Son günlerde Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesine ve İsrail'in Türkiye üzerinden Avrupa'ya doğalgaz ihracatı yapacağına dair haberler yoğunlaştı. Bu çerçevede, iki ülke ilişkilerinin normalleşmesi ihtiyacının uluslararası ilişkilerin doğası gereği olduğuna, devletlerin sonsuza kadar "düşman" ya da "dost" kalamayacağına, çıkarları doğrultusunda zaman zaman "çatışma" ve yeri geldiğinde ise "işbirliği" içerisinde olacaklarına dair analizler yapıldı. Bunun yanında iki ülkenin uzlaşı arayışının her ikisinin de Ortadoğu siyasetinde sıkışmışlıklarından kaynaklandığı ve hatta Türkiye'nin İsrail ile "barışmasının" Filistin davasına ihanet anlamına geldiği yönünde yorumlar ve suçlamalar da medyada yer aldı.
Dış siyaset çerçevesinde atılan adımların çoğu zaman iç politikadaki hesaplaşmalar için bir araç olarak kullanılması nedeniyle bu yorumların genellikle gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Dış politikanın iç siyasetteki rekabet çerçevesinde suiistimal edilmesi bütün ülkelerde karşılaşılan bir durum olsa da, Türkiye'de bunun ülkemizin çıkarlarına ciddi zararlar verecek düzeye ulaştığının altını çizmek gerekir.
Türkiye ile İsrail arasında son dönemde söz konusu olan temasların bir "normalleşme" getirip getirmeyeceği, bunun Filistin için ne anlama geleceği ve eğer bir normalleşme söz konusu olursa, bunun kalıcı olup olmayacağı soruları da cevabı hak ediyor.
İki ülkenin sonsuza kadar birbirleriyle düşman kalmaları uluslararası ilişkilerin doğası açısından doğru olmayacağına göre ilişkilerin düzeltilmesine dair atılan adımlar doğru yönde atılmış adımlardır, ancak bunların başarısını özellikle İsrail tarafının tutumu belirleyecektir. İlişkilerin bozulmasının, İsrail'in 2008 sonunda Gazze Şeridi'ne yönelik acımasız saldırıları nedeniyle başladığı hatırlanırsa, Netanyahu yönetimin Gazze'ye karşı insanlık dışı ablukasını kaldırması Türkiye ile İsrail arasında "normal" ilişkilerin kurulmasını sağlayacaktır. Özür ve tazminat konusunda İsrail tarafından istediğini alan Türkiye'nin, ilişkilerin normalleştirilmesi için Filistinlilerin yaşam şartlarının iyileştirilmesi konusunda ısrar etmesi, Ankara'nın Filistinlilerin haklı davasına desteğinin süreceğini göstermektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Filistin halkının duyduğu sempati ve İsrail tarafıyla görüşmeler sürerken Hamas'ın siyasi lideri Halid Meşal'in Türkiye'de ağırlanması da bunun açık göstergesidir.
[Sabah Perspektif, 26 Aralık 2015]