SETA > Yorum |
Yeni Türkiye'nin H kim Partisi

'Yeni Türkiye'nin Hâkim Partisi

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), bir partiyi hâkim parti olarak adlandırmak için siyaset bilimi literatürü dahilinde kullanılan kriterlerin tümünü karşılıyor.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), bir partiyi hâkim parti olarak adlandırmak için siyaset bilimi literatürü dahilinde kullanılan kriterlerin tümünü karşılıyor. Bunları, nicel ve nitel yahut sayısal ve siyasal/sosyolojik kriterler olmak üzere iki başlık etrafında incelemek mümkün.

Nicel kriterler; bir partinin iktidar süresi, dönemleri ve bunların biçimleriyle ilgilenir. Bu konuda, bütün siyaset bilimcilerin üzerinde anlaştığı sabit ve ortak bir dönem ve süre kriterinden bahsedilemese bile kabaca bir zaman dilimi ortaya konulabilir. Bir siyasi partinin; birbiri ardına en az 3 veya 4 sefer iktidara gelmesi, parlamentodaki sandalyelerin salt çoğunluğuna sahip olması, ya tek başına ya da herhangi bir koalisyonun vazgeçilmez, asli ortağı konumunda iktidar olması, nicel kriterleri oluşturuyor.

Nitel kriterler ise daha siyasal ve sosyolojik nitelik taşıyor. Zamanın ruhuna uyum göstermesi, tarihsel bir misyona sahip olması, siyasal gücün yanında bürokratik erke hükmedebilmesi, siyasal oyunun kurallarını tayin edebilmesi, güçlü bir toplumsal desteği arkasına alması ve o toplumsalı sahici bir şekilde temsil edebilme yetisi bulunması, bir partiyi hâkim parti kılan siyasal ve sosyolojik nitelikler. Türkiye’de üst üste 3 defa iktidara gelen ‘Merkez Sağ’ partilerin hâkim parti kategorisine dahil edilmemelerine karşın, AK Parti’nin o şekilde değerlendirilmesi, söz konusu siyasal/sosyolojik kriterlerden kaynaklanıyor.

AK PARTİ'NİN HÂKİM NİTELİĞİ

Burada özellikle zamanın ruhuna uyum ile toplumsal tabanını sahici bir şekilde temsil edebilme yetisi üzerinde durulması gereken temel kriterler. Bunları, Prof. Dr. Nur Vergin'in daha önce AK Parti’nin başarısının arkasındaki temel etmeni açıklarken dile getirdiği "siyaset ile sosyolojinin örtüşmesi" durumu olarak da okuyabiliriz. Hâkim parti, kendi toplumsal tabanının dönüşen taleplerine cevap verebilecek siyaseti ürettiği müddetçe hâkim parti olarak iktidarını devam ettirme imkanına sahip olur. Hâkim partiyi var eden sosyolojik taban ile onun ürettiği siyaset ve siyasalar arasındaki makas açılmışsa, o parti düşüş aşamasına geçmiş veya geçmeye namzet demektir.

Hâkim partileri, kendilerine biçtikleri siyasal kimlikler üzerinden de tasnife tabi tutabiliriz. Hâkim partiler arasında siyasal geleneğini tahkim eden, kimliğini kurumsallaştıran ve (görece fikri homojenlik sağlayan) daha bütünlüklü bir fotoğraf ortaya koyan partiler olduğu gibi; daha parçalı bir yapı sergileyen, çıkar birlikteliği üzerine kurulmuş geniş bir koalisyonun üst çatısı şeklinde hareket eden partiler de mevcut.

İsveç’teki Sosyal Demokratlar ile Alman ve İtalyan Hristiyan Demokratları, tarihsel açıdan (görece) daha kurumsallaşmış siyasal kimlikleri bulunan hâkim parti örneklerinden. Malezya’da hem Müslüman Malayları hem Çinlileri hem de Hintlileri bünyesinde barındıran UMNO ile Japonya’da farklı siyasal ve ekonomik eğilimlerin aynı parti içerisinde kendi ofislerine sahip olduğu Liberal Demokrat Parti, geniş bir koalisyonun çatı örgütü şeklindeki hâkim parti tiplerine örnek olarak sunulabilir.

AK Parti, bu tasnifte birinci gruptaki partiler kadar kurumsallaşmış, gelenekselleşmiş bir kimliğe henüz sahip olmasa da siyasal kimlikler ayırımında birinci grupta yer alıyor. Hâkim bir parti olan AK Parti’deki görev değişimi, hâkim partilere has bu özelliklerin AK Parti şahsında tartışılmasını gerekli kılıyor.

Genel başkanlık ve başbakanlık için Ahmet Davutoğlu tercihi ile AK Parti, kendi kimliğini tanımlama ve t