Milli Muharip Uçak programı kapsamında geliştirilen KAAN savaş uçağı 21 Şubat 2024’te ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Böylelikle Türk kamuoyu ilk kez yerli ve milli imkanlarla geliştirilen insanlı bir savaş uçağının uçuşuna şahitlik etti.
DevamıYaklaşık iki haftadır Amerikan kamuoyu ülkenin hava sahasında gözetlenen Çin’in ‘casus’ balonuyla meşgul hale geldi. Halkın balonu çıplak gözle gözlemlemesiyle gündemin ilk sırasına oturan balonun Amerikan hava sahasında seyretmesi ABD’yle Çin arasında yeni bir diplomatik kriz alanı haline geldi. Dışişleri Bakanı Antony Blinken Çin’e planladığı geziyi iptal ederek tepki gösterdi. Kamuoyunda balonun neden bir an önce düşürülmediği şeklinde oluşan baskılar karşısında Beyaz Saray balonun vurulmasının sivil halka zarar vermesini istemediklerini söyledi. Balonun ülkeyi baştan başa geçtikten sonra Atlantik Okyanusu üzerinde vurularak parçalarının toplanması sonrasında bu hafta sonu 3 farklı objenin benzer biçimde savaş uçaklarıyla vurulması casus balon krizinin büyüdüğünü gösterdi. ABD’yle Çin arasındaki istihbarat savaşlarının bu şekilde yeni bir boyut kazanması iki ülke arasındaki güç mücadelesinin konvansiyonel alanlar dışında siber, uzay ve Arktik gibi ileri teknoloji gerektiren alanlara da sıçradığına işaret ediyor.
Devamı
AB Yapay Zeka Yasası nedir? Yasa hangi temel sınamalarla karşılaşabilir? Düzenlemenin küresel mevzuat çerçevesindeki etkileri nelerdir?
30 Ekim 2023’te ABD Başkanı Joe Biden yapay zeka (YZ) teknolojisinin sunduğu potansiyelden yararlanmayı ve neden olabileceği riskleri minimalize etmeyi amaçlayan bir başkanlık emri imzalayarak YZ teknolojilerinin ABD’de kullanımına dönük bir rotanın oluşturulmasında önemli bir adım atmıştır. Başkan Biden’ın bu direktifinin öncesinde (2019 ve 2020’de) eski Başkan Donald Trump’ın iki yürütme emrini imzaladığı da unutulmaması gereken önemli bir detaydır. Trump’ın imzaladığı bu emirler Amerikan tarihinde YZ teknolojisinin yönetimine dönük bir başkan tarafından alınan ve sonuçlanan ilk iki resmi girişim olmuştur. Bu kararlarda ABD’nin alan dahilinde lider konumunda kalabilmesi için hükümetin YZ’yi nasıl kullanabileceği ve ne gibi stratejiler geliştirmesi gerektiğine odaklanılmıştır. Buna karşın göreve geldiği günden beri Biden hükümetinin konu bağlamındaki resmi yaklaşımı ise ağırlıklı olarak YZ teknolojisinin etik ve sorumlu kullanımını vurgulamak olmuştur. Biden’ın konu dahilinde öncelediği başlıklar incelendiğinde YZ uygulamalarında özellikle Amerikan vatandaşları üzerindeki yansımalarda etik standartlara ve toplumsal sorumluluğa bağlı kalınmasını sağlamaya odaklandığı görülmektedir.
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi desteğiyle hazırlanan Dijitalin Yüzyılı kitabının temel amacı da genel anlamda dijitalleşme hakkında geniş kitlelere farkındalık kazandırmak ve özelde ise Türkiye’nin dijitalleşme sürecinde attığı önemli adımları ortaya koyabilmektir. Kitabın, dijitalleşme konusunda Türkçe alan yazınında temel bir referans eser olması ve teknolojinin toplumsal, ekonomik ve idari etkileri hakkında bilgi sunması hedeflenmiştir. Bu açıdan elinizdeki kitap, hem profesyonel anlamda alana ilgi duyanlara hem de bu konuda bilgi sahibi olmak isteyen geniş toplumsal kesimlere katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Twitter’ı X adı altında yeniden markalaştırma adımı, Elon Musk’ın sosyal medya platformunu satın aldığından beri aldığı radikal kararlara bir yenisini ekledi. Twitter’ın kamu tartışmalarının en ciddi düzeyde gerçekleştiği platform olması itibariyle diğer sosyal medya platformlarından daha ayrı bir yeri var. Özellikle haberlerin en hızlı yayıldığı ve yorumlandığı mecra haline gelen Twitter, birçok özel ve kamu kurumunun da vatandaşlarla etkileşiminin kilit aracı haline geldi. Platformun fiili olarak bir kamu hizmeti işlevi görmeye başladığını savunanlar, elektrik, su ve gaz gibi temel hizmetlerle benzer şekilde kanuni düzenlemelere tabi olması gerektiğini tartışmaya başlamışlardı. Twitter’ın günlük hayatın bu kadar önemli bir parçası haline gelmesi, teknoloji firmalarının hayatın her alanını kuşatmaya başlayan gücünün kullanımı konusunda kritik soru işaretleri yarattı.
Bu çalışma kuantum teknolojilerinin tarihsel gelişimini, askeri ve sivil alandaki uygulamalarını ve geleceğe yönelik değerlendirmeleri kapsamlı bir şekilde ele almaktadır.
DevamıTeknoloji, tarihsel olarak savaşın yapılış tarzı ve seyrine yön veren başat faktörlerden biri olmuştur. Teknoloji alanındaki gelişmeler politikacıların ve askerlerin savaş hakkındaki inanış, düşünce ve beklentileri üzerinde köklü değişikliklere neden olmuş; karar alıcıları bir sonraki savaşı kazandıracak adaptasyon ve dönüşüm gibi pratiklere zorlamıştır. Bu anlamda teknolojik durum, savaş hakkındaki mülahazaların ayrılmaz bir parçası olarak anlaşılabilmektedir.
DevamıSağlık sisteminin ekonomik açıdan sürdürülebilirliğini sağlayabilmek için tüm dünyada yenilikçi çözümler üretilmesi gerekmektedir. Bunu yapamayan ülkelerin sağlık sistemlerinde ciddi sıkıntılar yaşaması beklenmektedir. Koronavirüs (Covid-19) salgını sağlık sektöründe ani değişimlere uyum sağlamanın önemini bir kez daha tüm dünyaya göstermiştir. Koronavirüs gibi bulaşıcı hastalıklar, endemiler ve pandemiler bundan sonraki dönemde de karşılaşılacak en önemli global halk sağlığı sorunlarıdır. Böyle yıkıcı sağlık sorunlarının çözümünde dijital sağlığı ön plana çıkarmak, kaliteli veri toplayarak analiz etmek, yapay zeka yöntemleri ile karar süreçlerini kısaltmak hayati öneme sahiptir.
Türkiye olarak 14 Mayıs Seçimlerine odaklandığımız şu günlerde dünya dönmeye, projeler ilerlemeye ve teknolojiler gelişmeye devam ediyor. Özellikle dijitalleşme çağında her gün yeni bir adım atılıyor ve teknoloji her gün boyut değiştiriyor. İşte bu çağda Türkiye'nin geleceğin dünyasında var olabilmesi adına tanımlanan Dijitalin Yüzyılı Vizyonu ve bu vizyona uygun olarak atılan adımlar bizleri ümitlendirdiği kadar mutlu ediyor.
Geride bıraktığımız son on yılda ivme kazanan sanayi ve ekonomideki gelişimin, MTH’nin yüksek çarpan etkisi ile Türkiye’nin kalkınma ve büyüme sürecine ciddi bir katalizör etkide bulunması beklenmektedir. 2002 sonrası dönüşümün, sağlamlaştırılan altyapının üzerine kurulan yeni teknoloji hamlesi, ciddi bir vizyonun ve küllerinden yeniden doğma çabasının son aşamasıdır. Sanayinin, iş ve üretim süreçlerinin hatırı sayılır bir dönüşüm geçirdiği son birkaç on yıl; yeni teknolojilere, sermaye birikimine ve beşeri kapasiteye yatırımı bir zorunluluk haline getirmiştir. Nitekim bugün yapay zeka, otonom teknolojiler ve robotlar; rutin, sekreterlik gibi sadece destek hizmetleri veren ve sürekli tekrar eden işleri devralırken, bireyin ve beşeri sermayenin, nispeten daha teknik, “yaratıcı” ve daha kompleks konulara yönlenebilmesinin önünü açmıştır.
Ar-Ge; bilgi seviyesinin artırılması ve mevcut bilginin yeni uygulamalarda kullanılması amacıyla “yaratıcı” ve sistematik çalışmalardan oluşmaktadır. Ar-Ge faaliyetleri aynı zamanda inovasyon çalışmalarının önemli bir parçasıdır. İnovasyon, verimlilik ve ekonomik gelişmenin iticisi olup, yeni ve daha iyi iş olanaklarının oluşması, sosyal hareketliliğin sağlanması ve küresel sosyal sorunların önüne geçilmesinde önemli bir araçtır. Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları ile firmalar, rekabet güçlerini artırarak ulusal ve uluslararası pazarlardaki konumlarını güçlendirme olanağı sağlayabilmektedir. Buna göre bugün teknolojik yeniliklerin getirdiği ekonomik büyümeden faydalanmak için hem firmaların hem de toplumların Ar-Ge faaliyetleri yürütmesi tartışılmaz derecede önemlidir.