Türkiye destekli ÖSO bileşenleri Suriye’nin kuzeyinde DAİŞ’e karşı ihtiyatlı ama emin adımlarla ilerliyor. Cerablus’la başlayan harekat, en son DAİŞ’in apokaliptik değer atfettiği Dabık’ın bir günlük operasyonla temizlenmesiyle taçlandı. Dabık gibi sembolik değere sahip bir yeri fazla direnemeden terk etmek zorunda kaldı DAİŞ. Sırtını kuzeyde güvenli topraklara dayayan Fırat Kalkanı bileşenleri, bundan sonra güneye, El-Bab’a doğru daha emin yürüyecek.
Cerablus’un DAİŞ’ten temizlenmesinin üzerinden yaklaşık iki ay geçti. Bu süre zarfında şehirde hayatın normale dönmesi için muazzam çaba gösterildi. Okullar açıldı, ticaret hareketlendi, sokaklar temizlendi, geri dönüşler başladı. Cerablus, DAİŞ’ten temizlenmesinin akabinde bölgenin asli unsurlarına bırakıldı. İntikam saldırıları, yağma, işkence, sivil halk üzerinde efelenme olmadı. Bunun iki ana sebebi var. Birincisi, harekatın başında yerel halkın kendinden gördüğü ve niyetinden emin olduğu Türkiye’nin olması. Cerablus halkı biliyor ki Türkiye’nin gözü kimsenin toprağında, inancında veya sosyolojisinde değil. İkincisi ise Türkiye’nin yerel unsurlarla birlikte hareket etmesi ve şehrin sosyolojisine halel getirecek gruplarla çalışmaması. Türkiye Cerablus’un ve havalisinin evlatlarına kendi topraklarını terörden temizlemede yardım ediyor. Cerablus’un hızlıca normalleşmesinin sırrı bu.
Şimdilerde ise Musul operasyonunun başlaması bekleniyor. Çok aktörlü yapı arasında bir mutabakata varıldığı an operasyon başlayacak. Fakat açık konuşalım ki operasyondan kötü kokular yükseliyor. Irak merkezi hükümeti, Musul operasyonunu bir iç siyaset malzemesi olarak kullanıyor. Maliki gibi aktörler Musul üzerinden iktidara dönüş provaları yapıyor. İran, Irak’ı tümden işgal etme niyetinde. Musul ve DAİŞ’le mücadele, İran’ın Irak’ta istediği gibi at koşturmasına müsaade ediyor. İran’ın kontrolündeki Haşdi Şaabi’yi Irak ordusuna dönüştürme planları var. ABD ise Musul operasyonunu kendi seçim takvimine sokmuş durumda. Operasyonun içeriği ve DAİŞ sonrası Musul hakkında nihai planlama yapmadan operasyona start verme gayretinde.
Musul operasyonunun yapılması için bölge dışı aktörler devreye sokulmuş durumda. DAİŞ’ten kurtulmak için gün sayan Musullular, DAİŞ-Şii Milisler (İran) kıskacında bırakılıyor. Bölgenin evlatlarına destek verilerek yapılabilecek bir operasyon, Musul’a tarihi nefretle girmeye hazırlanan milislere taşere edilmek isteniyor. Yani Cerablus’un tam tersi. Cerablus ve Musul yapısı farklı iki şehir; yine de Cerablus’tan çıkarılacak dersler var.
Musul’da sosyolojiyle barışık belki de tek aktör Türkiye. Israrla ve sabırla, Irak merkezi hükümetinden (yani İran ve ABD’den) gelen absürd eleştirilere cevap veriyor. Musul’u Musul’un sosyolojisiyle barışık olmayan aktörlere bırakma lüksümüzün olmadığını söylüyor. Çünkü Türkiye, Irak’taki demografik mühendislikten en fazla canı yanan ülkelerden birisi. ABD ve İran işgalinin bir sonucu olarak ortaya çıkan felaketin maliyeti Türkiye’ye mülteci akını ve güvenlik tehdidi olarak dönüyor. Irak’ın sosyolojik fay hatlarıyla oynandıkça tüm bölge ülkelerinde depremler oluyor.
Operasyonun belki de en kritik halkası olan Musul halkını kazanmak lazım. Bunun sırrı da Cerablus’u örnek almakta yatıyor. Musul, ABD-İran-Şii milisler eliyle DAİŞ’ten fiziken temizlenir fakat bu koalisyon Musul’u normalleştiremez, DAİŞ ideolojisini bitiremez, kalıcı barışı tesis edemez. Musul’un kurtuluş reçetesi, kurtuluşunun evlatlarının eliyle sağlanmasında.
[Akşam, 17 Ekim 2016].