23 Haziran 2016 tarihinde Avrupa siyasetinin en kilit oyun kurucularından biri olan ancak Avrupa Birliği’ne (AB) üye olduğu günden itibaren gerek ortak para birimi avroyu kullanmayarak gerekse Schengen dışında kalarak "misafir üye" olarak nitelendirilen Birleşik Krallık’ta1 AB üyeliğine devam edip etmeme referandumu yapılacak. Bu süreç İngilizce Britain (Britanya) ve exit (çıkış) sözcüklerinin kısaltılması olan "Brexit" şeklinde adlandırılmaktadır. 23 Haziran’daki referandumda oy kullanacak olan kayıtlı yaklaşık 45 milyon seçmen, "Birleşik Krallık AB üyesi olarak kalmalı mı, üyelikten ayrılmalı mı?" sorusuna cevap verecek. Üyeliğin sonlandırılması taraftarlarının bu referandumdaki temel amacı, Lizbon Anlaşması’nın 50. maddesi2 dahilinde 1973’te katıldıkları AB (o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu) üyeliğine son vererek geçmişte Brüksel’e devredilen yetkilerin tamamını geri almaktır.
2014 yılında İskoçya’nın bağımsızlık referandumu sonrasında Birleşik Krallık siyasi tarihi açısından önemli ekonomik, toplumsal ve siyasi sonuçları beraberinde getirecek olan bu referandum, sadece İngiltere’yi değil aynı zamanda temeli 1950’lerde atılan büyük Avrupa projesinin geleceğini de doğrudan etkileyecektir. Çünkü topluluk içerisinde "hükümetler-arasıcılık (inter-governmentalism) ve ulus-üstücülük (supranationalism)" tartışmasının tekrar alevlenmesi, entegrasyon sürecinde atılması düşünülen yeni adımlar için büyük bir engel teşkil edecektir. Ayrıca David Cameron her ne kadar 2015 seçimleri sonrasında tek başına iktidar olmayı başarsa da yakın zamanda ortaya çıkan Panama Belgeleri ve ülkede göçmenlere karşı artan ırkçı söylemler kendisinin ve partisinin popülaritesini giderek zayıflatmaktadır. Cameron hükümetinin AB üyeliğini uzun süredir iç ve dış politika yapımında bir araç olarak kullanmasından ötürü üyeliğin sonlandırılmasına yönelik bir karar çıkması hükümet aleyhine yeni bir başarısızlık olarak lanse edilecektir.
Bu yazı AB’den ayrılmak isteyen ve buna karşı olan tarafların temel argümanlarını, Cameron hükümetinin AB’den taleplerini, yakın dönemde yapılan anketlerin sonuçlarını ve referandumun Birleşik Krallık, AB ve üçüncü ülkeler için muhtemel yansımalarını incelemektedir..