medyanın, sosyal hayatın bir yansıması olduğunu ve toplumsal şiddetin olduğu gerilimli ortamların sosyal medyaya yansımamasının beklenemeyeceğini belirtti.

Modern insanın içinde yaşadığı çağa özgünlük atfederken yeni bir bilinç geliştirdiğini iddia edebiliriz. Burada karşımıza “güncelin egemenliği” çıkar. “Güncel olan”ı belirleyense birtakım mekanik, elektronik ve dijital müdahalelerdir.

Vesayet düzeni adeta en geniş anlamda topluma dair ne varsa onun düşmanıdır; toplumun kodları ile oynar, onu felç eder, normal seyri tıkar, toplumsal kanalları daraltır, fertleri parçası olduğu toplumdan bezdirir ve olağanı olağan dışı hale getirir.

İstanbul Londra Olur mu?

İstanbul metrosundaki farklı coğrafyalardan insanların varlığının artmasına Türkiye kamuoyu ne türden tepkiler veriyor? Ya da "devlet aklı" bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyordur?


Devamı
İstanbul Londra Olur mu
Tarihin Dışında Kalmak

Tarihin Dışında Kalmak

Türkiye Batılılaşması ceberrut bir proje olarak başladı ve öyle devam etti. Cumhuriyetin kuruluşu sonrasında kendi tarihiyle kavgalı bir devlet, ciddi kimlik problemlerinin, eşitsizliklerin ortaya çıkmasına vesile oldu.


Devamı

Medyanın ürettiği haber içerikleri ise, çoğunlukla manipülasyon yarattığı düşünülerek eleştirildi. Medyanın “haz ekonomisi”ne yaptığı katkı kadar, “hız” ve “sansasyon”u norm olarak kabul eden habercilik dilinin yarattığı yanlış yönlendirmeleri sorunsallaştırıldı.

Çok şükür medyada yer etmiş olan muhafazakârların kötü temsili âdeti henüz yeterli seviyede olmasa da gittikçe değişiyor ve özellikle televizyonlarda muhafazakârları ve diğer toplumsal kimlikleri gerçek hayatta var oldukları çeşitlilik içerisinde temsil eden yapımlar artıyor.

Dış kamuoyunda üretilen haber iç kamuoyunda daha önceden oluşturulmaya çalışılan çeşitli algılar ve söylemler için nasıl, ne şekilde ve kimler tarafından dolaşımda tutulmaktadır?

SETA analisti Fahrettin Altun, medyada yaşanan paradigma değişimini anlayabilenlerin yeni döneme adapte olabileceğini belirtti.