SETA > Yorum |
İslamcılıkla Derdiniz Ne

İslamcılıkla Derdiniz Ne?

Türkiye'de sıhhatli bir siyasal alan ve kültürün varlığını teminat altına alabilmek adına, diğer düşünce akımları ve siyaset teklifleriyle birlikte İslamcılığı da kavramsal dolayımı, tarihsel birikimi ve düşünsel zenginliği ile birlikte ele almak durumundayız.

KeÅŸke aktüaliteyi, gündemi kalıplar, kliÅŸeler, ucuz retorikler üzerinden deÄŸil de kavramlar üzerinden tartışabilsek. 

Bu vakit, indirgemecilik de bir norm olmaktan çıkar belki. 

Toplumsal alanda nerede konuÅŸlandığımıza baÄŸlı olarak kendimizi bazı meselelere uzak, bazı meselelere daha yakın hissedebiliriz. 

ÖrneÄŸin çaÄŸdaÅŸ Ä°slam düÅŸüncesi, Türkiye'de okumuÅŸ yazmışların kendilerini pek de yakın hissetmedikleri bir mesele olmuÅŸtur. 

Bunun baÅŸlıca nedeni, Ä°slami pratik ve akımlarla aralarındaki toplumsal mesafedir. Bir zihinsel karşıtlık yahut ideolojik dirençten öte, toplumsal mesafe. 

Söz konusu mesafe nedeniyle bir bütün olarak Ä°slamcılık düÅŸüncesini teÅŸkil eden farklı talepler kuÅŸkuyla karşılanmış, kendilerine muhalefet edilmiÅŸtir. 

Modern Türkiye tarihi bunun onlarca örneÄŸi ile doludur. Özellikle radikal laiklik tam da bu muhalefetin tecessüm etmiÅŸ hali olarak ortaya çıkmıştır.  

Bu muhalefete bakıldığında, Ä°slam'ın ve onun sosyo-politik zemindeki farklı yansımalarının özcü, kitabi bir biçimde deÄŸerlendirildiÄŸi, sosyolojik bir gözle ele alınamadığı görülebilir.  

Radikal laikler tarafından sürdürülen bu muhalefet içerisinde, fundemantalizm seküler politikanın bir formu olarak deÄŸil, Ä°slam'a içkin bir unsur olarak ele alınır. Tıpkı oryantalist Batı muhayyilesinde olduÄŸu gibi, Ä°slam'a referansla gündeme gelen toplumsal ve siyasal talepler kriminalize edilir. 

Hatta ve hatta radikal Türk laikleri, "Atatürkçü laiklik" vurgusu etrafında evrensel düzlemde Ä°slamcılık karşıtı söylemin üretimine hatırı sayılır katkılarda bulunmuÅŸlardır. 

Buraya kadar anlaşılamayacak bir ÅŸey yok. 

Kendisini, her ne gerekçeyle olursa olsun Ä°slamcıların karşısına yerleÅŸtiren laikçiler ve onların ürettikleri anti-Ä°slamcılık söylemi. 

Gelin görün ki son aylarda bu söylemin sadece ulusal deÄŸil, uluslararası düzlemde canlı tutulması sürecinde radikal laikler baÅŸrolü kaptırmış durumda. 

Bu baÅŸrolü bir süredir Gülen Hareketi'nin medya yüzleri oynuyor. 

Gülenist kalemler, Ä°slamcılığın ulusal ve uluslararası düzlemde güvenlikleÅŸtirilmesi ve kriminalizasyonu sürecinde, radikal laiklerden çok daha yoÄŸun bir çaba içerisinde. 

Türkiye'de sıhhatli bir siyasal alan ve kültürün varlığını teminat altına alabilmek adına, diÄŸer düÅŸünce akımları ve siyaset teklifleriyle birlikte Ä°slamcılığı da kavramsal dolayımı, tarihsel birikimi ve düÅŸünsel zenginliÄŸi ile birlikte ele almak durumundayız. 

Ä°smail Kara'nın ifade ettiÄŸi gibi, "Ä°slamcılık, 19. ve 20. Yüzyılda, Ä°slam'ı bir bütün olarak 'yeniden' hayata hakim kılmak ve akılcı bir metodla Müslümanları, Ä°slam dünyasını Batı sömürüsünden, zalim ve müstebit yöneticilerden, esaretten, taklitten, hurafelerden kurtarmak; medenileÅŸtirmek, birleÅŸtirmek ve kalkındırmak uÄŸruna yapılan aktivist, modernist ve eklektik yönleri baskın siyasi, fikri ve ilmi çalışmaların, arayışların, teklif ve çözümlerin bütününü ihtiva eden bir hareket"tir. 

Demem o ki, Ä°slamcılık bir gün size de lazım olabilir. Bu kadar hızlı gitmeyin. Ä°ndirgemeciliÄŸi norm haline getirerek tartışma alanlarını infilak ede ede yol almayın.

[AkÅŸam, 29 Mart 2014]