SETA > Yorum |
İsrail'in Gülen Müttefikleri

İsrail'in Gülen Müttefikleri

İran nefretini dahi şekillendirecek hatta Türkiye hükümetine efelenmelerine sebep olacak bir aşk hikâyesi midir grubun İsrail'le ilişkisi?

Önce 7 Åžubat ardından da 17 ve 25 Aralık operasyonları, Türkiye’de daha önce konuÅŸulması tabu olan konuların konuÅŸulmasına olanak saÄŸladı. Bunlardan birisi de Gülen grubunun sınır dışı aktörlerle iliÅŸkisi. Ä°ran-Ä°srail ve nefret-aÅŸk spektrumunda deÄŸerlendirebileceÄŸimiz bu iliÅŸkiler bütünü, içerisinde reel-politik, mezhep taassubu, maslahatçılık, Ä°slamcı antipatisi, Batı’ya karşı aÅŸağılık kompleksi, gruba özel Ä°slam yorumu ve Mesihçilik gibi dinamikleri barındırmakta. Dinamiklerdeki bu çeÅŸitlilik doÄŸal olarak grubun dış iliÅŸkilerinde aşırılıklara ve takıntılara zemin hazırlamakta.

Hazret-i Peygamber’i kamyona bindirdikleri dizinin senaryosu kadar kötü olan Selam (Tevhid) Örgütü senaryosu, grubun patolojik Ä°ran algısının bir yansımasıydı örneÄŸin. Star’dan Taha Özhan’ın da yazdığı gibi Türkiye’de nesli tükenmiÅŸ bir Ä°rancılık’tan uzun listeli bir gölge düÅŸman çıkarma çabasıydı. Günah listesi Fizan’a kadar yol olacak Ä°ran’a karşı beslenen haklı bir antipatiden de ibaret deÄŸildi bu algı. Antipati hatta düÅŸmanlıktan öte bir takıntıydı, tabiri caizse düalistik bir iyi-kötü mücadelesiydi.

Daha da önemlisi grubun Ä°ran algısı, yine grubun ABD ve Ä°srail algısından bağımsız deÄŸil. Ve bu algı sadece mezhepsel dürtülerle deÄŸil, en baÅŸta grubun güç tanımlamasıyla iliÅŸkili. En basit ifadeyle Türkiye sınırlarını aşıp, dünyanın deÄŸiÅŸik coÄŸrafyalarında nüfuz avına çıkan grubun küresel güç ABD ve ABD’nin asi evladı Ä°srail’le kurmaya çalıştığı pragmatik bir iliÅŸkinin ürünü. DiÄŸer bir deyiÅŸle, grup için fayda umarak grubun dış iliÅŸkilerini ABD-Ä°srail eksenine oturma çabası.

AÅžK NE ZAMAN BAÅžLADI?

Kimilerine göre 80 darbesi, kimilerine göre 28 Åžubat süreci grubun eksen arayışlarının zirve yaptığı dönemlerdi. ABD ve Ä°srail’e “Türkiye’de müttefikiniz biz olalım” mesajları siyasi ve hatta akademik olarak verildi. Türkiye-Ä°srail iliÅŸkilerinin demokrasimizi kasıp kavurduÄŸu bir ortamda “Beceremediniz artık bırakın!” (Hürriyet-18 Nisan 1997) açıklamaları, Ä°srail lobisinin Türkiye-Ä°srail iliÅŸkileri için tehdit olarak algıladığı Refah’ın bertaraf edilmesi için 28 Åžubat darbecilerine “Kapatmayın, sürüncemede bırakın. Kimse sürüncemede kalmış partiye oy vermez”(Milliyet-31 AÄŸustos 1997) tavsiyesi, Washington-Tel Aviv hattına “Merhaba güç sahipleri, biz dostuz” mesajlarıydı. Yazarları ve akademisyenleri de boÅŸ durmadı. Türkiye’de yükselen Ä°slamcı siyasetin çaldığı tehlike çanları karşısında, hem kendi mecralarında hem de neocon ve pro-Ä°srail dergilerin “sarı sayfalarında”, “Biz Erbakan/ErdoÄŸan’a gibi deÄŸiliz, biz Ä°srail dostuyuz” minvalinde pazarlama yazıları yazdılar.

Peki Ä°ran nefretini dahi ÅŸekillendirecek hatta Türkiye hükümetine efelenmelerine sebep olacak bir aÅŸk hikâyesi midir grubun Ä°srail’le iliÅŸkisi?

Ä°srail eksenine girme süreçlerinde “güneydeki Ä°srail’i tanıdıkça sevenleri” istisna tutarsak yukarıda da yazdığım gibi grubun Ä°srail/Yahudilere deÄŸil; mevcut dünya konjonktüründe Ä°srail ve Yahudilerin temsil ettiÄŸi güce karşı aÅŸk beslediÄŸini söylemek mümkün. Yani onlar Yahudileri/Ä°srail’i deÄŸil; Ä°srail’in lobi gücünü, medyadaki etkisini, ekonomideki ağırlığını, akademideki komiserliklerini ve istihbarattaki sınır tanımazlıklarını sevdi.

YAHUDÄ°LERÄ°N AKIBETÄ°

Åžu sıralar piyasada bulunması hayli zor olan “Fasıldan Fasıla” da grubun lideri Yahudiler için ÅŸöyle diyor: “'Böyle bir kavmin yaratılış sebebi, insanlığın terakkisine zemberek olmak içindir' dense mübalaÄŸa edilmiÅŸ olmaz. Nasıl Allah atmacayı serçenin üzerine salmakla, serçenin uçma kabiliyetini inkiÅŸaf ettiriyor, öyle de, Yahudilerle de, insanları uyanık ve gerilim içinde tutuyor.” Ve devam ediyor: “Bırakın Ä°slâm'a ve Müslümanlara karşı onulmaz düÅŸmanlıklarını, kendi peygamberlerini bile istihfaf eden ve birçoÄŸunu katleden bu kavim, neticede bir gün Nazilerin düÅŸtüÄŸü duruma düÅŸecek ve dünyanın dört bir yanında gizlenecek yer arayacaklardır.”

Bu cümlelerden sonra aÅŸkın mahiyeti ortaya çıkmıştır sanırım. Önemli olan ise aÅŸkın ne kadar karşılıklı olduÄŸu.

Bir hatırlatma: Benim bildiÄŸim Ä°srail de müttefikin güçlüsünü sever.

[AkÅŸam, 8 AÄŸustos 2014]