Dış etkenlere de bağlı olarak içinden geçtiğimiz zorlu dönemde ekonomiye bir rahatlama getirmesi beklenen paket, orta ve uzun vadeye yansıyacak etkileri açısından da önem taşıyor.
Hep altını çizdiğimiz gibi, tempolu ve sağlıklı bir büyüme için yatırımları canlandırmaya ihtiyacımız var. 2014'le ilgili değerlendirmelerimizde de, yatırım katkısı olmadan büyüdüğümüzü gördük. Yatırım, aynı zamanda istihdama da kapı aralıyor. İşte söz konusu paket, bu anlamda ekonomiye bir kıpırdanma getirecek gibi. O halde söz konusu teşviklere bir göz atalım.
YATIRIM YAP, İNDİRİMİ HIZLI KAP
Pakette öne çıkan maddelerden biri, teşviklerde uzatmaya gidilmesi… Zira 2014 bitiminde uygulaması sona eren destek oran ve süreleri, 31 Aralık 2015'e kadar başlanacak yatırımlar için devam edecek. Bu ise, yatırımcıların avantajlardan yararlanabileceği ek bir fırsat anlamına geliyor.
Bunun yanısıra, 2015 ve 2016 yıllarında gerçekleştirilecek yatırımlar karşılığında, “yatırım döneminde” daha yüksek vergi indirimleri uygulanacak. Bu bağlamda, 1. ila 5. bölgelerdeki yatırım dönemi indirim oranları yükseliyor. Üstelik 1. bölgede mevcut durumda %0 olan oran, %50'ye sıçrıyor. Bir başka deyişle, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi illerimizde yatırım yapmak, şimdi daha çok teşvik edilmiş oluyor.
Örneğin; 1. bölgede yatırım yapan bir yatırımcı, 1 milyon TL'lik bir vergi indirimi hakkı kazandı diyelim. Yatırımcı eski uygulamayla, yatırım döneminde bu desteği alamıyor ve işletme aşamasını bekliyordu. Yeni uygulamayla ise, %50'lik yani 500.000 TL'lik kısmından yatırım döneminde faydalanabilecek. Bir diğer ifadeyle devlet, çok bekletmeden yatırım döneminde de katkı vermiş olacak.
Söz konusu oranlar, diğer bölgelerde daha da cazip… İndirim, 2. ila 5. bölgeler arasında %55-70 arasında 5'er 5'er tırmanıyor. 6. bölgedeki %80'e ise, aynen devam.
YETER Kİ TEKNOLOJİ OLSUN
Paketteki favorilerimden biri, ileri teknoloji yatırımlarına getirilen destek... Nitekim bu yatırımlar, artık “öncelikli yatırımlar” kapsamına alınıyor.
Bu, şu demek: Yüksek teknoloji yatırımları, Türkiye'nin neresinde yapılırsa yapılsın, cazip 5. bölge avantajlarından faydalanacak. Böylece, bu tür bir yatırım yapmak isteyen yatırımcımızın, ilgili destekler için artık illaki Erzurum'a, Tunceli'ye, Kahramanmaraş'a gitmesi gerekmeyecek.
Bu maddeyi önemsiyorum zira hep değindiğimiz gibi, Türkiye'nin acil bir şekilde bilgi ekonomisine geçiş yapması şart. Üretim ve ihracatımızdaki düşük teknolojik payı büyütmemiz ve ithalattaki bağımlılığımızı indirgememiz gerekirken, bu tür pratik çözümlere ihtiyacımız var.
SİGORTA PRİMİ VE FİNANSMAN
Bu arada paket, devletin yatırımcıya sağladığı sigorta primi işveren hissesi desteğinin de artacağı haberini veriyor. Nitekim yatırımlarda istihdam edilen çalışanlar için sağlanan desteğin, daha uzun sürelere yayılacağını görüyoruz. Örneğin, 1. bölge yatırımcısına bu uygulama hâlihazırda yokken, şimdi 2 yıllık bir teşvik gelecek. Destek süresi, diğer tüm bölgelerde de uzuyor ve en güçlü teşviki alan 6. bölgede 10 yıla çıkıyor.
Bunun yanı sıra, finansman başta olmak üzere ilgili alanlarda daha etkin bir hale getirilmesi gereken bir kalkınma bankasına ihtiyacımız olduğunu daha önce ifade etmiştim. İşte Kalkınma Bankası'nın yeniden yapılandırılması yönünde açıklanan vaadin de, bu kapsamda oldukça yerinde olduğunu vurgulamak gerek.
Öte yandan, finansmana erişimin kadın girişimciler için kolaylaştırılması da, teminat yetersizliği sorununa ilaç olmayı amaçlıyor. Gerek yatırımlar gerekse kadın istihdamı açısından önemli…
Pakette ayrıca, istihdam piyasası için de ek destekler var ancak yerimiz sınırlı olduğundan detaya girmiyorum. Bununla birlikte, vadeli ithalata %6'lık ek maliyet getiren Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu'nun ara mallar ve yatırım malları için %0'a indirilmesi de, üreticimiz ve ihracatçımız için bir nefes olacak.
HEDİYENİN MALİYETİ
Sonuç olarak ekonomiye, yatırımları teşvik etmek için dizayn edilmiş ve istihdam ile üretime de destek veren bir paket sunuldu. Çekici maddeler içeren bir hediye paketi... Hem mutlu hem de motive edici…
Tabii her güzel hediyenin, bir de maliyeti var. Bizim paketin maliyeti de, emeklilik destekleri dâhil tüm detaylarıyla birlikte 7,5 milyar TL olarak hesaplanmış. Bu da, GSYH'nin yaklaşık %0,4'üne tekabül eden bir bütçe gerektiriyor.
Anlamı ise, maliye politikasından bir miktar destek alınacağı ancak övünç kaynağımız olan mali disiplini sarsıcı bir etki yaratılmayacağı… Bu noktada, tamamının merkezi hükümet bütçesinden çıkmayacağını belirtmek gerek.
Yeter ki karşılığında, hedeflenen canlanma yakalansın. Ayrıca bu adımların yapısal nitelikte olanlarını, özellikle orta ve uzun vadeye katkıları anlamında da düşünmek gerek.
Bu arada maliye politikası demişken, para politikası konusunda da bir çift söz etmeden geçemeyeceğim. Cuma günü enflasyon rakamları açıklandı ve beklenenin üzerinde gelerek “gıda baskısının sürdüğünü” haber veren rakamlar, kolları sıvamanın gerekliliğini bir kez daha haber verdi.
Gıda konusunda iklim, hava vs gibi faktörler şöyle dursun, tarladan sofraya uzanan fiyatlama mekanizmasına ışık tutmak artık elzem oldu. Aksi takdirde, faizlerde adam akıllı düşüşler görmek de, zor olacak. Para politikasından destek beklerken, bu büyük detayı gözden kaçırmayalım.
[Yeni Şafak, 7 Nisan 2015]