Türkiye’de siyasal partilerin yerel yönetim vizyonu daha çok seçim dönemlerinde tartışılır ve seçimi kazanan partinin dışındaki adayların projeleri çoğu zaman bir dahaki seçime kadar gündeme gelmez. Genellikle büyükşehirlerde, seçimi kazanan siyasi partilerin dışındaki partiler her seçim döneminde farklı bir aday ve projeyle seçime girerler. Dolayısıyla da bir önceki seçimde proje olarak sunduğu bir konuyu bir diğer seçimde sahiplenmez.
Bu analiz, siyasal partilerin yerel seçimlere dönük vizyonunu İstanbul özelinden tarihsel seyri de atlamadan, karşılaştırmalı bir perspektifle ele almıştır. Ayrıca, 30 Mart 2014 İstanbul seçimlerinin, Türkiye ve İstanbul açısından siyasal partiler için ne anlama geldiği özellikle ortaya konulmaya çalışılmıştır.
1963 yerel seçimlerinin ardından İstanbul seçimlerinin sonuçları Türkiye siyaseti ile paralellik gösterir. 1960’larda AP İstanbul ve Türkiye’de seçimlerin galibidir. 1970’lerde yapılan seçimleri Türkiye’ye paralel olarak, İstanbul’da da CHP kazanır. 1984 yerel seçimleri ise bir önceki yıl yapılan genel seçimlerin yani ANAP’ın aldığı oyların bir teyididir. 1989 yerel seçimlerinde Nurettin Sözen’in seçimi kazanması 1992’de SHP’nin genel seçimde alacağı oylarının habercisidir. 1995 seçimleri ise Milli Görüş geleneğinin yerel iktidarının başlangıcı olarak, 1995 seçimlerinde ortaya çıkacak sonucun bir göstergesidir. 2000’li yıllarda, AK Parti’nin kazandığı seçimler, İstanbul ve genel seçim sonucu arasındaki ilişkinin bir sağlamasıdır. İstanbul seçimleri, iktidar ve muhalefet partileri için seçim yarışının merkezindedir. İstanbul’un kaybedilmesi iktidar için, geri gidişin başlangıcı olacaktır. Muhalefet içinse, AK Parti’yi iktidardan indirmenin yolu İstanbul’un “düşmesinden” geçmektedir.