SETA > Yorum |
IŞİD ve Çözüm Süreci

IŞİD ve Çözüm Süreci

2003'de ABD'nin Irak'ı işgal etmesiyle, Irak topraklarında yaşanan kaos, şimdi de kimsenin beklemediği ve anlayamadığı yeni bir aktörle, yani IŞİD'le başka bir boyuta taşındı. IŞİD'in Irak ve Suriye'de etkinleşmesiyle Ortadoğu'daki şiddet arttı. Sınır komşuluğunun yanısıra, geçmişten gelen tarihsel, ekonomik ve siyasal ilişkilerinden dolayı Türkiye bu bölgede yaşananlara hiçbir zaman kayıtsız kalmamıştır. IŞİD, diğer ülkelerin farklı planlar kurduğu Irak ve Suriye'de tüm dengeleri altüst etmiştir. Çünkü IŞİD örgütünün yapısı, finansman kaynağı, kısa sürede nasıl bu kadar güçlendiği belirsizliğini korurken, tek bilinen gerçek IŞİD örgütünün Irak'ın geleceğini yönlendirmek istemesi ve bunun için enerji noktalarına odaklandığıdır.

2003'de ABD'nin Irak'ı iÅŸgal etmesiyle, Irak topraklarında yaÅŸanan kaos, ÅŸimdi de kimsenin beklemediÄŸi ve anlayamadığı yeni bir aktörle, yani IŞİD'le baÅŸka bir boyuta taşındı. IŞİD'in Irak ve Suriye'de etkinleÅŸmesiyle OrtadoÄŸu'daki ÅŸiddet arttı. Sınır komÅŸuluÄŸunun yanısıra, geçmiÅŸten gelen tarihsel, ekonomik ve siyasal iliÅŸkilerinden dolayı Türkiye bu bölgede yaÅŸananlara hiçbir zaman kayıtsız kalmamıştır.

IŞİD, diÄŸer ülkelerin farklı planlar kurduÄŸu Irak ve Suriye'de tüm dengeleri altüst etmiÅŸtir. Çünkü IŞİD örgütünün yapısı, finansman kaynağı, kısa sürede nasıl bu kadar güçlendiÄŸi belirsizliÄŸini korurken, tek bilinen gerçek IŞİD örgütünün Irak'ın geleceÄŸini yönlendirmek istemesi ve bunun için enerji noktalarına odaklandığıdır.

Bu nedenle, IŞİD'in ilk günden itibaren Irak topraklarındaki enerji kaynaklarını ele geçirme hedefi, çok farklı senaryoların yazılmasına neden olmaktadır. Ayrıca Filistin ve Suriye gibi OrtadoÄŸu'da yaÅŸanan vahÅŸete karşı üç maymunu oynayan geliÅŸmiÅŸ ülkelerin son dönemde IŞİD konusunda aldıkları kararlar, bu ülkelerin asıl odak noktalarının enerji olduÄŸu apaçık ortadadır.

TÜRKÄ°YE VE IKBY'NÄ°N BÄ°RLÄ°KTELİĞİ

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ve Türkiye, son yıllarda baÅŸta ekonomi olmak üzere birçok alanda önemli iÅŸbirliklerine imza attılar. Ä°ki tarafın da ekonomik ve siyasal menfaatlerinin yanı sıra, sahip oldukları ortak geçmiÅŸ ve kültürel yakınlık, bu iÅŸbirliÄŸini güçlendirmiÅŸtir. IKBY ile kurulan ekonomik, siyasal ve sosyal ortaklığın olumlu etkileri enerji alanına da yansımıştır.

Bu yüzden, Kürt petrolünün 22 Mayıs'ta Türkiye aracılığıyla uluslararası piyasalara sevkiyatının baÅŸlamasının hemen ardından Irak Bölgesi'nde çok farklı bir denklem oluÅŸtu. IŞİD bu tarihten yalnızca 20 gün sonra Musul'u ele geçirdi. Ä°lerleyiÅŸini Irak Bölgesi'nin petrol açısından zengin olmayan Batı tarafında sürdürdüÄŸünden, IŞİD enerji denkleminde baÅŸlangıçta ciddiye alınmadı. DiÄŸer taraftan, Irak'ın kuzeyinde yaÅŸanan çatışmalar güneye yayılmadığı sürece petrol üretiminin risk altına girmesi kısa vadede beklenmiyordu, ancak IŞİD'in Irak petrolleri üzerinde söz sahibi olma isteÄŸi tüm dengeleri deÄŸiÅŸtirmiÅŸ bulunuyor.

Bugün geldiÄŸimiz noktada, IŞİD'in IKBY'nin yönetimi altında olan ve Kürt vatandaÅŸların yaÅŸadığı bölgelere yaptıkları saldırılar, IKBY-IŞİD savaşını baÅŸlatmış görünüyor. Savaşın gerekçesi ise enerji kaynaklarını ele geçirmek ve dolayısıyla bölgenin hakimi olmaktır. Çünkü tüm aktörlerin farkında olduÄŸu gerçek ÅŸudur:

Irak topraklarındaki enerjinin sahibi, kurumsal, ülke veya kiÅŸi özelliklerinden bağımsız her aktör, aynı zamanda küresel bir siyasi güce kavuÅŸacaktır.

Bu sebeple, ileriyi görebilen, doÄŸru analizlerle hareket edebilen ve stratejilerini buna göre belirleyen bir Türkiye'nin enerji masasında temsil ettiÄŸi gücü artırması gerekmektedir. En başından beri Irak'ın toprak bütünlüÄŸü yanında yer alan Türkiye'nin, Irak'ın yeniden inÅŸa sürecinde aktif rol oynayan bir tavır takınması olası tüm ihtimalleri tersine çevirebilir.

ÇÖZÜM SÜRECÄ° DAHA DA ÖNEMLÄ° HALE GELDÄ°

Çözüm Süreci'nin ilk adımları atıldığından bu yana, Türkiye birçok kez bu hedeften vazgeçmesi ve sürecin bitirilmesi için test edildi. Çünkü Çözüm Süreci'yle yalnızca Türkiye'nin uzun yıllar uÄŸraÅŸmak zorunda kaldığı çekiÅŸme ortadan kaldırılmayacak, aynı zamanda Türkiye bu alana harcadığı enerjisini, zamanını ve yatırımını asıl gerekli olan alanlara yönlendirecektir.

Türkiye'nin Çözüm Süreci'nde en büyük destekçisi ve ortağı da bugün enerji savaşının yaÅŸandığı bölgede hâkim olan IKBY'dir. Türkiye-IKBY arasındaki ortaklığın Çözüm Süreci'yle güçlenmesi ve iÅŸbirliÄŸinin giderek bir ekonomik ve siyasal entegrasyona dönüÅŸmesi, doÄŸal olarak birçok ülkede rahatsızlığa yol açıyor. Türkiye'nin büyük risk alarak sürdürdüÄŸü Çözüm Süreci deÄŸiÅŸik olaylarla sabote edilmeye çalışılıyor. Bunun için de IŞİD bir anlamda gölge oyuncu olarak sahaya sürülüyor.

IŞİD'in Musul'daki rehine operasyonu, rehinelerin Türkiye'nin çok önemli bir istihbarat stratejisi uygulamasıyla kurtarılması bazıları için istenilen sonucu vermedi. Åžimdi ise, IŞİD'in Kürtlerle karşı karşıya gelmesinin sonucu olarak, Kürtler Türkiye sınırına dayanmış bulunmaktadır. Sınır kapılarının açılması yalnızca insani ve siyasi bir duruÅŸ deÄŸildir, aynı zamanda hedef seçilen Çözüm Süreci'nin sahiplenilmesi, enerjiye, ekonomik ve siyasi entegrasyona giden yolun açılması anlamına gelmektedir.

Türkiye'nin IŞİD-IKBY-Irak üçgeninde alacağı pozisyonu yorumlayanların, bu gerçeÄŸi gözardı etmeden hareket etmeleri de Türkiye lehine olacaktır. Aksi halde yapılan yorumlar, yalnızca muhalefet etme ve iktidar hırsı amacına hizmet edecek ve tabii ki Türkiye'nin uluslararası arenadaki prestijine zarar verecektir. Anlık deÄŸiÅŸmelerle ÅŸekillenen enerji denklemi içinde kalmak isteyen Türkiye, bu duruma göre tavır almalıdır.

[Yeni Åžafak, 25 Eylül 2014]