Gürsel Tekin katıldığı bir televizyon kanalında çok önemli bir sırrı ifşa etmiş. Devlet sırrı gibi bir şey hani!
"Kemal Kılıçdaroğlu'nun bazı sivil toplum kuruluşları tarafından Nobel ödülüne aday gösterildiği"ni açıklamış sayın Tekin. Çok önemli bilgi, çok!
Düşünsenize, 2019 seçim kampanyası başlamış. CHP her yere "Nobel ödüllü siyasetçi Kemal Kılıçdaroğlu" yazdırıyor. Tişört, billboard falan...
Yakışmaz mı? "Obama gibi adam" demezler mi insana. Bizim de "Nobel ödüllü bir siyasetçimiz" var diye gururlanmaz mıyız?
"Sana bu ödülü niye verdiler ki" diyecek halimiz yok ya! Niye diyelim? Karşımızda İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi var! İsveç, kraliyet, bilim, akademi!
Her biri tek başına yeterince azametli. Hele bir araya geldiklerinde nasıl da eziyorlar insanı? Ağzımızı açmayız, saygıda kusur etmeyiz!
Malumunuz bu Nobel komitesinin yüce insanları çeşitli alanlarda ödüller veriyor. Fizik, kimya, edebiyat, tıp, ekonomi ve barış...
Bilimselliğin, nesnelliğin zirvesinde gezen yüce Nobel komitesi insanları "olağanüstü başarı"ları derhal farkedip onları ödüllendiriyor.
İç sesleriniz soruyor şimdi, biliyorum. "Bilim alanı neyse de, edebiyat ve barış alanında 'olağanüstü başarı' neyin nesidir" diye.
Ben de şunu ekleyeyim izninizle: "Kemal Kılıçdaroğlu'nun hangi olağanüstü başarısından söz ediliyor acaba?"
Sahip çıkışından efendim, sahip çıkışından! "Adalet yürüyüşü sonrası demokrasi ve hukuka sahip çıkışından!"
Bazı sivil toplum kuruluşları sağolsunlar devreye girmişler. Kılıçdaroğlu'nu işaret etmişler.
Bu başvuruyu yapanlara bir tavsiyem var. Sakın ha zayıf bir dosyayla başvuru yapmayın. Dosyaya mutlaka Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz gecesi barış içinde televizyon izleyişini de koyun. Terlik detayını da atlamayın. Muhakkak surette "barışsever" darbecilere, "barışçıl" teröristlere sahip çıkmak için kendisini nasıl paraladığını da ekleyin.
Gerçi o sivil toplum kuruluşları işlerini bilir! Benden akıl alacak halleri de yok. Akıl alacakları yerden almışlar zaten. Hem kim acaba bu sivil toplum kuruluşları?
Şimdi biz bunları söylüyor, hayal kuruyoruz ama peki ya Kılıçdaroğlu ödülü reddederse?
Partisinin radikal solcuları "senin Sartre'dan neyin eksik başkanım" diye onu dolduruşa getirirse?
Malum, Jean Paul Sartre 1973'te kendisine verilen Nobel Barış Ödülü'nü reddetmişti. "O efsane oldu, sen de gazoz olma efsane ol" derler mi? Derler, derler...
Haber belki gerçek, belki değil. Ama zihniyet gerçek dostlarım.
Bu zihniyetin tek derdi Batı'dan alkış almak. Batı'nın derdi de malum. Onlar da bizi kendilerine mecbur etmek, bizi kıskıvrak yakalamak derdinde.
Ezcümle bunlar ödül de verir, nişan da. Az hizmet etmedi, ödülünü burada alamıyor, bari orada versinler!
[Sabah, 31 Temmuz 2017].