Kurum, Bakanlığın desteğiyle Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen "Afetlere Karşı Dirençli Bir Türkiye İçin Ulusal Risk Kalkanı Modeli Sempozyumu"nda konuştu.
"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından böyle bir sempozyumun düzenlenmesinin çok kıymetli olduğunu anlatan Kurum, bilimsel çalışmalar ve haritalandırmalarla belirlenen Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarında büyük depremlerin meydana geldiğini dile getirdi. Kurum, depreme hazır olmak için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 21 yılda önemli hukuki düzenlemeler yapıldığını anlattı.
[caption id="attachment_96414" align="aligncenter" width="1024"] 4 Mayıs 2023 | Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen "Afetlere Karşı Dirençli Bir Türkiye İçin Ulusal Risk Kalkanı Modeli Sempozyumu"na katılarak konuşma yaptı. (Foto: Cem Tekkeşinoğlu / AA)[/caption]
Kurum, 3,3 milyona yakın konutun dönüşümünün sağlandığını, pek çok başarılı çalışmaya imza atıldığını vurgulayarak, "Ancak hiçbir zaman yeter demedik, diyemeyiz. 21 yıldır devam eden çalışmalarımız, Türkiye'nin mücadele etmesi gereken en öncelikli sorunlarının başında afetlerin geldiği gerçeğini değiştirmiyor. Sadece devletimizin değil, topyekun yerel yönetimlerimizin ve bilhassa milletimizin dönüşüm noktasında teşvik edilmesi gerektiğini aslında 6 Şubat 2023'te karanlık güneşe döndüğünde hep birlikte gördük" ifadelerini kullandı.
"Yenilikçi ve kapsayıcı afet yönetimi modeli"
Deprem felaketinin aynı zamanda afetlerle mücadelede yeni bir dönüm noktası olduğunu belirten Kurum, Ulusal Risk Kalkanı Modeli'nin şehirleri yeniden ayağa kaldırılması anlamında son derece kritik bir önemi bulunduğunu kaydetti.
Bakan Kurum, devletin gerek afetlere müdahale gerek şehirlerin yeniden imarı noktasında oldukça güçlü bir yapıya, tecrübeye ve birikime sahip olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Dünyanın neresine gidersiniz gidin afetin ilk anında böyle bir müdahaleyi, sonrasında vatandaşına her türlü imkanına sunma adına etkin, hızlı, hizmetleri yapan, 15 gün sonra ilk sözleşmesini imzalayan, 46. günde temellerini atan, 2,5 ayda 132 bin konutun inşaatını başlatan, yine deprem olup üzerinden 2,5 ay geçmesine rağmen vatandaşlarına ilk köy konutlarını teslim eden bir ülkeyi göremezsiniz. Bu ülkenin adı Türkiye Cumhuriyeti'dir."
Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öncülüğünde başlayan yenilikçi ve kapsayıcı afet yönetimi modeli olarak ortaya çıktığını belirten Kurum, 3 Mart'taki ilk toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, mimarları, mühendisleri, sosyologları ve tarihçileri dinlediğini aktardı.
"Afetlere Karşı Dirençli Türkiye" fikriyle çalışmalara başlandığını anlatan Kurum, çalışmalar kapsamında alanında uzman, akademisyen, bürokrat, mimar, mühendis ve teknik personelden oluşan 159 kurul üyesinin aktif bir şekilde görev aldığını söyledi.
"Afetlere karşı şehirlerimizi dirençli hale getirecek bilimsel çıktılar elde ettik"
Bakan Kurum, deprem bölgesinde sahada teknik incelemeler ve araştırmalar yapıldığını, 7 Nisan'da Dolmabahçe'de Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Kurulu üyeleriyle bir araya gelerek aşamaları değerlendirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"27-28 Nisan'da İstanbul'da bir çalıştay düzenledik. Burada muhtemel afetlere karşı şehirlerimizi ve ülkemizi dirençli hale getirecek bilimsel çıktılar elde etmiş olduk. Kurullarımızın çalışmaları sonrasında ortaya çıkacak verileri analiz ederek Türkiye'yi olası muhtemel afetlere karşı önleyici ve risk azaltıcı bir eylem planına hazırlıyoruz. Türkiye'ye özgü bir anlayışla kuruldu bu model. Ulusal Risk Kalkanı Modeli, katılımcı, bütün bilim insanlarımızın, vatandaşlarımızın, sektörlerimizin fikirlerine önem veren, yenilikçi, risk faktörlerini içeren bir temel üzerine yapılandırıldı. Bu çalışmayla 11 ilimizdeki afetin izlerini hızlı bir şekilde sileceğiz. Afetin neden olduğu yıkımları bir an önce gerek manen gerek maddi olarak ortadan kaldırmak için çalışıyoruz."
"İstanbul güçlü olursa Türkiye güçlü olur"
Kurum, deprem bölgesi başta olmak üzere ülkede yürütülen kentsel dönüşümle geleceğin güçlü ve müreffeh Türkiye'si için çalıştıklarını dile getirerek, bu kapsamda ilk etapta 313 bin, ardından 650 bin konutun il ve ilçelerde yapılacağını anlattı.
İstanbul'da yüzyılın dönüşümünü başlattıklarını belirten Kurum, "Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden" kampanyasında devlet ile milletin el ele vereceğini dile getirdi.
Bunun tarihi bir adım olduğunu ifade eden Kurum, maliyetinin yarısını devletin karşıladığını, kalan tutarı da vatandaşın 10 yıl vadeyle 5 bin 625 lira taksitle ödeyebileceğini aktardı.
Kurum, bu süreçte de vatandaşa 5 bin 250 lira kira, 10 bin 500 lira taşınma yardımı verileceğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Vatandaşımız projemize ciddi teveccüh gösterdi. Bu aslında devletin yapmış olduğu bu proje karşısında milletin de devletine olan güvenidir, liderimize olan güvenidir. İnşallah el ele verip İstanbul'umuzu ki İstanbul sadece Türkiye'yi ilgilendirmiyor, kendini ilgilendirmiyor, bugün bütün mazlum coğrafyayı ilgilendiriyor. İstanbul güçlü olursa Türkiye güçlü olur, İstanbul üretirse Türkiye zenginleşir, İstanbul çalışırsa gençlerimize istihdam oluşur, geleceğe güvenle umutla bakarlar. Dolayısıyla hepimiz İstanbul için bu mücadeleyi vermek durumundayız."
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran ise Türkiye'nin birçok doğal afetle karşı karşıya kaldığını belirterek, Ulusal Risk Kalkanı Modeli'yle şehirlerin yeniden daha güvenli bir şekilde ve tarihine de sahip çıkarak yeniden oluşturulmasının önemini vurguladı.
[TRT Haber 4 Mayıs 2023]
Sempozyum kaydına aşağıdaki bağlantıdan erişebilirsiniz: