SETA > Yorum |
Devlet Bahçeli nin İttifak Açıklamalarının Anlamı

Devlet Bahçeli’nin İttifak Açıklamalarının Anlamı

Seçim ittifakı ve baraj konusuna yönelik her iki partinin farklı aktörlerinin açıklamaları, iki parti arasında 15 Temmuz sonrasında nazik bir dengede yürüyen iş birliğine zarar verebileceği ortaya çıkınca..

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kasım ayının ilk haftasında yüzde 10 barajının “Türkiye’de çok ağır bir baraj” olduğunu vurgulamış ve “yüzde 5 mi, 7 mi olur yoksa 10 mu kalır, böyle mi devam etmesi gerekir” diye seçim barajının düşürülmesi tartışmasını başlatmıştı.

Tartışmayı Bahçeli başlatsa da aslında konunun muhatabı AK Parti idi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Bahçeli’nin açıklamasının kamuoyunda tartışılmaya başlamasıyla birlikte, kendisinin meseleye bakışını “olaya ekonomik ve mali istikrar olarak bakmamız lazım. 50 artı 1 ile siyasi istikrar geliyor. Dolayısıyla bütün bunları göz önüne aldığımızda belki bir seçim öncesi ittifak düşünülebilir, onun üzerinde durulabilir” şeklinde çerçevelendirmişti.
Erdoğan’ın açıklamasından, AK Parti’nin seçim barajının düşürülmesinden daha çok, seçim ittifakına daha olumlu baktığı sonucu çıkıyordu.
Seçim ittifakı ve baraj konusuna yönelik her iki partinin farklı aktörlerinin açıklamaları, iki parti arasında 15 Temmuz sonrasında nazik bir dengede yürüyen iş birliğine zarar verebileceği ortaya çıkınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir önceki hafta bu konuda tekrar bir açıklama yaptı: “Çok aceleci olmamakta fayda var. Bu işi liderler bazında götürmekte fayda var. Bu konuda önüne gelen herkes konuşursa yanlış olur. Her önüne gelenin bu konuda konuşmaması lazım. Benim partim de buna dâhildir. Partimin içerisinde de zaman zaman bazıları çıkıyor, bu meseleye dair konuşuyor. Size ne kardeşim? Siz niye konuşuyorsunuz? Bu konuda kimlerin konuşacağı bellidir. Bu sürece limon sıkma gibi bir yanlışı hiç kimse yapmamalı.”
Lider ve partiler arasında bu konuda bir görüşme sağlanmadan Devlet Bahçeli, dün itibariyle partisinin 2019’a yönelik “seçim ittifakı” konusundaki tutumuna ilişkin birçok hususu netleştirdi. Buna göre;
1. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, MHP kendisi aday çıkarmayacak. AK Parti’nin adayını yani Erdoğan’ı destekleyecek. 2019 seçimlerine epey bir zaman var. Siyasette 24 saatin uzun olduğuna yönelik bir ezber bulunmakta. Bu açıdan meseleye yaklaşan Bahçeli, MHP’nin bu konudaki tutumunun değişebileceğine yönelik yapılacak tartışmaları da baştan engelledi. “Siyasi şartlar değişti, ben şöyle düşünüyorum” demeyeceklerini birkaç kez farklı şekilde vurguladı. “Yenikapı ruhuna” uygun olarak hareket etmenin Türkiye’nin yararına olacağı üzerinden bu kararını gerekçelendirdi.
2. Milletvekilliği seçimlerinde, ittifak olacaksa bunun “yasal” bir çerçeveye kavuşturulmasını savundu. 1991’de Refah Partisi çatısı altında üç partinin (diğerleri MHP ve Islahatçı Demokrasi Parti) yaptığı şekilde bir seçim ittifakına sıcak bakmadığını dile getirdi.
Dolayısıyla uyum yasalarında seçim ve siyasi partiler ve cumhurbaşkanlığı seçim kanunlarında yapılacak değişikliklerde, yeni bir seçim ittifakı modelinin geliştirilmesine yönelik bir tutum ortaya koydu. Dolayısıyla, Bahçeli’nin açıklamalarından anlaşılan, ittifakta her partinin aldığı oyların bilinmesine imkân verecek, partilerin kendi logo ve resmî adıyla ve “partilerin siyasi kimliği ortadan kalkmadan” seçime gitmesinin mümkün olacağı bir düzenlemedir.
3. Seçim sonrası ittifakın mahiyeti: “Erdoğan veya herhangi birisi Cumhurbaşkanı olduğunda, kuracağı hükûmetin içerisinde biz şu kadar bakan isteriz gibi bir ahlak dışı davranışın içinde olmayız” açıklaması ile yasal ittifakının sadece seçimle sınırlı olması gerektiğinin altını çizdi.
4. Erken seçim: Bahçeli, bölgenin ve Türkiye’nin içinden geçtiği konjonktürü dikkate getirerek, partisinin erken seçimden yana olmadığını da net şekilde ifade etti.
Bahçeli’nin 2019 seçimlerine yönelik bu açıklamaları kuşkusuz siyasette yeni tartışmaları beraberinde getirecek.
Milletvekilliği seçimlerinde yapılacak ittifakın yasal çerçevesinin ne şekilde düzenlenmesi gerektiği önümüzdeki günlerde siyasetin ana gündemlerinden birini oluşturacak.
Ayrıca, Bahçeli’nin şimdiden partisinin konumunu netleştirmesi AK Parti karşıtı siyasetin dengesini de etkileyecek.
Tüm bunların ötesinde, MHP’nin bu tutumunun seçmen davranışına nasıl yansıyacağı meselenin önemli bir boyutunu oluşturmakta.
Önümüzdeki yazılarda bu konuları ayrıntılı tartışacağım...
[Türkiye, 9 Ocak 2018]
.