Geçtiğimiz cuma günü açıklanan 2015 Ekim işgücü verileri, işsizlik oranının yüzde 10,5 olarak kaydedildiğini gösterdi. Bu, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,1 puanlık bir artış anlamına geliyor. Sebebi ise, söz konusu 1 yıl içinde gerçekleşen 718 binlik yeni istihdam imkânının, 822 bin kişilik ek işgücü katılımına yetememiş olması...
Oransal gelişim açısından bakarsak da, ekim döneminde işgücündeki yıllık bazda büyüme yüzde 2,78 iken, istihdamda yüzde 2,75’lik bir hız gözleniyor. Aynı dönemde tarım dışı istihdamın temposu ise yüzde 3,1 olarak karşımıza çıkarken, toplam istihdam artışının yeni işgücünü karşılama oranı yüzde 87 sularında.
4. çeyreğe bu şekilde merhaba diyen ilgili rakamlar; bir yandan, hemen önceki dönemlere göre “yıllık bazda” daha yavaş bir moda işaret ederken, diğer yandan da istihdamın, tırmanan işgücüne canla başla yetişmeye çalışan bir gelişim gösterdiğini ima ediyor.
Aylık bazda değerlendirdiğimizde ise, yüzde 10,5 seviyesindeki işsizlik oranı, eylül dönemine göre 0,2 puanlık bir artışı ifade ediyor. Üstelik bu kez mevsimsellikten arındırılmış oranda da bir yükseliş var. Nitekim haziran ve sonrasında yüzde 10,4 seviyesinde çakılı kalan söz konusu oran, ekimde ilk kez kıpırdayarak yüzde 10,6’ya çıktı.
Bu bağlamda mevsimsellikten arınmış verileri incelemek de önem taşıyor. Ve bu noktada yine tarımdışı rakamlara odaklanırsak, ekim döneminde eylüle kıyasla 54 bin kişilik bir istihdam artışı hesap ediyoruz. Bu, yılın önceki çeyreklerindeki ortalamalara göre çok geriden gelen bir görünüm olmasa da, öyle pek parlak da değil. Elbette son çeyrekteki net durum, önümüzdeki aylarda gelecek istatistiklerle iyice belirginleşecek.
Bu arada, söz konusu seride tarım dışı istihdamın yüzde 66 gibi ciddi bir bölümünün hizmetler tarafından sağlandığını not düşeyim (ki, bu sektörün emek piyasasındaki yoğun etkisi zaten malum.) Sanayi, ilgili pastada çeyreklik bir dilime tekabül ediyor ve uzun süredir payını pek genişletemiyor. Bununla birlikte, ekim döneminde gerçekleşen 54 binlik tarım dışı artışın ağırlıklı kısmının sanayiden geldiğini de eklemeden geçmeyeyim.
Öte yandan, ekimdeki arındırılmamış seriyi gruplar çerçevesinde detaylandırdığımızda ise, genç işsizliğin yüzde 19,3’lük oranıyla dikkat çektiğini söyleyebiliriz. Burada geçen yılın aynı dönemine göre 0,4 puanlık bir gerileme var ancak yeterli olmadığı açık. Bu kapsamda özellikle genç kadınların yüzde 23,1’lik işsizliği göze çarpıyor. 15- 24 yaş arası erkeklerde ise oran, yüzde 17,2 ile nispeten hallice...
Buna ek olarak olaya eğitim çerçevesinde bakarsak da konuşacak çok detay var, ancak ekim dönemine özel göze çarpan bir durum olarak, lise mezunu grubundaki işsizlik oranının ortalamayı yukarı çektiğini söylemekle yetineyim. Önceki yıla göre işsizlik oranı 1,4 puan artış gösteren bu grupta gözlenen söz konusu gelişmede, ortalığı, işgücüne katılım karıştırmış gibi duruyor. Özellikle de ilgili kadın kitlenin hevesi…
Son söz olarak; sadece ekim değil şöyle yakın geçmişe bir uzanırsak da; yukarıda öne çıkardığım ana detayların Türkiye emek piyasası için genel hükümler taşıdığını ifade etmek mümkün. Özellikle kadın nüfusun ve gençlerin işgücüne katılımındaki canlanma sürdükçe, işsizliğin yakın geleceğinde de ideal tek haneleri görmek zorlaşacak. Dolayısıyla da, yeni dönemde büyümenin, mümkün olduğunca istihdam dostu olmasını temin etmemiz kritik önem taşıyacak.
[Dünya, 18 Ocak 2016]