Arap Baharı'nın başarılı olduğu ülkelerde iktidarların Müslüman Kardeşler ve aynı akımdan etkilenen İslami hareketlerin eline geçmesi, petrol zengini körfez ülkeleri yönetimlerini ciddi şekilde endişelendirmeye başladı. Tunus'ta iktidara İslami Nahda Hareketi'nin gelmesinin ardından, Arap dünyasının en önemli ülkelerinden Mısır'da da Cumhurbaşkanlığını Müslüman Kardeşler'in kazanması, seçimlerin ikinci turunda Mübarek yanlısı Ahmed Şefik'i destekleyen Körfez'in kaygılarını daha da artırdı.
Mübarek döneminde, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle stratejik işbirliği gerçekleştirip ortak hareket ederken, İran ile ilişkilerini ise en alt seviyede tutan Mısır'ın, yeni yönetiminin bölgeye yönelik dış politikasının oldukça belirleyici olması bekleniyor.
MISIR-İRAN İLİŞKİLERİ
Birleşik Arap Emirlikleri ile İran arasındaki "üç ada" krizinin yanı sıra, Arap Baharı ayaklanmalarında Suriye'de statükoyu destekleyen İran, Suudi Arabistan ve Bahreyn'de Şiileri, Yemen'de ise Şii isyancı Husileri desteklemekteydi. Haliyle, son dönemde Körfez-İran ilişkileri kopma noktasına gelmişti.
1979'da gerçekleştirilen İran Devrimi'nin ardından yaşanan süreçte Şah Muhammed Rıza Pehlevi'nin Mısır'a sığınmasından bu yana, Mısır-İran diplomatik ilişkileri en alt seviyede yürütülmekteydi. Enver Sedat'ın Şah'ın sığınma talebini kabul etmesinin sebebi; Mısır'ın Suveyş Kanalı'nı ve doğusunu İsrail işgalinden kurtardığı, 6 Ekim 1973 Savaşı'nda "Yom Kippur", Enver Sedat yönetimindeki Mısır'a destek vermesiydi. Sedat da bu desteğe karşılık Şah'ı, zor gününde yalnız bırakmayacaktı.
Körfez yönetimleri için Müslüman Kardeşler'in Mısır'da iktidara gelmesi, "İran-Mısır yakınlaşması" ihtimalinin artmasını gündeme getirdi. Çünkü Müslüman Kardeşler muhalefetteyken İran ile iyi ilişkiler kurulması gerektiğini söylüyordu.
Mısır'ın çiçeği burnunda cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, ilk yurt dışı ziyaretini Suudi Arabistan'a yaparak, körfez ülkeleri yönetim ve halkları nezdinde oluşan bütün bu endişeleri gidermeyi hedefledi. Mursi konu ile ilgili yapmış olduğu açıklamada, Körfez ülkeleri güvenliğinin kırmızı çizgi olduğunu ifade ederek, Mısır-Suudi Arabistan ilişkilerinin uzun bir tarihi sürece uzandığını hatırlattı.
Ziyaret Körfez ülkeleri yönetimleri tarafından memnuniyetle karşılandı. Çünkü ziyaret, Yeni Mısır yönetiminin Arap ve bölge ülkeleri ile sıkı ilişkiler kurmak istediğinin göstergesi olarak algılandı. Bölge dengeleri ve Mısır-Suud ilişkilerinin geleceği bakımından da ziyaret önemli mesajlar içermekteydi.
MURSİ'NİN SUUDİ ARABİSTAN ZİYARETİ
Körfez ülkeleri siyaset bilimcileri, Mursi'nin ilk yurtdışı ziyaretini Suudi Arabistan'a gerçekleştirmiş olmasını, Mısır yeni yönetiminin bölgede uzun süreden beri devam eden "bölgesel ittifakları ve dengeleri devam ettirmeme" isteği olarak yorumladı. Mursi'nin körfez ülkelerinin güvenliğini "kırmızıçizgi" olarak nitelendirmesi ise, İran ile yeni Mısır yönetiminin kuracağı öngörülen güçlü ilişki endişesini bertaraf etme girişimi olarak algılandı.
Suudi Arabistanlı siyaset bilimci Abdulaziz el Hamis, Mısır yönetiminin Körfez ülkelerine rağmen ekonomik, siyasi ve güvenlik sorunları olan İran ile iyi ilişkiler kurmasının akılcı olmayacağını söylüyor. El Masri el Yevm Gazetesine konuşan el Hamis, Sudi Arabistan ile Mısır arasındaki ilişkilerin, öngörülen çatışma senaryolarına rağmen, çok daha iyi bir noktaya geleceğini tahmin ettiğini ifade ederek, ülkeler arasındaki ilişkileri, fikri yönelişlerin değil, çıkarların belirlediğini hatırlattı.
Kral Suud Üniversitesi siyaset uzmanlarından Fehmi el Harici ise, Mursi'nin ziyaretini iki eski stratejik ortağın yeni dönemdeki ilişkilerinde ileri doğru atılmış bir adım olarak değerlendirdi ve ziyaretin hassas bir dönemde ve uygun bir zamanlamada yapıldığına işaret etti. Mısır tarafında da ziyaret olumlu karşılandı. Mısırlı dış politika uzmanları, ziyaretin son derece önemli olduğunu ve iki ülke arasındaki seçimden sonra başlayan gergin endişe ortamını gidereceğini tahmin ediyor.
El Ahram Stratejik ve Siyasi Araştırmalar Merkezi uzmanlarından Hasan Ebu Talib, ziyareti Müslüman Kardeşler çerçevesinden değerlendirdi. Eş Şuruk Gazetesi'ne açıklama yapan Ebu Talib şöyle konuştu; "Mursi bu ziyaretiyle, Mısır'da Müslüman Kardeşler'in yönetime gelmesi, Arabistan'ın bölgedeki çıkarlarına zarar vermeyecek, tam tersine iki ülke arasındaki ekonomik ve stratejik ilişkileri daha da güçlendirecek mesajı vermeyi hedefledi".
Arap Baharı ülkelerinde iktidar veya ana muhalefet olarak ciddi bir varlık göstermeye başlayan Müslüman Kardeşler'in, İran ve Körfez ülkeleri hattında nasıl bir dış politika denklemi kuracağı merak ediliyor.