Hava sahasını ihlal eden hangi ülke olursa olsun uygulanacak kuralın, Rus uçağına da uygulanmasıyla başlayan Türkiye ve Rusya arasındaki kriz devam ediyor. Rusya tarafından yapılan açıklamalar, ekonomik yaptırım olarak adlandırılan paketin açıklanmasıyla yeni bir boyut kazandı.
Rusya, Türkiye ile olan ticari ve ekonomik ilişkilerinde Türkiye'nin aleyhine olacağını düşündüğü bazı kararlar aldı. Peki bu kararlar Türkiye için mi yoksa Rusya için mi yaptırım olur, işte burada soru işaretleri var.
Çünkü, Rusya ekonomisi AB ülkeleri ve ABD'nin uyguladığı ambargo altında zaten zor bir dönem geçiriyor. Sınır komşusu ve yakın bir ticari ilişkisi olan Türkiye'den gelecek gelirin askıya alınması durumunda, Rus ekonomisi için pek de kolay bir dönem başlamayacak.
Ayrıca, uluslararası arenada sorunlu bir dönem geçiren Rusya'nın güvenilirliği de zedelenmiş durumda. Ulusal ve uluslararası yatırımcının Rusya algısı her geçen gün yara alırken, Rusya Türkiye'den gelen yatırımlardan ve devam eden ticaretten vazgeçebilir mi? Cevap “evet”se, Rusya ekonomisindeki krizin daha da derinleşmesi yakındır.
Tabi bir de, Rusya ve Türkiye denildiğinde ilk akla gelen soru var: Enerjide, yani doğalgazda ne olur? Rusya enerji konusunda bir adım atar mı?
RUSYA DOĞALGAZI KESEBİLİR Mİ?
Rusya'nın doğalgazı ihraç ettiği en büyük ikinci ülkenin Türkiye olduğu düşünüldüğünde, enerjide Türkiye'nin Rusya'ya ihtiyacı olduğu kadar Rusya'nın da Türkiye'ye ihtiyacı olduğu açık. Ayrıca Rusya 2014 yılında 492,1 milyar dolar ihracat gerçekleştirirken bunun yüzde 68'ine denk gelen 334,6 milyar dolarlık kısmını, petrol ve doğalgaz gelirlerinden sağlamıştır.
2015 yılında ise, petrol fiyatlarının düşmesiyle Rusya gelirlerinde ciddi oranda bir azalma gerçekleşti. Böyle bir durumda Rusya, doğalgazda güçlü bir pazar olan Türkiye gibi bir pazarı ve Türkiye üzerinden diğer ülkelere ulaşma fırsatını kaybetmeyi göze alabilir mi? Pek mümkün görünmüyor.
Diyelim ki, Rusya kendi ekonomisine getireceği büyük maliyeti hiçe saydı. Uluslararası hukuku, sözleşmeleri ve taahhütleri bir kenara bıraktı. Bu durumda doğalgaz vanalarını kapatabilir mi?
Böyle bir ihtimal çok düşük. Zaten krizin ilk gününden beri Rusya enerji konusunda temkinli. Ancak bu ihtimalin düşük olsa bile varlığı, Türkiye'nin enerjide izleyeceği politikalar için yol gösterici olmalı. Bu kriz gösterdi ki, Türkiye, enerjide yeni alternatifleri hayata geçirmelidir ve kesinlikle enerji arz güvenliğini sağlamak zorundadır.
ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ İÇİN ALTERNATİFLERİ KONUŞMA ZAMANI
Enerji arz güvenliğinde alternatif olarak ilk konuşulması gereken, doğalgaz depolama altyapısının kurulması. Doğalgazın depolanması, ülkeler arasında çıkabilecek sorun, anlaşmazlık veya teknik problemlerden dolayı enerji kesinti ihtimalini ortadan kaldıracak.
Depolamada LNG terminalleri ise büyük önem taşıyor. Marmara Ereğli'de bulunan LNG terminalinde BOTAŞ LNG faal durumda ve 5 milyar metreküp kapasitesi bulunuyor. Ayrıca, özel sektörün ilk LNG terminali de Aliağa'da, kapasitesi ise 6 milyar metreküp.
Hali hazırda 1,8 milyar metreküp doğalgaz depolama imkânı da var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Katar ziyaretinde imzaladığı enerji anlaşması da, LNG'yi Türkiye'nin enerji arz güvenliğini sağlayacak önemli seçeneklerden birisi haline getiriyor.
Tam da bu sebeple, yeni LNG terminallerinin ve depolama istasyonlarının yapımı için hızlı hareket edilmelidir. Kısa dönemde maliyeti yüksek olsa da, uzun dönemde Türkiye'nin kazanımları çok daha fazla olacaktır. LNG yatırımlarında kamu ve özel sektör işbirliği sağlanmalı, özel sektörün LNG ithalatı yapabilmesinin de önü açılmalıdır. Özellikle de, enerji arz güvenliğinde sorun yaşandığı zamanlarda.
LNG alternatifinin yanı sıra, Azerbaycan ve İran'dan da gaz akışı devam edecek. Ayrıca Kuzey Irak Kürt Bölgesi'nden transfer edilecek doğalgaz, Türkiye'nin yaklaşık 50 yıllık kaynak ihtiyacını karşılayacak potansiyele sahip. Tüm bu alternatifler göz önünde bulundurulduğunda, Rusya'nın doğalgazı kısma veya kesme hamlesine karşı, Türkiye bu sorunun üstesinden rahatlıkla gelebilir.
Bu yüzden Rusya'nın Türkiye'ye verdiği doğalgazda herhangi bir yaptırım olasılığının konuşulduğu bu dönem, Türkiye için krizi fırsata çevirme zamanıdır. Türkiye'nin enerji arz güvenliğinde alternatif arayışları, kısa dönemlik bir maliyet getirebilir, ancak Rusya ekonomisi için maliyet daha fazla, üstelik bu maliyet kısa dönemlik değil.
[Yeni Şafak, 3 Aralık 2015]