Dün AK Parti 2. OlaÄŸanüstü Kongresini yaptı. BeklendiÄŸi üzere Binali Yıldırım genel baÅŸkan seçildi. Partinin MKYK'sı da önemli oranda deÄŸiÅŸti.
Kongre, daha önceki AK Parti Kongreleri gibi ÅŸenlik havası içinde geçti. Daha önce de çeÅŸitli kereler ifade ettiÄŸim gibi kongre sürecinin sancısız biçimde geçmesi, kurumsallaÅŸmanın ve R. Tayyip ErdoÄŸan'ın parti üzerindeki sembolik ağırlığının göstergesi.
AK Parti Genel BaÅŸkanı Binali Yıldırım yaptığı konuÅŸmada hem partinin deÄŸerlerine vurgu yaptı, hem de bundan sonraki sürece iliÅŸkin "yol arkadaÅŸları"na umut aşıladı. Kalkınma politikalarına hız verileceÄŸini ve sosyal devlet ilkelerinin sorunsuz biçimde hayata geçirileceÄŸini belirtti. Terörle mücadeleye etkin biçimde devam edeceÄŸi mesajını verdi.
Yıldırım, yeni anayasa ve baÅŸkanlık sistemi vurgusu yaptı. Ve bütün bu süreçte CumhurbaÅŸkanı ile iÅŸbirliÄŸi içinde çalışacağının teminatını verdi. Yeni AK Parti yönetiminin önünde 3 buçuk yıllık, seçimsiz bir süreç var. Elbette zorlu bir süreç bu. Ancak umalım, yeni dönemde daha fazla patinaj yapmadan yol alabiliriz.
ENDÄ°ÅžELÄ° AKP'LÄ°LER NE YAPACAK?
Yeni dönemde "endiÅŸeli AKP'liler"in nasıl bir tavır takınacağı merak konusu. ErdoÄŸan karşıtlığını parti tabanına yayamadıklarını gördüler. Öyle görünüyor ki bundan sonra ErdoÄŸan karşıtlığını parti elitleri ve özellikle mürekkep yalamış Ä°slamcılar arasında yaymaya çalışacaklar.
Sorun, ne düÅŸündükleri, siyaseti nasıl algıladıkları deÄŸil esasında. Her neye inanıyorlarsa gizli kapaklı yapmaları. ErdoÄŸan'ın kaderi bu galiba. Bir dönem bir grup Batıcı entelijansiya, bir dönem de Fetullahçı paralel yapı ErdoÄŸan'a "oyları sen topla, iktidarı biz kullanalım" diyorlardı.
Endişeli AKP'lilerinki de o hesap. Aradaki fark, endişeli AKP'lilerin bunu fısır fısır yapması.
"Deha"larına hayranlar. Hem de delicesine. Halbuki kendileri olarak siyaset sahnesine çıkabilirler. Her neye inanıyorlarsa onunla halka gidebilirler. Halk kaç yıldır ErdoÄŸan karşıtlığının her türlüsüne ÅŸahit oldu. Bunu da görür. Hem böylelikle "siyaseti yorumlamak"la "siyaset yapmak" arasındaki farkı da görmüÅŸ olurlar.
DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI
Dokunulmazlıkların kaldırılması sonrasında gayrı milli muhalefet içinde yoÄŸun bir CHP eleÅŸtirisi baÅŸladı. EleÅŸtiri demek ne kadar doÄŸru onu da bilemiyorum gerçi. CHP'yi AK Parti ve MHP ile iÅŸbirliÄŸi yapmakla suçladılar. CHP'ye bela okuma seanslarına baÅŸladılar. Yeni CHP bu deÄŸil diye serzeniÅŸlerde bulundular.
Yazık bu Kemal KılıçdaroÄŸlu'na yahu! Adam ne yapacağını bilemedi. Ä°ktidara geldiÄŸi günden bu yana hep aynı. Kendince bir siyasi fırsat alanı görüyor. Doludizgin ona doÄŸru koÅŸuyor. Sonra birileri gittiÄŸi yolun yol olmadığını söylüyor. Bu kez far tutulmuÅŸ tavÅŸan gibi donup kalıyor. BoÅŸa koysa dolmuyor, doluya koysa almıyor.
Oylama sonuçları hiçbirimizi yanıltmasın. CHP'nin sadece yüzde yirmisi "dokunulmazlıklarkalksın" dedi. Gerisi HDP'nin yanında durdu. Oylamada "evet" oyu kullanan CHP'liler ise referandumun siyasi maliyetinden korktular. Yoksa salı günü durdukları yerde durup "hayır" oyu vermeye devam edeceklerdi.
[Sabah, 23 Mayıs 2016]