AK Parti, 7 Haziran’da hem kendisi hem de Türkiye açısından yine “kritik” bir seçime gidiyor. Seçimin kritikliği, iktidar kompozisyonunda bir değişim ihtimalini içermesinden kaynaklanmıyor. 3 Kasım 2002’yi bir yana koyarsak AK Parti, hep galibi baştan belli olan seçimlere girdi. Bu kez de durum farklı değil. 7 Haziran’da AK Parti’den daha fazla oy almayı, seçimi kazanmayı hedefleyen başka bir parti bulunmuyor.13 yıla yaklaşan iktidarına rağmen AK Parti, Türkiye’nin istikrar içinde değişiminin tek siyasi aktörü olma vasfını muhafaza ediyor.
7 Haziran’ın asıl gündemi, Yeni Türkiye iddiasının geleceğidir. Bu itibarla AK Parti’nin seçim başarısı, Mecliste yeni anayasayı yapacak çoğunluğun elde edilmesine bağlıdır denilebilir. Zira eski Türkiye’den tam anlamıyla çıkış, Yeni Türkiye’yi inşa edecek bir toplum sözleşmesini gerekli kılmaktadır. Buna karşılık muhalefetin stratejisi, bu seçimde de 2007’den sonra içine sürüklendiği “devirmeci” siyasetin ötesine geçebilmiş değil. 7 Haziran seçimi de AK Parti ve “diğerleri” ayrımına dayalı siyasi çatışma ekseninde cereyan ediyor.
2007’den beri bir tür iptilaya dönüşen ve siyasi-toplumsal düzeyde yeniden üretilen AK Parti ve Erdoğan karşıtlığının geniş muhafazakar toplum kesimlerini AK Parti etrafında kümelenmeye ittiği, ortalama yüzde 50’lik bir oy desteğini kararlı hale getirdiği söylenebilir. AK Parti, bu karşıtlıkla malul her seçimden kendisini güçlendirerek, “hakim parti” pozisyonunu tahkim ederek çıkmıştır; fakat bu karşıtlığın ürettiği bazı menfi tesirleri de hesaba katmak gerekmektedir. İlk olarak, son 15 ayda üç kez sandık başına giden ve 2007’den beri hep varoluşsal seçimler yaşayan muhafazakar seçmende belli bir yorgunluğun oluştuğu söylenebilir. İkinci olarak, süreklilik kazanan bu karşıtlık AK Parti’yi, belli bir düzeyde kendini korumaya dönük savunmacı bir tutuma itiyor. Özellikle 2012’den itibaren AK Parti’nin toplumsal talepleri bir demokratikleşme programına eklemleyerek yürüttüğü reform pratiğinde aksamalar görülmektedir.
Bu şartlarda önem kazanan mesele, AK Parti’nin 7 Haziran seçiminden Yeni Türkiye’nin inşasına yönelik güçlü bir irade tesis ederek çıkıp çıkamayacağıdır. 7 Haziran, bunun daha ötesinde bir anlam taşımamaktadır; çünkü bir iktidar değişimini ima etmemektedir.