SETA > Yorum |
Müslüman Kardeşler Neden Yalnız Kaldı

Müslüman Kardeşler Neden Yalnız Kaldı?

Müslüman Kardeşler yöneticilerinin uzun yıllar hapiste kalmaları, 80 yıllık muhalefet geleneği ve Mısır istihbaratının onları yönlendirerek yanlışa zorlaması gibi etkenlerin, hareketi yalnızlığa ittiği konuşuluyor. İhvan'ın diğer gruplarla işbirliğinin boşa çıkma nedenlerinden birinin, cemaat reflekslerinin ön plana çıkması olduğu söylenebilir.

Mısır'daki 25 Ocak 2011 Devrimi esnasında göstericilerin öldürülmesinden suçlanan devrik CumhurbaÅŸkanı Hüsnü Mübarek ve yardımcıları ile dönemin Ä°çiÅŸleri Bakanı Habib Adli'nin beraat etmesi, ülkede yeni bir eylem dalgası ortaya çıkardı. Farklı kesimlerin düzenlediÄŸi milyonluk protesto eylemleri, yönetimi endiÅŸelendirmeye baÅŸladı.

Kararın açıklandığı 29 Kasım 2014'ten bir gün önce Selefi Cephe mensuplarının yaptığı eylem nedeniyle ülkenin bütün ÅŸehirlerinde alarma geçen güvenlik güçleri, aslında Mübarek'in aklanması yönelik tepkiye karşı tedbir almaktaydı.

Nitekim 28 Kasım Cuma günü güvenlik güçlerinin yaptığı gövde gösterisiyle Ä°slami siyasi hareketin belinin kırıldığı imajı oluÅŸturulması, yönetim çevrelerini rahatlattı. Medya aracılığıyla Mısır halkına "her ÅŸeyin kontrol altında olduÄŸu" mesajı verildi. Eylemleri Selefilerin organize etmesine raÄŸmen medya, "Terörist Cemaat Ä°hvan"ın sokakta karşılık bulamadığını vurguladı.

Ancak bir gün sonra Mübarek'in yolsuzluk ve eylemcileri öldürme davasından beraat etmesi, devrimci hareketleri tahrik etmeye yetti de arttı. Kahire'nin meÅŸhur Tahrir Meydanı yakınlarındaki Talat Harp Meydanı'nda toplanan devrimci hareketlerin mensupları, gece geç saatlere kadar protestolarını sürdürdüler. Polisin göz yaÅŸartıcı bomba ile dağıttığı eylemcilerden ikisi hayatını kaybetti.

Muhalefetin "Mübarek'in aklanması" tepkisi

2 Aralık'ta bu kez Müslüman KardeÅŸler (Ä°hvan) tarafından milyonluk eylem düzenlendi. Bazı üniversitelerde de eylemler yapılmasına raÄŸmen 1 milyon insan toplanamadı. 2 Aralık gösterilerine katılımın hedeflenen düzeye ulaÅŸmaması, Ä°hvan'ın baÅŸarısızlığı olarak algılandı.

5 Aralık günü, bu kez 6 Nisan Hareketi ve 25 Ocak Devrimi Åžehit Aileleri tarafından bir baÅŸka milyonluk eylem daha organize edildi. Söz konusu gösteriye, Gad Partisi BaÅŸkanı Eymen Nur ve Abdulmunim Ebulfutuh'un Güçlü Mısır Partisi de destek verdi. Gösterinin organizatörlerinin, Ä°hvan'ın eyleme katılmaması ve Rabia (Dört) iÅŸareti yapılmamasını istemeleri dikkat çekiciydi. Ama yine de hedeflenen eylemci kitlesi sokaÄŸa çıkarılamadı.

Hâlbuki bir gün öncesinde medyaya, Mübarek'in hayatını kaybettiÄŸi yansımış, sabah saatlerinde haberin asparagas olduÄŸu ve milyonluk eyleme katılımı engelleyip Mübarek'in aklanmasına tepkiyi azaltmak için yapıldığı anlaşıldı. Aslında bu alışılmış bir tavırdı; Mübarek'in ilk duruÅŸmasından önce de benzeri haberler Mısır medyasına yansımıştı. Ama bu yöntem yine de etkili oldu.

YaÅŸanan bir diÄŸer geliÅŸme, basına sızdırılan bir telefon görüÅŸmesiydi. Mikemmilin TV kanalının yayımladığı ses kaydında, Yüksek Askeri Konsey (YAK) Üyesi Tümgeneral Memduh Åžahin, Muhammed Mursi'nin alıkonulmasından sorumlu Deniz Kuvvetleri Komutanı Usame Cundi ile yaptığı telefon görüÅŸmesinde, 3 Temmuz 2013'te devrilen CumhurbaÅŸkanı'nın yargılandığı Ä°ttihadiyye Olayları ve casusluk davalarından bahsediyordu.

Åžahin, Mursi'nin, 2012'de "CumhurbaÅŸkanlığı Sarayı önünde bazı protestocuların ölümüyle sonuçlanan olaylarını teÅŸvik" suçlamasıyla yargılandığı Ä°ttihadiyye Olayları ile "yabancı örgütlere bilgi saÄŸlamakla suçlandığı" casusluk davalarının, yasadışı yollarla bilinmeyen bir yerde tutulması gerekçesiyle bozulacağını söylüyordu. Mübarek'in öldüÄŸüne dair haberlerden hemen sonra gündeme gelen ses kaydının içerden sızdırılmış olabileceÄŸini öne sürüldü. Bu teze göre sızdırmanın hedefi, Mübarek’in asparagas ölüm haberini gölgeleyip kamuoyunu farklı tarafa yönlendirmekti.

25 Ocak ve 30 Haziran Devrimlerine hakaret yasaklanıyor

Mısır yönetimi, ÅŸehit ailelerini razı etmek ve onların Mübarek'in beraat etmesine gösterdiÄŸi tepkiyi azaltmak için bazı küçük tavizler vermeye baÅŸladı.

CumhurbaÅŸkanı Abdulfettah Sisi, Mübarek'in beraatından birkaç gün sonra "25 Ocak 2011 ve 30 Haziran 2013 Devrimleri" hakkında yeni kanun tasarısı hazırlandığını duyurdu. Tasarıya göre, Mübarek ve Mursi'nin devrilmesiyle sonuçlanan iki büyük halk ayaklanmasına hakaret yasaklanacak. Tasarının, 6 Nisan Hareketi gibi 25 Ocak Devrimi'ni ateÅŸleyen devrim ve deÄŸiÅŸim yanlısı grupların liderlerinin farklı suçlardan mahkum edildiÄŸi bir dönemde ortaya çıkması önemliydi. Taslağın kanunlaÅŸmasıyla devrimci hareketlerin mensuplarının affedilmesi gündeme gelebilir.

Bu giriÅŸimin, Mübarek'in beraat etmesine yapılacak tepkiyi azaltması hedefliyor. Lakin Mübarek'in aklanmasına kitlelerin zaten tepki göstermeyeceÄŸi öngörülebilir. Çünkü Mısır'da halkın büyük bölümünü oluÅŸturan fakir kesimler, 25 Ocak Devrimi'nden bugüne kadar geçen süreçte, Mübarek dönemini mumla arar hale geldi. Bir hafta içinde gerçekleÅŸtirilen iki ayrı milyonluk eylemin baÅŸarısızlığa uÄŸraması, bunun göstergesi.

Muhalefetinin birleÅŸme ihtimali

Selefi Cephe'nin düzenlediÄŸi 28 Kasım gösterileri ve Mübarek'in beraat kararından sonra yapılan eylemlere katılımın düÅŸük kalmasının iki sebebinin olduÄŸu söylenebilir:

1) Alınan sıra dışı güvenlik önlemleri ve eylemcilere karşı çok sert bir tutum takınılacağının açıklanması.

2) Özelde Ä°slami siyasi hareketlerin genelde ise muhalefetin iyice zayıflaması.

Mübarek'in beraatına karşı tepkinin, Mısır'daki tüm muhalifleri birleÅŸtireceÄŸi yorumlar yapılıyor, bu defa daha etkin bir kalkışma olabileceÄŸinden bahsediliyordu. Ama iÅŸler hiç öyle gitmediÄŸi gibi, Mursi'nin devrilmesinden sonra Ä°hvan ve diÄŸer bazı muhaliflerin kurduÄŸu MeÅŸruiyeti Destekleme ve Darbeyi Ret Koalisyonu tamamen dağıldı. Kamuoyunu ÅŸok eden bu geliÅŸme, ülke gündemini tamamen deÄŸiÅŸtirecek kadar etkileyiciydi.

Müslüman KardeÅŸler’i Rabia ve Nahda Meydanlarında yalnız bırakmayıp sürekli destekleyen Selefi Cephe, Darbeyi Ret Koalisyonu'ndan ayrıldı. Oysa Selefi Cephe'nin lideri Hazim Ebu Ä°smail, Mursi'nin devrilmesinin ardından ilk tutuklanan siyasi kiÅŸilikti.

Selefilerin kopuÅŸa dair açıklamasında; "Geçen bir buçuk yıllık süre içerisinde bazı kusurlara raÄŸmen direniÅŸ sürdürüldü. Ancak Selefi Cephe, Darbeyi Ret Koalisyonu dışında mücadele etmenin kendine daha geniÅŸ bir mesafe saÄŸlayacağı görüÅŸünden hareketle böyle bir karar almıştır." denildi.

Keza Ä°stiklal Partisi, Ä°hvan'ın Darbeyi Ret Koalisyonu'ndaki diÄŸer grupların görüÅŸlerini dikkate almamasını eleÅŸtirerek platformdaki üyeliÄŸini dondurduÄŸunu ilan etti. Ä°stiklal Partisi yetkilileri, ayrılma gerekçesini, "Müslüman KardeÅŸler'in Mursi'nin görevine geri dönmesi gerektiÄŸinden hareket etmesi ve bu yönde siyaset yapması" ÅŸeklinde ifade ettiler.

Genel BaÅŸkanı ve BaÅŸkan Yardımcısı, Rabia Meydanı'ndaki gösterilerde Ä°hvan'ı destekledikleri için tutuklanan Vasat Partisi de yaklaşık 6 ay önce platformadan ayrılmıştı. Vasat Partisi de "Müslüman KardeÅŸler'in kendi imkanlarıyla yönetimi devireceklerine inandığını fakat bu mümkün olmadığından ayrılmaya karar verdiklerini" açıkladı.

Gelinen noktada MeÅŸruiyeti Destekleme ve Darbeyi Ret Koalisyonu tamamen dağıldı ve platform bünyesinde, Ä°hvan ile partisi Hürriyet ve Adalet dışında, baÅŸka hiçbir siyasi hareket kalmadı.

Müslüman KardeÅŸler yöneticilerinin uzun yıllar hapiste kalmaları, 80 küsur yıllık muhalefet geleneÄŸi, devletin onlara baskıları ve Mısır istihbaratının onları yönlendirip yanlış yapmaya zorlaması gibi etkenlerin, hareketi yalnızlığa ittiÄŸi konuÅŸuluyor. Ä°hvan'ın diÄŸer gruplarla iÅŸbirliÄŸinin baÅŸarı kazanmamasının nedenlerinden birinin de cemaat reflekslerinin daha fazla ön plana çıkması olduÄŸunu söylemek lazım.

Bazı analistler, 70 kadar ülkede organize olan Müslüman KardeÅŸler'in siyaset anlayışını, "tekrar gözden geçirilmesi gereken pratikte uygulaması zor bir teori" olarak kabul ediyorlar. Kimi Arap uzmanlar ise Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) aslında Ä°hvan fikrinin bir pratiÄŸi olduÄŸunu, Türkiye'deki yönetimin Ä°hvan'ı Mısır'a tercih ettiÄŸini söylüyorlar. Böyle düÅŸünenlere göre Ankara, Kahire ile iliÅŸkilerini, diÄŸer muhalifleri göz ardı ederek tamamen Ä°hvan'a endekslemiÅŸ durumda.

25 Ocak Devrimi'nden bu yana Müslüman KardeÅŸler ve diÄŸer Ä°slami siyasi partilerin kitlesel desteÄŸinin iyice azaldığı bir gerçek. Ancak Mısır sokağında Sisi yönetimine desteÄŸin, özellikle sübvansiyonların kaldırılmasının ardından ciddi ÅŸekilde azaldığını söylemek gerekir.

Ä°yice dağılan Mısır muhalefeti, belki de Ä°hvan'ın dışarda kalacağı veya dışardan destek vereceÄŸi yeni bir oluÅŸumla yola devam edecek. Ä°zleyip göreceÄŸiz.

[Al Jazeera Türk, 8 Aralık 2014]