SETA > Yorum |
Afrin Operasyonu

Afrin Operasyonu

Bilindiği üzere ABD'nin YPG ile ilişkisi verdiği destekle sınırlı değil. Başka bir deyişle ABD YPG'ye yalnızca silah desteği vermekle kalmıyor, bir süredir bu örgütü bir orduya dönüştürmeye yönelik adımlar atıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrin'e yönelik operasyonunun yakın bir zamanda gerçekleşeceğini açık bir şekilde dile getirdi. Bu operasyonu Fırat Kalkanı harekatının devamı olarak tanımladı ve sınırlarımız dahilinde teröre karşı verilen mücadelenin sınır ötesinde de devam edeceğini açıkladı. Böylece Türkiye için DEAŞ ile YPG/ PKK arasında Türkiye'nin güvenliği açısından bir fark olmadığını bir kez daha deklare etmiş oldu. İki gündür de Türkiye'den Afrin'deki YPG mevzilerine top atışları yapıldı.

Afrin, 2012 yazında Suriye ordusunun çekilmesi ile YPG'nin kontrolüne girdi.2014 yılının başında da PYD'nin özerklik ilan ettiği üç sözde kantonlardan biri oldu. Irak sınırından Akdeniz'e kadar bir terör koridoru oluşturmaya çalışan PYD için Fırat'ın batısında yer alması dolayısıyla oldukça stratejik bir bölge. Fırat Kalkanı harekâtı bu koridoru böldüyse de buradaki YPG tehdidi varlığını devam ettirdi.

Suriye'nin mevcut haritasına bakıldığında Afrin'in Batısında Fırat Kalkanı bölgesi, doğusunda Hatay, Kuzeyinde Kilis, güneyinde Muhaliflerin kontrolündeki İdlib ve Halep'teki Esed güçleri ile çevrelendiği görülmektedir.

Hem bu durum hem de Türkiye'nin Rusya ile Astana sürecinde mutabakata varması Afrin'den kaynaklanan tehdidin kontrol altında tutulduğu ve dolayısıyla bir operasyona gerek kalmadığı yorumları yapıldı. Ancak ABD'nin YPG'yi merkeze alan Suriye stratejisi bu örgütün olduğu yerde bir tehdit durumuna taşıdı.

Bilindiği üzere ABD'nin YPG ile ilişkisi verdiği destekle sınırlı değil. Başka bir deyişle ABD YPG'ye yalnızca silah desteği vermekle kalmıyor, bir süredir bu örgütü bir orduya dönüştürmeye yönelik adımlar atıyor. Özellikle DEAŞ'ın Rakka'dan çıkarılmasından sonra ABD'nin YPG'ye desteğinin kesilmesi beklenmekteydi; çünkü bu örgüte verdiği desteğin sebebi ortadan kalkmıştı. Bu noktada Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "artık destek vermeyeceğiz" sözünü de hatırlatmak gerek.

ABD'NİN YPG ADIMI VE AFRİN OPERASYONU

ABD desteği kesmek bir yana bu örgütü başka bir aşamaya taşıyacak adımlar atıyor. Bir süredir SDF'nin "Kuzey Ordusu"na dönüştürülmesinden söz edildiği biliniyor. Türkiye'nin Afrin operasyonu konuşulurken bugün ABD'den SDF'nin içinden otuz bin kişilik bir Sınır Muhafız Birliği oluşturulacağı açıklaması geldi. Bu birliğin de Türkiye ve Irak sınırına yerleştirilmesi bekleniyor. Başka bir deyişle ABD'nin özel olarak eğittiği YPG militanları Türkiye sınırına yerleşecek.

Terörün sınır geçişkenliği dikkate alındığında bu durumun Türkiye açısından kabul edilmesi mümkün değil. PKK terörünün on yıllardır etkinliğini devam ettirebilmesinin en önemli dayanaklarından birisi Irak-Türkiye sınırını rahat bir şekilde kullanmasıydı. 2014 yılından itibaren Suriye'nin PKK için yeni bir merkez olduğu da artık sır değil ve bugün YPG'nin elinde bir çok bölge ülkesinin elinde olmayan silahlar var.

Dün medyaya düşen bazı haberlere göre ABD YPG'ye MANPAD vermiş. Esed'in yıkılması gerektiğini dile getirdiği dönemde muhaliflerin en çok ihtiyaç duyduğu silahlardan bir olan bu silahı vermediğini, başka ülkelerinde vermesinin önüne geçtiğini hatırlatmakta yarar var. Dahası Afrin'e bir operasyon düzenlenmesi durumunda MANPAD'larin kullanılmasını da onaylamış.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrin operasyonunu dile getirmesinden kısa bir süre sonra ABD'den gelen açıklama bu operasyonda yeni bir denklem mahiyetinde. ABD bu açıklama ile bir yandan YPG'ye desteğini kesmeyeceği ve Suriye'nin geleceğini etkileyecek bir konuma taşıyacağına işaret ediyor. Öte yandan YPG'yi meşrulaştırmaya yönelik adımlar atacağını gösteriyor.

Kısacası YPG tehlikesi ABD eliyle gittikçe büyüyor. Bu durum Türkiye'nin yeni bir operasyon gerçekleştirmesini zorunlu kılarken ABD ile daha fazla karşı karşıya gelebileceğine işaret ediyor.

[Fikriyat, 15 Ocak 2018]

 .