- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı seçimleri neden bu kadar tartışıldı?
31 Mart seçimlerinin bu denli gündem olmasının sebebiyse tartışmaların İstanbul’da yoğunlaşmasıdır. Seçimlerde yarışan iki aday (Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu) arasında çok küçük bir farkın olması itirazların önemini de artırdı. 8,8 milyon seçmenin oy kullandığı İstanbul’da sandıkların yüzde 99,7’sinin açılmasının ardından YSK Başkanı Sadi Güven, İmamoğlu’nun Yıldırım’ın 27 bin 889 oy önünde olduğunu açıklamıştı. Herhangi bir usulsüzlüğün tespiti halinde kapanması muhtemel yüzde 0,3’lük bu fark ister istemez itirazları usuli bir işlem olmaktan çıkardı. Dolayısıyla hem İstanbul’un Türkiye’nin en büyük metropolü olması hem de adaylar arasındaki farkın bu kadar az olması itiraz süreçlerini siyasi partiler açısından daha da değerli kıldı ve Türkiye’nin gündemine taşıdı.
- Olağan itiraz sürecinde neler yaşandı?
3 Nisan 2019 tarihli AA Verilerine Göre İtiraz Öncesi Durum |
YSK Verilerine Göre Olağan İtirazlar Neticesindeki Durum |
|
Ekrem İmamoğlu (oy) |
4.171.126 |
4.169.765 |
Binali Yıldırım (oy) |
4.149.667 |
4.156.036 |
Oy Farkı |
21.459 |
13.729 |
YSK Verilerine Göre Olağan İtiraz Öncesi İBB Seçimlerindeki Geçersiz oy sayısı |
YSK Verilerine Göre Olağan İtirazlar Sonrası İBB Seçimlerindeki Geçersiz oy sayısı |
321.033 |
315.248 |
- Seçim sonuçlarına ilişkin olağanüstü itiraz nedir ve geçmişte nasıl uygulanmıştır?
31 Mart seçimlerinde yalnızca İstanbul’da ve AK Parti tarafından değil diğer partilerce de bazı il ve ilçelerde olağanüstü itiraz yoluna gidildiği görüldü. HDP bazı ilçe ve beldelerde seçimi kazanan ancak OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kamu görevinden ihraç edilmiş adaylarına mazbata verilmemesine ve ikinci sıradaki adayların seçimi kazandığının ilan edilmesine ilişkin YSK kararına karşı olağanüstü itiraz başvurusu yaptı. Diğer taraftan Millet İttifakı’nın Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan adayı İsmail Ok da Balıkesir’deki geçersiz sayılan oylara dikkat çekerek olağan ve olağanüstü itiraz başvurusu yaptıklarını açıkladı. Öte yandan olağanüstü itiraz süreçleri bu seçimlere münhasır olarak gerçekleşen bir uygulama da değildir. Hatırlanacak olursa 2014 yerel seçimlerinde Yalova’da olağanüstü itiraz uygulamasına gidilmişti. Yalova’da seçimi önce bir oy farkla AK Parti adayı önde bitirmiş, CHP’nin itirazı üzerine oylar yeniden sayılmış, bu kez seçimi CHP’nin adayı altı oy farkla kazanmış ve mazbatasını almıştı. Ardından AK Parti’nin yedi kısıtlı kişinin oy kullandığı gerekçesiyle yaptığı olağanüstü itiraz, YSK tarafından iki hafta içinde karara bağlanmış ve seçimler iptal edilerek yenilenmişti.
- AK Parti’nin olağanüstü itirazı hangi gerekçelere dayanıyor?
-Yasa gereği oy kullanamayacak 2 bin 308 kısıtlı kişinin oy kullanması,
-Seçmen listesinde kayıtlı olmakla birlikte nüfus kayıtlarına göre “ölü” olan bin 229 kişinin yerine başkaları tarafından oy kullanılması,
-Cezaevinde bulunan bazı seçmenlere ait iki farklı yerleşim yerinde seçmen kaydı olması,
- Kayıp oy pusulalarının olması,
-57 sandıktan oy sayım döküm cetveli çıkmaması, mühürsüz ve imzasız oy sayım döküm cetvelleri bulunması gibi nedenlerle toplam 8 bin 848 oy sayım ve döküm cetvelinde usulsüzlük tespit edilmesi,
-CHP lehine geçerli sayılan ancak usulüne uygun bir sayımda geçersiz olması gereken 35 bin oyun tespit edilmesi,
-Sandık kurullarının oluşturulmasındaki usulsüzlükler ve kanuna aykırılıklar: Kanuna aykırı olarak 31 bin 280 sandık başkanının 6 bin 539’unun kamu görevlisi olmayanların arasından, yine 31 bin 280 sandık kurulunun memur olması gereken 13 bin 84 üyesinin kamu görevlisi olmayanlar arasından belirlenmesi,
-Oy sayım döküm cetvelleriyle sandık sonuç tutanakları arasında kasten veya sehven yapılan hatalar sonucu oluşan tutarsızlıkların bulunması,
-Oy kullanan seçmen sayısıyla tutanaklara işlenen oy sayılarının eşit olması gerekirken 12 bin 410 sandıkta eşitliğin sağlanamaması,
Dilekçeye göre 10 bin 418 sandıkta eksik oy pusulası, bin 992 sandıkta ise fazla oy pusulasının bulunduğu tespit edilmiştir. AK Parti, bu tutarsızlığın büyük olasılıkla bir kısım seçmene fazla oy pusulası verilmesinden kaynaklandığını savunmaktadır. AK Parti’nin başvurusunu incelendiğimizde itirazın somut unsurlara dayandığını söyleyebiliriz. Bu sebeple itirazın YSK tarafından dikkatle incelenmesi, iddiaların teyit edilmesi ya da çürütülmesi ve kamuoyu vicdanını tatmin edecek şekilde sonuçlandırılması gerekir.
- Olağanüstü itiraz sonucunda YSK’nın vereceği kararlara göre önümüzdeki süreç nasıl şekillenebilir?
Seçimlerin yenilenmesi halinde yapılacak olan seçim, yeni bir seçim değil, 31 Mart tarihindeki seçimin tekrarı olacaktır. Bu sebeple seçmen listeleri güncellenmeyecek bir başka deyişle yenileme seçimlerinde ancak 31 Mart’ta seçmen olanlar oy kullanabilecektir. Yine benzer şekilde 31 Mart seçimlerine katılmış siyasi partiler ve adayları bu seçimlere de katılacaktır. Fakat istifa veya ölüm gibi durumlarda siyasi partiler yeniden aday belirleyebilecektir.
YSK’nın AK Parti’nin itirazını reddetmesi halindeyse, itiraz süreci sona erecek ve 31 Mart seçim sonuçları kesinleşmiş olacaktır. Bu durumda Ekrem İmamoğlu görevine devam edecek ve beş yıl boyunca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini üstlenecektir.