2020 enflasyon cephesinde keyifleri kaçıran bir yıl oldu. Salgın koşullarından dolayı acaba enflasyon düşer mi diye beklenti oluşmuştu. Ama rüzgâr tersten esti. Önce birim maliyetlerdeki artış ve beklenenden hızlı canlanan talep, fiyatlardaki artış hızının yavaşlamasını engelledi. Ardından döviz kurunun fiyatlar üzerindeki geçişkenlik etkisi can yaktı. Yılın sonuna doğru ise artan küresel gıda ve emtia fiyatlarıyla karşılaştık. Neticede yüzde 14.6 gibi yüksek bir enflasyonla yılı kapattık.
Ocaktaki fiyatlarla yıl sonundaki rakamları karşılaştırdığımızda ortaya çıkan resme bakalım. Ocak- Aralık döneminde fiyatları en çok artan 20 ürünün 13'ü mutfağı ilgilendiriyor. Yılın başına kıyasla ortalama fiyatı yüzde 77.9 artan portakal, listenin ilk sırasında. Salgında kayda değer bir talep artışıyla karşılaşan kolonyanın fiyatındaki artış yüzde 69.7. Motosiklet, otomobil, mücevher (altın) ve bulaşık makinesi listedeki diğer gıda harici ürünler. Altın fiyatlarındaki artış zaten herkesin malumu. Krediye dayalı yüksek yüksek talep artışı, TL'deki değer kaybı ve ÖTV ayarlaması araç fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Vergi haricinde bu hikâye beyaz eşya fiyatları için de geçerli.
Para Havale Ücreti Düştü
Fiyatı en fazla düşen harcama kalemlerinin başında ise banka ile para havale ücreti yer alıyor. Düzenlemelerdeki değişikliklerden dolayı bu kalemde ortalama ücret bedeli yüzde 92.9 düşmüş. Fiyatı en fazla gerileyenler listesinde limon, salatalık ve patlıcan gibi gıda ürünleri de var. Salgının etkisiyle yurtiçi ve yurtdışı gezi tur fiyatlarında gerileme yaşanmış. E-ticaret hızla yayılmasına rağmen, koli gönderme ücretleri yüzde 6.5, kargo gönderme ücretleri ise yüzde 0.7 aşağıya inmiş. Alternatif gönderi sistemlerin çıkmasıyla sektörde rekabetin artması ve e-ticareti özendirme girişimleri, fiyatların hafif de olsa gerilemesine neden olmuş olabilir.
Zorluklara rağmen ihracata devam
ARALIKTA 17.8 milyar dolarlık ihracatla tüm zamanların en yüksek aylık ihracat rekorunu kırdık. Yüzleri güldüren bu rakamla birlikte yılı toplamda 169.5 milyar dolarlık ihracatla kapattık. 2019'a kıyasla yüzde 6.3 gerileme var. Salgının küresel ekonomi üzerinde neden olduğu tahribatı düşünecek olursak, ihracattaki düşüş oldukça makul seviyede. Unutmayalım ki küresel finans krizi sonrasında (2009) ihracatımız yüzde 22.6 azalmıştı. Salgın döneminde ABD, Almanya, Japonya, İngiltere ve Hindistan gibi ülkelerde ihracatın çift haneli rakamlarda daraldığını da belirtelim. Yıllık bazda ithalatımız yüzde 4.3 arttı. Bu artışa neden olan iki temel faktör var:
Ertelenmiş talep ve altın. 2018'deki kur şokundan sonra tüketim harcamaları ertelenmişti. Kredi koşuları 2020'nin ilk sekiz ayında oldukça cazip oranlarda seyredince bu talep devreye girdi ve bazı ürünlerin ithalatı arttı. Küresel belirsizliklerin yükseldiği ortamda altın talebi ve ithalatı zıpladı. Altın hariç toplam ithalat faturamız 2019'a kıyasla yüzde 2.4 azalmış. Ekonomik aktivitenin dip yaptığı nisanda yüzde 66.2 olarak gerçekleşen ihracatın ithalatı karşılama oranı, aralıkta yüzde 79.6'ya kadar çıktı. Altın ithalatı hariç tutulduğunda bu oran yüzde 85.
Toparlanmada ılımlı seyir
İmalat sanayi PMI rakamı aralıkta 50.8 geldi. Endeks ekonomik aktivitenin canlılığı için eşik değer olan 50'nin üstünde kalmayı başarsa da son aylarda rakamlarda gerileme var. Toparlanma, hızlıdan ılımlıya döndü. Salgının ikinci dalgasını ve faizlerdeki artışı hesaba kattığınızda, vitesin bir seviye aşağıya inmesi normal. Endeksteki 10 alt sektörün 8'inde girdi maliyetlerinde artış var. ÜFE rakamları da benzer bir eğilime işaret ediyor. Enflasyonla mücadele noktasında maliyetlerdeki artışı yakından takip etmeliyiz. 10 sektörün 8'inde istihdamda artış eğiliminin görülmesi ise sevindirici bir gelişme olarak not edilmeli. İşsizliğin azalması, ekonomik toparlanmanın toplumun geneli tarafından hissedilebilmesi için şart.
[Sabah, 10 Ocak 2020].