SETA > Yorum |
Acı Öfke ve Endişe

Acı, Öfke ve Endişe

Halkın kendi adına görev yapan asker ve polisine karşı duygusal bağlılığı vardır. Kişiler bireysel hayatta tanımadığı asker ve polise karşı duygusal bağ kurabilir ve onların acılarını aileleri gibi yaşayabilir.

Aynı anda ve çok sayıda asker ve polisin ÅŸehit olmasına karşı toplumda duygusal tepkilerin geliÅŸmesi oldukça normal. Bu tür dramatik olaylardan sonra ÅŸu üç duygu yoÄŸun bir ÅŸekilde yaÅŸanır: “ Yürek acısı”, “öfke” ve “iÅŸin sonu ne olacak endiÅŸesi”. Halkın kendi adına görev yapan asker ve polisine karşı duygusal baÄŸlılığı vardır. KiÅŸiler bireysel hayatta tanımadığı asker ve polise karşı duygusal baÄŸ kurabilir ve onların acılarını aileleri gibi yaÅŸayabilir.

Çevrenizdeki insanlara ÅŸu soruları sorun: “DaÄŸlıca ve IÄŸdır’daki ÅŸehit haberlerinden sonra bir kenarda aÄŸladın mı? / içinde öfke ve endiÅŸe hissettin mi?”. Evet cevabının yaygınlığı konusunda ÅŸaşıracaksınız. Öfke duygusu da acı ve hüzün kadar yaygın. Öfke aynı zamanda harekete geçirici bir duygu. Bir ÅŸeyler yapmak isteÄŸi oluÅŸturur. Acı duyan ve öfkelenen kiÅŸiler, kendiliÄŸinden veya en ufak bir organizasyonla kitle psikolojisine bürünüp, eyleme yönelik davranışlarda bulunabilirler. “Bu iÅŸin sonu ne olacak endiÅŸesi” de yaygın bir duygudur. Bu sebeple, yaÅŸanan dramatik olaylar sürekli konuÅŸulur. Buraya kadar her ÅŸey normal. Esas soru ÅŸu: Bu denli duygusal yoÄŸunluk içinde olan insanlara ne demeli?

TERÖRÜN PSÄ°KOLOJÄ°LERÄ°MÄ°ZÄ° YÖNETMESÄ°NE Ä°ZÄ°N VERMEMEK

Terör eylemlerinin birincil amacı öldürerek asker ve polis sayısını azaltmak deÄŸildir. Esas amaç, toplumda “duygusal bir infial hali” oluÅŸturup, devleti zayıf kılıp, isteklerini kabule zorlamaktır. Bu sebeple, Terör olayları sonrası halk düzeyinde oluÅŸan tepkilerin akıllıca ve stratejik olmaması terör örgütlerinin iÅŸine gelir. O zaman söylenebilecek ÅŸey ÅŸu: Ölümlere karşı duygusallık içeren tepkiler vermekte bir sıkıntı yok. Hatta halk kendi kaderini etkileyen bir meselede aktör olmuÅŸ olur. Yeter ki tepkiler stratejik bir akla ve adalete uygun olsun.

PROTESTOLARIN SÄ°VÄ°L KÜRTLERE YÖNELMESÄ° TERÖRÜ BESLER

Protestolar sırasında sivil Kürtlere yönelik ÅŸiddet uygulamak terörü besler. PKK bundan memnun olur. Çünkü haksızlığa uÄŸradığını düÅŸünen kiÅŸiler, kimliklerine ve o kimliÄŸin siyasetini yapan kiÅŸilere daha fazla yönelirler. Sivil Kürtlere yönelik saldırı ülke yararına olmadığı gibi hakkaniyete de uymaz. Unutmamak lazım ki, bizatihi kendisi ÅŸiddete bulaÅŸmış, kendisi askere ve polise silah kullanmış Kürt sayısı Kürt nüfusunun %1’nin altında.

Ä°Ç SAVAÅž RÄ°SKÄ° Ä°ÇÄ°NDE DEĞİLÄ°Z

Bugünlerde bir çok insan Irak ve Suriye gibi iç savaÅŸ sürecine mi giriyoruz diye endiÅŸeleniyor. Kanaatimce Türkiye için iç savaÅŸ riski yok. Çünkü, Ä°ç savaÅŸ için üç faktörden en az biri gerekli. Birincisi ülkenin dışarıdan bir ordu tarafından iÅŸgal edilmesi. Afganistan ve Irak’ta olan bu. Ä°kincisi, devletin çökmesi. Yani devletin meÅŸruiyetini kaybetmesi ve kurumlarının iÅŸlemez hale gelmesi lazım. Irak’ta Amerikan iÅŸgali ile devletin güvenlik gücü dağılmıştı. Suriye’de toplumun %85’i devletin güvenliÄŸini meÅŸru kabul etmiyordu. Türkiye’de devlet kurumları iÅŸliyor. MeÅŸruiyeti olan bir hükümet var. Ayrıca, Türkiye’nin büyük ve güçlü bir güvenlik gücü var. Devlet mekanizmaları terör tecrübesine sahip. Ä°ç savaÅŸ için üçüncü faktör de, toplumdaki kimlik gruplarının ana kitlesinin silahlı çatışma içinde olmasıdır. Türkiye’deki kimlik gruplarının ana kitlesi birbirlerine karşı siyasal mücadeleyi onaylıyor ama ÅŸiddet kullanımını onaylamıyor. Türkiye’deki muhafazakar, laikçi, Türkçü, Kürtçü, solcu, Alevi gibi kimlik grupların siyasal ayrılıkları var ama bu grupların ortak yaÅŸam alanları ve tecrübeleri de var.

[Star, 12 Eylül 2015]