Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana beşinci kez gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongrelerinin sonuncusu 30 Ekim-1 Kasım tarihlerinde muazzam bir katılım ile gerçekleştirildi. İzmir İktisat Kongrelerinin tarihçeleri ve amaçları kalkınma bakanlığı tarafından açık şekilde ifade edildi.
Bu kongrelerden ilki Cumhuriyetin kuruluş yılı olan 1923'te gerçekleştirilmiştir. Bu kongrede savaştan çıkan Türkiye ekonomisinin yol haritası belirlenmeye çalışılmıştır. Bir anlamda cumhuriyet ekonomisinin temelleri atılmaya çalışılmış ve buna yönelik olarak izlenecek adımlar belirlenmiştir. İkinci kongre yaklaşık 60 yıllık bir aradan sonra Kasım 1981'de düzenlenmiştir. Bu kongrede radikal bir ekonomik dönüşümün gerçekleştiği dışa açık ekonomi sürecinin koşulları doğrultusunda ekonomik büyüme stratejisi belirlenmiştir. Üçüncü İzmir İktisat Kongresi Haziran 1992'de "21.Yüzyıla Doğru Türkiye" teması çerçevesinde gerçekleştirilirken, Dördüncüsü ise Mayıs 2004'te "Türkiye'nin uzun vadede bilgi toplumuna dönüşmesi ve AB'ye üyelik perspektifi" teması çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Bu Kongrelerde makroekonomik istikrarın sağlanması ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesi yönünde atılacak adımlar ön plana çıkmıştır. Bunlara ek olarak üçüncü kongrede dönemin önemli ekonomik sorunu olan enflasyonun azaltılması tartışılırken; dördüncü kongrede Yeni Ekonomi sürecinin başlamış olması paralelinde artık yüksek hızda ve istikrarlı ekonomik büyüme, gelir dağılımının iyileştirilmesi, bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması gibi konular ön plana çıkmıştır.
PARADİGMA DEĞİŞİKLİĞİ
İlk 4 kongrede Türkiye ekonomisinin temel problemleri ve özellikle makro ekonomik göstergelerdeki iyileştirmelerin nasıl gerçekleştirileceği tartışılırken beşinci İzmir İktisat Kongresinde Türkiye ekonomisinin dünya ekonomileri içinde ilk 10'a kısa sürede girmesi için neler yapılması gerektiği tartışması öne çıkan konuların başında gelmiştir. Ayrıca, bu kongrede küresel ekonomik kriz sonrası gelişmekte olan ülkelerin ve ekonomik güç merkezinin batıdan doğuya geçişi sıkça konuşulan konular olmuştur. Diğer yandan, ipek yolu konsepti kapsamında Doğu ile Batı arasındaki ekonomik işbirliği, ticaret, entegrasyonlar ve barış havzası yeniden masaya yatırılmıştır. Kongrenin, ekonomik güç merkezinin batıdan doğuya kaydığı, ekonomide kabul edilen varsayımların tartışıldığı ve Türkiye'nin ekonomik gücünün dünya tarafından konuşulduğu bir döneme denk gelmiş olması önemlidir. Bu açıdan, bu kongrenin, yeni açılımlara ve arayışlara vesile olacağı ümit edilmektedir.
EKONOMİDE DÖNÜŞÜM
Cumhuriyetin 90. Kuruluş Yıldönümünün hemen akabinde gerçekleştirilen kongrede 90 yıllık süreçte son 10 yılın ekonomik gelişmeleri ve dolayısıyla "Yeni Türkiye"nin yeni ekonomisi tartışmaların ana konusu oldu. Bu kongrede ekonomik büyüme ve büyümenin sürdürülebilirliği, stratejik sektörler, bölgesel gelişmeler gibi konular masaya yatırılmıştır. Ayrıca, Türkiye ekonomisinde esas olarak temel makroekonomik göstergelerdeki iyileşmelerin sürdürülmesi için gerekli mikro konulara odaklanılması ve yapısal reformlar konusunda gaza basılması çok açık bir şekilde dile getirilmiştir.
Kongrelerin belki de en çarpıcı yanı ise, gerçekleştirilen 5 kongrenin son iki tanesinin AK Parti'nin on yıllık iktidarı döneminde yapılmış olmasıdır. Kongrelerin bu kadar anlamlı olma
