F-35 programı ABD ve yakın müttefiklerinin askeri imkan ve kabiliyetlerini artırmak amacıyla tasarlanan ve Lockheed Martin firması tarafından üretilen yeni nesil savaş uçağı (F-35 Lightning II) programıdır. ABD programı fonlanmak için her yıl milyarlarca dolar bütçesinden ayırıyor ve ABD’nin hava savunmasında ve operasyonlarında üstünlük sağlamayı amaçlıyor. Müşterek Taarruz Uçağı (JSF) programı ABD ordusunun bütün komutanlıklarında bulunan diğer savaş uçaklarının yerini almak üzere geliştirilmiştir. Bu savaş uçakları dünyadaki diğer gelişmiş sistemlerle hem havada hem de karada yarışmak için tasarlanmıştır. Tehdit kavramı değiştiği ölçüde F-35 savaş uçakları da gelişmeye devam ediyor. Programın birinci aşama kurucuları ABD ve İngiltere’dir. Kanada, Avustralya, İtalya, Hollanda, Norveç ve Danimarka’yla birlikte ikinci aşamada programa dahil olan Türkiye 100 adet F-35 satın almayı planlamıştır. Programın dokuz ortak ülkesi haricinde İsrail, Güney Kore, Japonya, Belçika, Finlandiya ve Polonya da F-35 savaş uçaklarını yabancı askeri satış süreciyle satın alacağını duyurmuştur.
-
Türkiye’nin programdaki rolü nedir?
Türkiye 1999’dan bu yana JSF programının önemli bir üyesidir. Türk şirketler
F-35 savaş uçağının 900’den fazla parçasını üretiyor. Bu parçalara uçak gövdesi ekseni, roket motoru sistemleri, kokpit görüntü sistemleri ve iniş takımları dahildir. Bu parçaların neredeyse yarısı Türkiye’de üretiliyor. Haziran 2018’de
Ankara ilk F-35 savaş uçağını Texas eyaletinin Fort Worth şehrinde düzenlenen bir törenle teslim almıştır. Türk pilotlar Arizona’ya eğitim için gönderilmiştir. Texas’taki törende Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı Serdar Demirel “Türkiye bu programın başından beri en güçlü katkıyı sağladı ve bu ortaklığa önemli miktarda kaynak ayırdı” ifadelerini kullanmıştır. Türkiye’nin programa dahil olması ve uçağın birçok parçasını üretebilme kabiliyeti savunma sanayiini ve ABD ile ilişkilerini de güçlendirmiştir. Eğitim faaliyetlerinin 2020’de başlayacağı kararlaştırılmıştır. Fakat Rus S-400 savunma sisteminin Türkiye’ye teslim edilmesi ve akabinde Türkiye’nin bu programdan çıkarılması bu planların ertelenmesine sebep olmuştur.
-
Türkiye neden F-35 programından çıkarıldı?
Beyaz Saray ve Pentagon, Ankara’nın Rus hava savunma sistemi S-400’ü almasının F-35 programına zarar vereceğini ifade etmiştir. Amerikan savunma yetkilileri
S-400 radarlarının yakın bir yere konuşlandığında F-35 uçaklarının uçuş bilgilerini elde ederek bu uçakların güvenliğini zaafa uğratabileceğini savunuyor. Rusların bu şekilde F-35 uçaklarının kabiliyetleri hakkında istihbarat bilgileri edinebileceğini iddia ediyor. Türkiye S-400’lerin ilk parçalarını Rusya’dan teslim aldıktan sonra ABD yönetimi Türkiye’nin programa katılımını azaltacak nitelikte adımlar atmaya başlamıştır. Temmuz 2019’da Beyaz Saray yönetimi resmi bir açıklama yaparak Türkiye’nin programa katılımının azalacağını ve bu önemli programdan çıkarıldığını duyurmuştur.
Kongre Türkiye’nin programdan çıkarılması için kararlı bir çaba sarf etmiş ve Ankara ile ilişkilerinin F-35 meselesi açısından daha da kötüye gitmesine sebep olacak bu tür hamleler yapmak için 30 milyon dolarlık bir bütçe ayırmıştır. Öte yandan Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasının Pentagona
500 ila 600 milyon dolara mal olacağı tahmin ediliyor.
-
Türkiye’nin cevabı ne oldu?
Türkiye her ne kadar F-35 programından geçici olarak çıkarılsa da F-35 uçaklarının üretimine 2022’ye kadar devam edecek. Türk ve Amerikan savunma bakanlıkları ilgili
sözleşmelerde belirtilen taahhütleri yerine getirmek için Türkiye’nin 139 parçayı önümüzdeki iki yıl üreteceğini belirtmiştir. ABD ve Türkiye beraber çalışarak sözleşmelerin masraflı ve beklenmedik bir şekilde son bulmasından kaçınacaktır. Türkiye, Rus sisteminin alınmasının hiçbir şekilde Batılı savunma sistemlerine zarar vermeyeceğini ve S-400’lerin F-35 ile entegre bir şekilde kullanılmayacağını savunmuştur. Savunma Bakanlığı Türkiye’nin programdan çıkarılmasını “Müttefiklik ruhuyla bağdaşmadığı gibi hiçbir meşru gerekçeye de dayanmamaktadır” şeklinde
değerlendirmiştir. Türkiye, programdan çıkarılması kararının adil olmadığını belirtmiş ve ABD’nin bir NATO müttefiki ile stratejik ilişkilerine zarar vermemesi çağrısında bulunmuştur. Türk yetkililer programdan çıkarılmasına rağmen sorunu çözmek için ABD’nin eski ulusal güvenlik danışmanı John Bolton ile de görüşmüştür. O tarihten bu yana Türkiye’nin resmi olarak programa tekrar dahil edilmesi konusunda yeni bir gelişme yaşanmamıştır.
-
Trump yönetimi bu konuda nerede durmaktadır?
2019’da Beyaz Saray bir
açıklama yaparak “Türkiye’nin Rus S-400 hava savunma sistemlerini satın alma konusundaki kararının F-35 programında varlığının devamlılığını imkansız hale getirdiğini” söyledi. Pentagon da F-35 sisteminin gelişmiş kabiliyetlerinin zaafa uğramasından endişe duyduklarını ve “programın uzun vadeli güvenliğini korumak adına iki sistemin birbirinin yakınında bulanamayacağını” ifade etti.
Öte yandan Türkiye’nin daha önceden sipariş ettiği 100 adet F-35 jetin iptal edilmesine ilişkin olarak ABD Başkanı Donald Trump “Adil bir durum değil” ifadesini kullanarak Türkiye’nin tezlerine destek verdi. Trump bu durumun Obama döneminde yapılan hatalar sonucunda Türkiye’nin diğer savunma sistemlerini almak zorunda kaldığı için ortaya çıktığını belirtti. Trump, Obama yönetiminin Türkiye’ye Patriot savunma sistemini vermek istememesi sonucunda Ankara’nın başka çaresinin kalmadığını ifade etti.
Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ise Ankara’nın Moskova ile yaptığı anlaşma nedeniyle ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) yaptırımlarına gerek olup olmadığını değerlendirdiğini açıkladı. Amerikan yönetimi Türkiye’yi NATO’ya olan yükümlülüklerini yerine getirdiği için överken Rusya’dan aldığı savunma sisteminin ABD ve müttefikleri için ciddi bir savunma ve güvenlik tehdidi oluşturduğunu belirtiyor. Yönetime göre S-400 savunma sistemi ve F-35 savaş uçakları uyumlu değil.
2021 için hazırlanan Milli Yetki Savunma Kanunu uyarınca Kongre, Türkiye’ye verilmesi kabul edilen fakat F-35 programından çıkarıldığı için Türkiye’ye gönderilmeyen 6 Türk F-35 jetini kullanma, modifiye etme ve operasyonel hale getirme yetkilerini Amerikan Hava Kuvvetlerine vermiştir. Bu gelişmelere rağmen Pentagon sözleşmeler uyarınca F-35 savaş uçaklarının 2022’ye kadar üretimine devam edilmesi konusunda Türkiye’ye güvenmeye devam ediyor.
Senato çoğunluk liderlerinden Cumhuriyetçi South Dakota senatörü John Thune’un savunma bütçesine eklediği bir madde ABD’nin S-400 sistemini Türkiye’den satın almasına olanak sağlıyor. Aynı zamanda Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Jim Risch’in sunduğu bir ek madde de savunma bütçesinin onaylanmasıyla birlikte Trump yönetiminin Türkiye’ye yaptırım uygulamasını zorunlu hale getiriyor. Trump yönetiminin eline hem Türkiye’yle pazarlık için bir “havuç” verilirken bir yandan da ivedilikle yaptırım uygulanması tehdidi öne sürülmüş oluyor. Türkiye’yle ilişkileri düzeltmek isteyen ve F-35’lerin Türkiye’ye satılamamasını haksızlık olan gören Başkan Trump’ın Kongreye rağmen önümüzdeki dönemde bir ara yol bulmak istediği biliniyor.