AB den Bosna Hersek ile Müzakerelere Yeşil Işık

AB’den Bosna Hersek ile Müzakerelere Yeşil Işık

21 Mart’ta yapılan zirvede Avrupa Birliği (AB) Konseyi, Bosna Hersek ile üyelik müzakerelerine başlanmasına yönelik karar aldı. 12 Mart’ta Avrupa Komisyonu’nun bu yönde aldığı tavsiye kararının ardından Konseyin de bu kararı alması bekleniyordu. AB’nin son iki yıldır güçlenen genişleme perspektifini ortaya koyan bu kararın ardından müzakere takvimi ise Bosna Hersek’in atacağı reform adımlarına göre belirlenecek.


Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 88. sayısı raflarda yerini aldı.

Bir kasırganın geldiği tespiti Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'e ait. Bu ifadeyi El Pais gazetesine verdiği röportajda AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'i "tamamen İsrail yanlısı duruş sergilemekle" suçlarken kullandı. Borrell, AB'nin Rusya-Ukrayna savaşına ve İsrail'in Gazze'deki katliamlarına yönelik politikalarının yüksek maliyetler ürettiğini belirterek "Batı'da bir kasırganın yaklaştığı" öngörüsünde bulunuyor. Dante'nin İlahi Komedya'sına atıfla "şiddet çemberinin" geldiğini belirten Borrell, "çok geçmeden Avrupa uyanmak zorunda" diyor. AB çevrelerinde Von der Leyen'in İsrail'e koşulsuz desteğine duyulan tepki biliniyor ve bunun bir örneği "Bayan Soykırım" tabiriyle ifade edildi.

Bu analizde Almanya’daki Federal Hükümetin 2024’ün ilk aylarında karşılaştığı zorluklar irdelenmektedir. Ayrıca muhalefette öne çıkan güncel gelişme ve değişiklikler de ele alınmaktadır.

AGKG nedir ve neyi hedeflemektedir? Türkiye’nin bu girişime dahil oluşuna etki eden faktörler nelerdir? Girişimin Avrupa savunma sistemine ve NATO-AB iş birliğine nasıl bir katkısı olur? Bu girişim Avrupa savunma politikaları açısından nasıl değerlendirilebilir?

Değişen Dünyada AB ve Türkiye Strateji Belgeleri Üzerinden Bir Değerlendirme

Değişen Dünyada AB ve Türkiye | Strateji Belgeleri Üzerinden Bir Değerlendirme

Güvenlik strateji belgeleri belli zaman aralıklarında hazırlanan ve bir ülkenin başlıca güvenlik kaygılarının ve bunlarla nasıl baş edeceğine dair çözüm önerilerinin yer aldığı dokümanlardır. Bu kitapta, 2003’ten günümüze AB tarafından hazırlanmış ve uygulamaya koyulmuş strateji belgeleri ve Türkiye’nin güvenlik strateji belgeleri olarak kabul edilen Milli Güvenlik Siyaseti Belgeleri incelenmektedir. Strateji belgelerini merkeze alan bu çalışmada, değişen dünyada AB ile Türkiye’nin ortak hareket etmesiyle kazan-kazan durumunu oluşturabilecek politika ve yaklaşımlar üzerinden değerlendirmeler yapılmakta ve tavsiyelerde bulunulmaktadır. Her ne kadar bu inceleme AB küresel strateji belgeleri ve Türkiye’nin Milli Güvenlik Siyaseti Belgeleri üzerinden yapılsa da Türkiye’nin ulusal güvenlik strateji belgesi bulunmadığının altını çizmek gerekir. Bu açıdan elinizdeki kitap aynı zamanda Türkiye’nin de kapsamlı ve ayrıntılı bir ulusal güvenlik strateji belgesi hazırlaması yönünde bir örnek teşkil edebilir.


Devamı

Başkan adaylığı yarışındaki Trump yeni NATO söylemi ile dünya gündemine yerleşti. Daha önce NATO'yu "modası geçmiş bir örgüt" olarak nitelediği ve yüzde 2'lik savunma harcama kotasını karşılamayan üyeleri suçladığı biliniyordu. Trump bu defa, Güney Carolina'daki mitingde "harcama kotasını karşılamayan müttefiklere karşı Rusya'yı ne isterse yapmaya teşvik edeceğini" söyledi. Bu açıklama Cumhuriyetçilerin Ukrayna'ya yeni askeri desteği Kongre'de bloke ettiği ve Putin'in NATO'nun beş kez genişlemesini Ukrayna'daki savaşın temel sebebi ilan ettiği mülakattan sonra geldi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 87. sayısı raflarda yerini aldı.

SETA Güvenlik Radarı’nın son sayısında, 2023 boyunca Türk dış, güvenlik ve savunma politikalarını şekillendiren önemli olayları derinlemesine inceliyoruz. Analizimiz, Türkiye’nin gelişen stratejik ortamının etkileşim içindeki boyutlarına odaklanıyor. 2023’ün temel dinamiklerini yakından inceleyerek Türkiye’nin dış politikasının 2024’teki muhtemel seyrine projeksiyon sunmayı hedefliyoruz.

Türkiye, yoğun diplomatik temaslarla geçen uzun bir sürecin ardından İsveç’in NATO üyelik başvurusunu onayladı. Söz konusu süreçte Ankara, Stokholm yönetimi ile başta terörle mücadele olmak üzere belirli başlı konularda daha verimli bir iş birliği arayışında oldu. Geleneksel NATO müttefiklerinden terörle mücadelede yeterli desteği göremeyen Türkiye için bu süreç hem endişelerini yeniden gündeme getirme işlevi gördü hem de İsveç’in NATO şemsiyesi altında uzun vadeli bir güvenlik ortağı olarak görülebilmesinin zeminini oluşturmaya çalıştı. Diğer taraftan İsveç’in üyeliğinin NATO bakımından materyal kabiliyetlerin artırılmasından ziyade siyasal bir önem taşıdığı açık bir şekilde görülebiliyor. Bu kapsamda İsveç’in üyelik başvurusundan bu yana geçen sürecin dinamiklerini ve önümüzdeki dönemde beklenebilecek gelişmeleri uzmanlar cevapladı.