SETA > 5 Soru |
5 Soru İstanbul da Olağanüstü İtiraz ve Sonrası

5 Soru: İstanbul’da Olağanüstü İtiraz ve Sonrası

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı seçimleri neden bu kadar tartışıldı? Olağan itiraz sürecinde neler yaşandı? Seçim sonuçlarına ilişkin olağanüstü itiraz nedir ve geçmişte nasıl uygulanmıştır? AK Parti’nin olağanüstü itirazı hangi gerekçelere dayanıyor? Olağanüstü itiraz sonucunda YSK’nın vereceği kararlara göre önümüzdeki süreç nasıl şekillenebilir?

  1. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı seçimleri neden bu kadar tartışıldı?
Esasen yerel seçimler için takvim 1 Ocak 2019’da işlemeye başladı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 2 Ocak’ta seçime katılmaya hak kazanan on üç siyasi partiyi ilan etti. 4 Ocak’ta seçmen listeleri muhtarlıklarda askıya çıkarıldı, listeler iki hafta süreyle askıda kaldı ve 31 Ocak’ta seçmen kütükleri kesinleştirildi. Bu alışılmış seçim takviminin sonunda 31 Mart’ta yerel yönetimlerin belirlenmesi için seçmenler sandık başına gitti ve oylarını kullandı. Seçim sonuçlarının netlik kazanmasından hemen sonra ise birçok siyasi parti ve adayı tarafından çeşitli itirazlar yapıldı. Bu itirazların da seçimlerin doğal bir parçası olduğunu zira geçmiş dönemlerde de –bilhassa yerel seçimlerde– sık sık itirazların yapıldığını hatırlatmakta fayda vardır.

31 Mart seçimlerinin bu denli gündem olmasının sebebiyse tartışmaların İstanbul’da yoğunlaşmasıdır. Seçimlerde yarışan iki aday (Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu) arasında çok küçük bir farkın olması itirazların önemini de artırdı. 8,8 milyon seçmenin oy kullandığı İstanbul’da sandıkların yüzde 99,7’sinin açılmasının ardından YSK Başkanı Sadi Güven, İmamoğlu’nun Yıldırım’ın 27 bin 889 oy önünde olduğunu açıklamıştı. Herhangi bir usulsüzlüğün tespiti halinde kapanması muhtemel yüzde 0,3’lük bu fark ister istemez itirazları usuli bir işlem olmaktan çıkardı. Dolayısıyla hem İstanbul’un Türkiye’nin en büyük metropolü olması hem de adaylar arasındaki farkın bu kadar az olması itiraz süreçlerini siyasi partiler açısından daha da değerli kıldı ve Türkiye’nin gündemine taşıdı.

  1. Olağan itiraz sürecinde neler yaşandı?
İstanbul özelinde itirazlar daha çok büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde adayları ikinci sırada yer alan AK Parti ve MHP tarafından yapıldı. İlk olarak seçim yasasının öngördüğü üç aşamalı (ilçe seçim kurulu - il seçim kurulu - YSK) olağan itiraz süreci işletildi. On üç günlük olağan itiraz süreci neticesinde İstanbul’un tüm ilçelerindeki 321 bin geçersiz oy ve bazı ilçelerinde ise tüm oylar yeniden sayıldı. Burada AK Parti’nin tüm ilçelerde oyların yeniden sayımı talebinin reddedildiğini belirtmekte fayda vardır ki bu husus “itiraz mekanizmalarının bağımsızlığı”nı göstermesi bakımından önemlidir. Olağan itirazların ve oyların yeniden sayılmasının tamamlanmasının ardından 17 Nisan Çarşamba günü İstanbul İl Seçim Kurulu İmamoğlu’nun Yıldırım’ın önünde yer aldığını belirledi ve İmamoğlu mazbatasını alarak göreve başladı. İtirazlar sonucunda iki aday arasındaki farkın 13 bin 729’a kadar gerilediği anlaşıldı. Geçersiz oyların sayısı ise 321 binden 315 bine düştü.
 

3 Nisan 2019 tarihli

AA Verilerine Göre

İtiraz Öncesi Durum

YSK Verilerine Göre

Olağan İtirazlar

Neticesindeki Durum

Ekrem İmamoğlu (oy)

4.171.126

4.169.765

Binali Yıldırım (oy)

4.149.667

4.156.036

Oy Farkı

21.459

13.729

 

 YSK Verilerine Göre

Olağan İtiraz Öncesi

İBB Seçimlerindeki

Geçersiz oy sayısı

YSK Verilerine Göre

Olağan İtirazlar Sonrası

İBB Seçimlerindeki

Geçersiz oy sayısı

 321.033

315.248

 

  1. Seçim sonuçlarına ilişkin olağanüstü itiraz nedir ve geçmişte nasıl uygulanmıştır?
Olağanüstü itiraz 298 sayılı Kanun’un 130. maddesi uyarınca “seçimin neticesine müessir olaylar ve haller sebebiyle” başvurulabilen bir itiraz mekanizmasıdır. Birleştirme tutanağının düzenlemesinden itibaren yedi gün içinde YSK’ya olağanüstü itiraz yapılabilir. Kanuna göre başvuruda itiraza konu olan olayların mahiyetinin ve gerekçesinin, delillerinin ve ilgili belgelerin gösterilmesi, bu belgelerin elde edilmesi mümkün değilse sebeplerinin ve nereden ve nasıl temin olunabileceğinin bildirilmesi gerekir. Kurul en geç üç ay içerisinde başvuruyu karara bağlar ve bu karar kesindir. Aleyhine hiçbir kanun yoluna başvurulamaz.

31 Mart seçimlerinde yalnızca İstanbul’da ve AK Parti tarafından değil diğer partilerce de bazı il ve ilçelerde olağanüstü itiraz yoluna gidildiği görüldü. HDP bazı ilçe ve beldelerde seçimi kazanan ancak OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kamu görevinden ihraç edilmiş adaylarına mazbata verilmemesine ve ikinci sıradaki adayların seçimi kazandığının ilan edilmesine ilişkin YSK kararına karşı olağanüstü itiraz başvurusu yaptı. Diğer taraftan Millet İttifakı’nın Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan adayı İsmail Ok da Balıkesir’deki geçersiz sayılan oylara dikkat çekerek olağan ve olağanüstü itiraz başvurusu yaptıklarını açıkladı. Öte yandan olağanüstü itiraz süreçleri bu seçimlere münhasır olarak gerçekleşen bir uygulama da değildir. Hatırlanacak olursa 2014 yerel seçimlerinde Yalova’da olağanüstü itiraz uygulamasına gidilmişti. Yalova’da seçimi önce bir oy farkla AK Parti adayı önde bitirmiş, CHP’nin itirazı üzerine oylar yeniden sayılmış, bu kez seçimi CHP’nin adayı altı oy farkla kazanmış ve mazbatasını almıştı. Ardından AK Parti’nin yedi kısıtlı kişinin oy kullandığı gerekçesiyle yaptığı olağanüstü itiraz, YSK tarafından iki hafta içinde karara bağlanmış ve seçimler iptal edilerek yenilenmişti.

  1. AK Parti’nin olağanüstü itirazı hangi gerekçelere dayanıyor?
AK Parti, 16 Nisan’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ilişkin seçimin iptali ve yenilenmesi talebiyle YSK’ya 44 sayfalık bir dilekçeyle olağanüstü itirazda bulundu. AK Parti’nin olağanüstü itirazı esas itibarıyla şu gerekçelere dayanıyor:

-Yasa gereği oy kullanamayacak 2 bin 308 kısıtlı kişinin oy kullanması,

-Seçmen listesinde kayıtlı olmakla birlikte nüfus kayıtlarına göre “ölü” olan bin 229 kişinin yerine başkaları tarafından oy kullanılması,

-Cezaevinde bulunan bazı seçmenlere ait iki farklı yerleşim yerinde seçmen kaydı olması,

- Kayıp oy pusulalarının olması,

-57 sandıktan oy sayım döküm cetveli çıkmaması, mühürsüz ve imzasız oy sayım döküm cetvelleri bulunması gibi nedenlerle toplam 8 bin 848 oy sayım ve döküm cetvelinde usulsüzlük tespit edilmesi,

-CHP lehine geçerli sayılan ancak usulüne uygun bir sayımda geçersiz olması gereken 35 bin oyun tespit edilmesi,

-Sandık kurullarının oluşturulmasındaki usulsüzlükler ve kanuna aykırılıklar: Kanuna aykırı olarak 31 bin 280 sandık başkanının 6 bin 539’unun kamu görevlisi olmayanların arasından, yine 31 bin 280 sandık kurulunun memur olması gereken 13 bin 84 üyesinin kamu görevlisi olmayanlar arasından belirlenmesi,

-Oy sayım döküm cetvelleriyle sandık sonuç tutanakları arasında kasten veya sehven yapılan hatalar sonucu oluşan tutarsızlıkların bulunması,

-Oy kullanan seçmen sayısıyla tutanaklara işlenen oy sayılarının eşit olması gerekirken 12 bin 410 sandıkta eşitliğin sağlanamaması,

Dilekçeye göre 10 bin 418 sandıkta eksik oy pusulası, bin 992 sandıkta ise fazla oy pusulasının bulunduğu tespit edilmiştir. AK Parti, bu tutarsızlığın büyük olasılıkla bir kısım seçmene fazla oy pusulası verilmesinden kaynaklandığını savunmaktadır. AK Parti’nin başvurusunu incelendiğimizde itirazın somut unsurlara dayandığını söyleyebiliriz. Bu sebeple itirazın YSK tarafından dikkatle incelenmesi, iddiaların teyit edilmesi ya da çürütülmesi ve kamuoyu vicdanını tatmin edecek şekilde sonuçlandırılması gerekir.

  1. Olağanüstü itiraz sonucunda YSK’nın vereceği kararlara göre önümüzdeki süreç nasıl şekillenebilir?
Şayet YSK AK Parti’nin başvurusunu kabul ederse seçim iptal edilecek ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri iki ay sonra yenilenecektir. Bu durumda Ekrem İmamoğlu’na verilen mazbatanın dayanaksız hale gelmesi nedeniyle iptal edilmesi beklenmektedir. Seçimlerin ve mazbatanın iptali nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına iki ay süreyle kimin vekalet edeceği konusunda 5393 sayılı Belediye Kanunu’na bakmak gerekiyor. Bu yasa çerçevesinde İstanbul Valisi ilçe belediye meclislerinden gelen üyelerden oluşan Büyükşehir Belediye Meclisinin on gün içerisinde toplanmasını sağlar ve Meclis üye tam sayısının salt çoğunluğuyla bir başkan vekili seçer. Başkan vekili yeni başkan seçilinceye kadar görev yapar.

Seçimlerin yenilenmesi halinde yapılacak olan seçim, yeni bir seçim değil, 31 Mart tarihindeki seçimin tekrarı olacaktır. Bu sebeple seçmen listeleri güncellenmeyecek bir başka deyişle yenileme seçimlerinde ancak 31 Mart’ta seçmen olanlar oy kullanabilecektir. Yine benzer şekilde 31 Mart seçimlerine katılmış siyasi partiler ve adayları bu seçimlere de katılacaktır. Fakat istifa veya ölüm gibi durumlarda siyasi partiler yeniden aday belirleyebilecektir.

YSK’nın AK Parti’nin itirazını reddetmesi halindeyse, itiraz süreci sona erecek ve 31 Mart seçim sonuçları kesinleşmiş olacaktır. Bu durumda Ekrem İmamoğlu görevine devam edecek ve beş yıl boyunca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini üstlenecektir.