PKK Nasıl Medyatikleşti?

Turgay Yerlikaya: “PKK'nın eylemlerinden medet uman ve onu devrimci şiddet bağlamında meşrulaştıran söylem, ne yazık ki hem akademide hem de kültür-sanat alanında mütemadiyen karşımıza çıkıyor. Kendisini özgürlükler üzerinden pazarlayan bir örgütün bütün bu alanları araçsal akılla işlevsel kılması ve destekçi bulmakta zorlanmaması, üzerinde çokça düşünülmesi gereken bir konu.”


Devamı
PKK Nasıl Medyatikleşti
Macron NATO yu Hatırlamış

Macron NATO’yu Hatırlamış

Macron ne konuştuğunun da farkında değil. Türkiye'nin meşru hükümete verdiği desteği gayri meşru ilan etmeye kalkışmak ancak böylesi bir aymazlığın ürünüdür. Buralarda eskiden olduğu gibi istedikleri gibi at koşturabileceklerini sanıyorlar. Kendileri darbecileri desteklerken sorun yok. Türkiye meşru hükümete destek verince kıyamet kopuyor.


Devamı

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, Libya’daki jeopolitik rekabet ve küresel aktörlerin tavırları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt, Türkiye’nin Kuzey Irak’ta icra ettiği son operasyonları değerlendirdi.

SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin, terörle mücadelede Türkiye’nin uyguladığı askeri taktikler üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Libya cephesi hareketlendikçe bu cephede karşı karşıya gelen aktörlerin politikalarına yakından bakma ihtiyacı daha fazla hissediliyor.

Sisi’nin Tehdidi ve Sirte-Cufra Düğümü

Yunanistan ve Fransa'nın öfkeli açıklamalarına Mısır daha ileri bir adım atarak eklendi. Darbeci Sisi, geçen cumartesi günü Sirte ve Cufra'nın düşmesini "kırmızı çizgi" ilan etti. Bu çizginin aşılması halinde Mısır'ın "doğrudan müdahale" edeceğini söyledi.


Devamı
Sisi nin Tehdidi ve Sirte-Cufra Düğümü
Libya'da Çözüm Arayışı

Libya'da Çözüm Arayışı

Libya'da meşru Serrac Hükümeti'ni deviremeyeceğini anlayanlar şimdi ateşkes istiyor. Ama bu talep bir barış arayışı değil. Nefesi kesilenler enerji toplama ve vakit kazanma peşinde. Bu nedenle yapılan çağrıların çözüm için bir anlamı yok.


Devamı

Darbeciler darbecilerle beraber. Sisi, Hafter'i desteklemeye devam ediyor. Bu zamana kadar desteği pek umursamadık ama kaybetmeye başlayınca işi tehdit boyutuna kadar taşıdı. Türkiye'nin desteklediği meşru Serrac hükümeti kritik bölgeleri ele geçirince tüm darbecilerin etekleri tutuştu. Sisi de sembolik bir ordu ziyareti sırasında açıklama yapmış ve Sirte'nin Mısır için kırmızı çizgi olduğunu söylemiş. Önce ateşkes talep ediyordu. Kendisinin ciddiye alınmadığını anlayınca tehdit de savurmuş.

Ankara'nın Libya inisiyatifi Avrupa ve Ortadoğu başkentlerinde yeni bir Türkiye tartışması başlattı. Türkiye'nin giderek daha etkili bir güce dönüştüğünü kabul eden bu tartışmanın iki boyutu var. İlki, Suriye'den Libya'ya Doğu Akdeniz çevresinde güç denklemlerindeki somut değişime odaklanıyor. İkincisi ise niyetleri sorgulayan tam bir propaganda savaşı durumunda. Bu iki boyutu ayrıştırmadan Türk dış politikasının son dönemdeki hamlelerini, kapasitesini ve niyetini anlamlandırmak mümkün olmaz.

Fransa, Libya petrollerinden aslan payını almak istiyor ve ülkenin kendi nüfuzu altında bir hükûmet tarafından yönetilmesi için çalışıyor. Bu politika çerçevesinde Mısır, BAE ve Suudi Arabistan yönetimleriyle, İsrail tarafından da desteklenen bir ittifak yaptı. Zamanla Yunanistan’ın da katıldığı bu ittifakın öncelikli hedefi, General Hafter’in desteklenmesi yoluyla Türkiye, Katar ve İtalya gibi rakiplerin Libya’dan uzak tutulması idi.

Türkiye’nin önümüzdeki dönemde milli güvenliğini ve ulusal çıkarlarını doğrudan etkileyecek belli alanların olduğu söylenebilir. Bu stratejik alanları Fırat'ın doğusu (Irak'ı içerecek şekilde İran sınırına kadar uzanan bölge kastedilmektedir), Akdeniz'in doğusu ve Libya'nın doğusu olarak sıralamak mümkündür. Son dönemde tüm bu alanlarda Türkiye'nin askeri ve diplomatik olarak varlığını güçlü bir şekilde hissettirdiği açıktır. Türk dış politikası son yıllarda bölgede istikrarsızlık üreten ve doğrudan ülkemizi ilgilendiren başlıkları oldukça dinamik bir tempoyla takip etmektedir. Neredeyse her yıl sorunlu birçok alanda çözüm üretmek artık sıradanlaşan mesailer olarak karşımıza çıkmaktadır. Şüphesiz bu krizlerin her birinden ciddi tecrübeler edinen ve bir sonrakine daha hazırlıklı yaklaşan Türkiye'nin uluslararası siyasetin gidişatını en iyi değerlendiren aktörlerin başında geldiğini söylemek mümkündür