İran’da 18 Haziran 2021’de yapılacak cumhurbaşkanı seçimi için hazırlıklar devam ediyor. Adaylık süreci ve katılım oranı en çok merak edilen konular arasında yer alıyor.
- Cumhurbaşkanının İran siyasetindeki konumu ve gücü nasıl tarif edilebilir?
Cumhurbaşkanı makamı anayasal olarak oldukça güçlüdür. Kabineyi cumhurbaşkanı belirler ve hükümetin başı olarak kabineyi yönetir. Dini liderin belirlediği genel kaidelere istinaden ülkenin aktüel siyasetini cumhurbaşkanı belirler ve uygular. Anayasanın uygulanmasından cumhurbaşkanı sorumludur. Bütçeyi cumhurbaşkanı kendi kabinesi ile hazırlayıp Meclise sunar. Büyükelçileri cumhurbaşkanı tayin eder. Hayati önem taşıyan meselelerde referandum yapılmasını Meclisten talep edebilir.
Cumhurbaşkanı dört yıl görev yapar ve doğrudan halkın oyu ile seçilir. En fazla iki dönem üst üste seçilme hakkı vardır. Ancak cumhurbaşkanının ilk bakışta sahip olduğu yetkilerin bazı limitleri bulunmaktadır. İran’daki ikili yapı cumhurbaşkanının hareket alanını sınırlamaktadır. Örneğin dış politikada cumhurbaşkanının atadığı dışişleri bakanının yetkileri aslında oldukça kısıtlıdır. Milli Güvenlik Yüksek Konseyi ve Devrim Muhafızları Ordusu komutanları başta olmak üzere dini lidere bağlı yapılanmaların Dışişleri ile aynı alanda yetki sahibi oldukları ve sözlerinin dışişleri bakanından daha çok geçtiği bilinmektedir. Aynı şekilde cumhurbaşkanının atadığı adalet bakanı, aslında Yargı Gücü başkanı tarafından önerilmektedir. Cumhurbaşkanı ancak önerilen kişiler arasından birisini adalet bakanı olarak belirleyebilir.
- İran’da cumhurbaşkanı seçim süreci nasıl işliyor ve kimler aday olabiliyor?
İran’da cumhurbaşkanı adayı olabilmek için anayasal olarak cumhurbaşkanında bulunması gereken şartları taşımak gerekiyor. Bu şartlar 115. maddede, “İran kökenli ve İran vatandaşı, yönetsel kapasiteye ve becerikliliğe, temiz bir sabıkaya, güvenilirliğe ve dindarlığa sahip olmak; İran İslam Cumhuriyeti’nin temel değerlerine ve ülkenin resmi mezhebine bağlı olmak” şeklinde ifade edilmiştir. Aynı maddede cumhurbaşkanlarının “dini ve siyasi rical” arasından seçileceği öngörülmüştür.
Mayıs ayının başında Muhafızlar Konseyi önümüzdeki seçimler için bazı ek kriterler açıkladı: 40-70 yaş arasında olmak, yüksek lisans sahibi olmak, herhangi bir suçtan mahkumiyeti bulunmamak, idari pozisyonlarda en az 4 yıl tecrübe sahibi olmak. Görüleceği üzere bu maddede belirtilen bazı şartlar son derece subjektiftir. Örneğin “dini ve siyasi rical” ifadesi kadınların cumhurbaşkanı olup olamayacağı tartışmasını beraberinde getirmiştir. Kadınlar her seçim dönemi aday adaylığı kayıtlarını olsalar da hiçbir zaman Konseyden adaylık vizesi alamamışlardır. 26 Mayıs itibarıyla başlayan İran’daki seçim kampanyaları seçime bir gün kalıncaya kadar devam edecektir.
- Önümüzdeki seçimler için kimlerin adaylığı onaylandı?
Muhafazakar kesimden beş kişinin başvuru kabul edildi. Bunlar, Yargı Gücü Başkanı İbrahim Reisi, Düzenin Yararını Teşhis Konseyi Sekreteri ve eski Devrim Muhafızları Genel Komutanı Muhsin Rızai, dini lider Ali Hamaney’in Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Temsilcisi ve eski Nükleer Baş Müzakereci Said Celili, Meclis Araştırma Merkezi Başkanı Ali Rıza Zakani ve Meclis Başkan Yardımcısı Emir Hüseyin Gazizade-Haşimi. İbrahim Reisi muhafazakar kesimin en güçlü adayı ve seçimin favorisi olarak gösterilmektedir. Ilımlı kesimden Merkez Bankası Başkanı Abdülnasır Himmeti, reformistleri temsilen de eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhsin Mehralizade’nin adaylıkları kabul edildi.
- Muhafızlar Konseyi kararları nasıl karşılandı?
Öte yandan en iyimser tahminler bile (İran devletine bağlı ISPA araştırma kurumu dahil) seçimlere katılımın yüzde 45’i bulmayacağını işaret ediyor. Daha gerçekçi tahminler ise katılımın yüzde 40’a bile ulaşamayacağını gösteriyor.
- 18 Haziran’da gerçekleştirilecek seçimlerin İran iç siyaseti için önemi nedir?
Önümüzdeki dört yıl için İran’ı yönetecek cumhurbaşkanının bir sonraki dini liderin belirlenmesinde de ağırlığı olacaktır. Dini lider Hamaney’in yaşına ya da sağlık sebeplerine bağlı olarak görevini bırakması durumunda yeni bir dini lider Uzmanlar Meclisi tarafından seçilecektir. Uzmanlar Meclisi bu seçimi yapana kadar cumhurbaşkanı, Yargı Gücü başkanı ve Muhafızlar Konseyinin fakih üyelerinden birinin oluşturacağı üç kişilik bir konsey dini liderin yerini alacaktır. Cumhurbaşkanı ya da Meclis değişimlerinde usul belli olmasına rağmen İran’da dini liderlik sıkça değişen bir makam değildir. Dolayısıyla geçiş aşamasında cumhurbaşkanının önemi çok büyüktür. Muhafızlar Konseyi ve dini lider Ali Hamaney’in böylesine tek renkli bir seçim atmosferinde ısrarcı olmalarının ve toplumsal meşruiyet kaybı riskini göze almalarının sebebini İran’ın önümüzdeki dönem yaşaması muhtemel önemli siyasi dönüşümlerine atfettikleri değerde aramak doğru olacaktır..