Analiz: PKK ve Baasçılık

Türkiye'nin mecburi ve tabii istikameti olan demokratikleşmenin organik bir parçası olmak yerine yel değirmeniyle savaşmayı tercih etmektedir. Cumhuriyet tarihimizin en yoğun normalleşme yılları yaşanırken, PKK, Kürt meselesinin en önemli aktörü olmaktan çıkıp 'Kürt meselesinin PKK sorunu' olmaya dönüşmüş durumdadır. Bu oldukça derin kırılma, Kürt meselesinin çözüm bekleyen dinamiklerinden uzaklaşıp Kürt ulusalcılığının ajandasının PKK'nın ana gündemi olmasına yol açtı. Bu yapısal kırılmanın sağladığı oldukça sorumsuz ruh hali içinde, kendi özel gündemi dışında hiçbir maslahat gözetmeyen provokatif bir yapıya dönüştüler. Suriye'de vatandaş bile olamayan, İran'da seri şekilde idam edilen, Irak'ta on bin km uzaktaki bir beslenme hattı üzerinden siyasal kuvözde yaşayan Kürtlerin durumunu hiç hesaba katmadan, Türkiye'de Kürtler maliyetine terörü sürdürmeyi tercih ediyorlar.


Devamı

Analiz: PKK'nın Siyasal Çıkmazının Türkiye'ye Maliyeti

Öcalan'ın oynamıyorum, BDP'nin oynayamıyorum, PKK'nın ise ben bildiğimi oynarım tavırları naif bir siyaset, dolayısıyla da daha fazla gerilim ve şiddet üretmeye devam edecek. Ama son tahlilde, Kürt meselesinin en önemli sorunu olan PKK kendisini ana hedef haline getirmeyi başarmış olacak. PKK maliyetine sivil siyasetin yok edilmesi, toplumsal tahrik ve nefretin de yükselmesi, PKK'lı liderlerin dile getirdiği gibi pek umurlarında olmayacak. 1990'larda, Çiller'in 'Bask modeli tartışmalarıyla başlayıp Vietnam modeliyle' terk etmek zorunda kaldığı Türkiye'ye dönülebileceğine inananlar için yukarıdaki tespitlerin elbette bir anlamı yok. Her iki kişiden birinin AK Parti'ye oy verdiği, Erdoğan'ın üçüncü dönem için milletten ezici bir destek aldığı, ekonominin Cumhuriyet tarihinin en başarılı performansını gösterdiği, bölgesel düzenin eksen değiştirdiği bir zaman dilimindeyiz. Bütün bu dinamiklere rağmen 1990'ları zımnen özleyenler olduğu muhakkak. Ümit ederiz ki akılları kinlerinin önüne geçer.


Devamı

Türkiye ekonomisinin tüm sektörlerinin yapısının ve rekabet gücünün dünya piyasalarındaki gelişmelere uyum sağlaması gerekmektedir.

Türkiye, Kürt meselesinden bağımsız bir şekilde PKK sorunu ile muhatap olmak zorundadır. Tam da bu sebepten dolayı, PKK'nın silahsızlandırılması ile Kürt meselesinin çözümü arayışlarını birbirinden ayırmak gerekir. On yıllardır, bitmek tükenmek bilmez bir şekilde, "PKK'nın silahsızlanması" süreci, Kürt meselesinin çözümüne bağlanmaktadır, Kürt meselesinin çözümü ise PKK'nın silah bırakmasına. Eğer siyasal bir yumurta-tavuk egzersizine Türkiye'nin en değerli on yıllarını bir kez daha feda etmek istemiyorsak bu fasit daireden hızla çıkarak gerçeklerle yüzleşmemiz gerekmektedir. Çünkü PKK, Kürt meselesi dairesinde müstakil bir vakıa olarak ele alınmadığı sürece "iyi şeyler olmasını" dilemekten öteye geçemeyiz.

Analiz, Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Yeni CHP”sine, tarihsel süreç içinde CHP'deki bu “değişim” süreçlerini inceleyerek, bugünkü değişimin kalıcı mı yoksa geçici mi olduğunu tartışıyor.

Analiz, MHP'nin Türkiye siyasetindeki yerini, söylem ve politika açmazlarını ve seçimlerin MHP açısından içerdiği imkân ve riskleri tarihsel bir perspektifle değerlendiriyor.

Analiz: 12 Eylülden 12 Hazirana Siyasi Partiler | BDP

Analiz, BDP'nin Kürt siyasi hareketi içindeki bilinen gidişatı tersine çevirme ihtimali olup olmadığını, bu bağlamda 12 Haziran 2011 genel seçimlerinin nasıl bir önem taşıdığını ele alıyor.


Devamı
Analiz 12 Eylülden 12 Hazirana Siyasi Partiler BDP
Analiz Özel Dershaneler Gölge Eğitim Sistemiyle Yüzleşmek

Analiz: Özel Dershaneler | Gölge Eğitim Sistemiyle Yüzleşmek

Analizde, özel dershanelerin neden rağbet gördüğü ve hangi faktörler üzerinden tartışıldığı ele alınıyor, politika önerileri geliştiriliyor.


Devamı

Kayıtdışılığın sadece Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de önemli boyutlara ulaştığı bilinmektedir. 

Türkiye'de Yükseköğretime Erişim: 2025 Yılında Yükseköğretim Talebi Karşılanabilecek mi? Nitelikli beşeri sermayenin ulusal ve bölgesel kalkınmaya katkıları nedeniyle ülke ve bölge yö­netimlerinin gündeminde öncelikli politika alanları arasında yer alan yükseköğretim, tüm dünyada 1950’lerden itibaren hızlı bir genişleme sürecine girmiştir. Bu genişlemeye rağmen, yükseköğretim arzının talep artışı karşısında yetersiz kalması yükseköğretime erişim konusunu ön plana çıkarmıştır.

Türkiye ekonomisi, 2002 yılından bu yana sürdürülen reformlarla desteklenen tutarlı iktisat politikaları ile istikrarlı bir görünüm arz etmektedir.

SETA Araştırmacılarının 2010 yılındaki gelişmeleri değerlendirdikleri "2010'da Türkiye" analizi yayınlandı.