Sevgili Yahya Bostan geçenlerde Daily Sabah'ta "Will Turkey target US Troops in Manbij" (Türkiye Menbiç'teki Amerikan Askerlerini Hedef Alır mı?) başlıklı bir yazı yazdı. Değerli, kendi adıma okuyup istifade ettiğim bir yazıydı. Sonra öğrendim ki Yahya'nın bu yazısı ABD'de Center for Strategic and International Studies (CSIS) adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği ve "Rakka'nın İstikrara Kavuşturulması" başlığını taşıyan bir panelde gündeme gelmiş. Dışişleri yetkilisi Karen Decker bu yazı üzerinden "Türkiye'de medyanın Amerikan karşıtlığını tırmandırdığı"nı iddia etmiş. Decker yalnız değil. Son zamanlarda bazı Amerikalı meslektaşlarımız sureti haktan görünüp, sözüm ona büyük bir şaşkınlık içinde Türkiye'nin Suriye bağlamında neden ABD karşıtı bir retorik kullandığını sorguluyorlar. Bizimle eğleniyorlar mı diye içimden geçmiyor değil. Belli ki eğleniyorlar!
***
ABD 5 yıldır Türkiye'ye karşı bir yıpratma savaşı yürütürken sanıyorum onlar uzun bir tatildeydiler. Tatilden döndüler ve şimdi olan bitenin suçunu Türk medyasına yıkmaya çalışıyorlar. Türk medyası Amerikan karşıtlığını tırmandırıyor! Halbuki bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de Amerikan karşıtlığını tırmandıran ABD'den başkası değil.***
Türkiye'nin derdi ABD'yi karşısına almak değil. ABD ile savaşmayı falan da düşünmüyor Türkiye. Derdi açık ve net. ABD'nin Türkiye'nin düşmanı olan FETÖ ve PKK gibi terör örgülerine desteğini geri çekmesi. Her tür desteği. Şu anda Türkiye, kendi bölgesinde kendi oyununu kuruyor. Kurmak zorunda. Hem kendi ulusal güvenliği ve istikrarı için. Hem bölgesinin refahı ve huzuru için... Ne yazık ki ABD bu oyunu bozmaya çalışıyor. Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışıyor. ABD'nin Türkiye'nin PKK koridoru üzerinden güneyinden kuşatılma projesine verdiği destek ortada. Türkiye eğer Fırat Kalkanı Harekâtı'yla ve Zeytin Dalı Harekâtı'yla sert güçle sürece müdahil olmasaydı bugün sonuç bambaşka olurdu. Afrin'in devamı gelecek mi? Elbette gelecek. Karşı tarafta terör örgütü olduğu müddetçe devamı gelecek. Terör örgütünün yanında kimin olduğunun önemi yok.***
Türkiye bu süreçte Çin ve Rusya, ABD karşısında neyi yapıyorsa onu yapıyor esasında. Bölgesinde, kendi aleyhine gerçekleşebilecek Amerikan müdahalelerini daha riskli, daha maliyetli, daha az savunulabilir hale getirmeye çalışıyor. Bunu yaparken de hiçbir başka güç adına hareket etmiyor. Kendi ad ve hesabına hareket ediyor. Bu stratejinin Türkiye'ye özellikle Suriye bağlamında somut kazanımlar ürettiğini görüyoruz. Daha da çok göreceğiz... Yani demem o ki bizi ilgilendiren şey Amerikan karşıtlığının yükselmesi yahut düşüşü değil, Türkiye'nin birliğini, bütünlüğünü, varlığını, dirliğini muhafaza edebilmesi...[Sabah, 7 Şubat 2018].