Uzmanlar, Devrim Muhafızları Ordusunun ABD tarafından yabancı terör örgütü ilan edilmesiyle ilgili AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Kemal İnat, İran'ın kendine has bir devlet yapısının olduğunu belirterek, Devrim Muhafızları Ordusunun ülke içerisinde önemli bir pozisyona sahip olduğuna işaret etti.
Devrim Muhafızalarının İran'da hem seçilmiş hem de seçilmemiş kurumların yönetiminde yer aldığını söyleyen İnat, "Devrim Muhafızları Ordusu, seçilmemiş kurumlardan birisi olarak özellikle İran'ın dış politikasının şekillenmesinde ve yönetilmesinde öne çıkıyor. Suriye, Irak, Yemen ve Lübnan gibi ülkelerde kısmen açık veya örtülü operasyonlar yapan, meşhur Kasım Süleymani'nin de mensubu olduğu bir kurum." dedi.
"Devrim Muhafızlarının kriminalize edilmesi Ruhani ve Zarif'in işine gelebilir"
İran'ın ABD tarafından alınan Devrim Muhafızları kararına dışarıya karşı sert tepki vereceğini belirten İnat, "İç politika açısından baktığımızda, Devrim Muhafızları ordusu, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ikilisinin otoritesini hem dış hem de iç politikada yıpratan bir kurum. Devrim Muhafızları'nın bir şekilde kriminalize edilmesi nihayetinde Ruhani ve Zarif'in işine gelebilir. Ancak bir taraftan da iç siyasetteki dengeler buna tepki vermelerini gerektiriyor. Böyle bir ikilem de söz konusu." şeklinde konuştu.İnat, ABD'nin son dönemde kendi çıkarları açısından ters gördüğü kurumları kriminalize ettiğini, ABD Başkanı Donald Trump'la birlikte bunun giderek arttığına işaret etti.
ABD açısından bu ötekileştirici tavrın riskli olduğunu vurgulayan İnat, şöyle devam etti:
"ABD'de bu kararın arkasında 'Şahinler' olarak adlandırılan Bolton-Pompeo ikilisinin olduğu ifade ediliyor. Aslında Savunma Bakanlığı'nın buna karşı olduğu ve riskli gördüğü de belirtiliyor. Bu kararın riskli olduğuna ben de katılıyorum çünkü İran buna karşılık ABD Merkez Kuvvetlerini (CENTCOM) terör örgütü olarak tanıdığını ilan etti. Bu durum, zaten Trump'la birlikte ABD-İran arasında artan gerginliğin yeni bir düzlüğe çıktığını gösteriyor. Ortadoğu'da CENTCOM'un faaliyet gösterdiği yerlerde Devrim Muhafızları da var. Bunların doğrudan karşı karşıya gelmesi sıcak çatışma riskini artıran bir şey." dedi.
"Kararın İsrail'le bağlantısı var"
Prof. Dr. Kemal İnat, ABD'nin Devrim Muhafızları Ordusu'nu terör örgülü ilan etmesi kararının İsrail ile de bağlantısı olduğunu öne sürdü.İnat, "İsrail'de bugün seçimler var. Bu karar, Bolton-Pompeo ikilisinin Netanyahu'ya seçimler öncesi son hediyesi. Netanyahu'nun İran’ın sınırlandırılması konusunda ısrarcı bir politikası vardı ve bunun puan toplayan birisiydi. Bu kararın da İsrail seçimleri açısından Netanyahu açısında bir tür destek olduğunu söyleyebiliriz." dedi.
Kararın bölgeye zarar verebileceğine de dikkati çeken İnat, "Özellikle Irak nasıl bir pozisyon alacağı konusunda kara kara düşünüyor. Çünkü Irak iç siyaseti, ABD ile İran arasındaki denge sonucu şekilleniyor. Bu adımla birlikte Irak da zora girecektir." dedi.
"Devrim Muhafızları Ordusu geniş imkanlara sahip"
Şehir Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara, Devrim Muhafızları Ordusu'nun 1979'daki İran Devrimi'nin ardından İran İslam Cumhuriyeti rejimini korumak amacıyla kurulduğunu hatırlattı.Büyükkara, "Devrim Muhafızları Ordusu devrimden beslendiği için çok geniş imkanlara sahip. Bu ordu önceden direkt Ayetullah Ruhullah Humeyni'ye bağlıydı, şimdi ise Ayetullah Ali Hamaney'e bağlı. Hükümetle ve meclisle işi olmayan bir yapılanma. Belli ölçüde özerk yapıya da sahip ve önemli ekonomik gücü de elinde taşıyor." dedi.
Devrim Muhafızları'nın Kudüs Ordusu adı altında bir dış operasyon birimi olduğunu belirten Büyükkara, Kasım Süleymani'nin bunun başında olduğu ve İran'ın Ortadoğu'daki tüm operasyonları Kudüs Ordusu üzerinden yürüttüğünü vurguladı.
"Doğrudan İran'ı etkileyecek bir karar değil"
Büyükkara, ABD'nin aldığı bu kararın bölgeyi de etkileyiceğine vurgu yaparak şunları kaydetti:"ABD'nin bu kararı İran'ı güç durumda bırakabilir. İran'ın zaten ekonomik yaptırımlar gibi birtakım sıkıntıları vardı. Ancak bu doğrudan İran'ı etkileyecek bir karar değil. Bu kararla, Devrim Muhafızı Ordusu içerisinde görevli komutanlar yurt dışı seyahatlerini rahat yapamayabilirler. Ancak kararın pratik bir karşılığı yok. Daha çok İran açısında moral problem ortaya çıkaracaktır. Öte yandan, Kudüs Ordusu'nun Suriye ve Irak'ta eskisi kadar rahat operasyon yapmakta zorlanabilir."
[AA, 9 Nisan 2019]