SETA > Yorum |
Körfez Ülkeleri'nin Gezi Protestolarına Yaklaşımı

Körfez Ülkeleri'nin Gezi Protestolarına Yaklaşımı

Gezi Parkı protestoları sadece Batı basınında değil Ortadoğu basınında da geniş yer tuttu. Suriye krizi konusunda Türkiye ile aynı doğrultuda bir politika benimseyen Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri de olayları ve tartışmaları yakından fakat büyük oranda Batı basını üzerinden takip etti. Yine de Körfez'in etkili gazetelerindeki Gezi Parkı analizlerinin daha ziyade Müslüman Kardeşler endişesi ve Suriye krizi etrafında şekillendiğini söylemek mümkün.

Gezi Parkı protestoları sadece Batı basınında deÄŸil OrtadoÄŸu basınında da geniÅŸ yer tuttu. Suriye krizi konusunda Türkiye ile aynı doÄŸrultuda bir politika benimseyen Körfez Ä°ÅŸbirliÄŸi Konseyi ülkeleri de olayları ve tartışmaları yakından fakat büyük oranda Batı basını üzerinden takip etti. Yine de Körfez’in etkili gazetelerindeki Gezi Parkı analizlerinin daha ziyade Müslüman KardeÅŸler endiÅŸesi ve Suriye krizi etrafında ÅŸekillendiÄŸini söylemek mümkün.

Körfez’in Gezi Parkı gösterilerine yaklaşımını ÅŸekillendiren ilk faktör Körfez’in Müslüman KardeÅŸler hareketine karşı duruÅŸudur ki bu da Körfez ülkelerinin dış politika konularına iç siyaset lensleriyle bakmalarının sonucu olarak okunmalıdır. Müslüman KardeÅŸler örgütünün Körfez ülkelerinde açıktan bir tehdit olarak görüldüÄŸü hatırlandığında, Gezi Parkı gösterileri üzerinden AK Parti ile Müslüman KardeÅŸler arasındaki iliÅŸkiye vurgu yapılması çok ÅŸaşırtıcı deÄŸildir. Her ne kadar bazı yazarlar Türkiye ve Arap dünyasındaki Ä°slami partileri ayırmak gerektiÄŸine vurgu yapsa ve AK Parti’yi daha çok Arap dünyasının liberal partilerine benzetse de Müslüman KardeÅŸlerin AK Parti tecrübesini örnek aldığına daha fazla vurgu yapıldı.(1) Gezi eylemlerinin halkın %50’sinin oyunu alan AK Partinin çoÄŸunluÄŸu liberal, seküler ve ulusalcılardan oluÅŸan diÄŸer %50’lik kesimin endiÅŸelerini giderememesinin bir sonucu olarak gören yazarlar özellikle Mısır ve Tunus’ta AK Parti tecrübesini takip eden Müslüman KardeÅŸler hareketinin iktidarda olduÄŸunu ve bu ülkelerde de benzer olayların yaÅŸanmasının muhtemel olduÄŸunu ileri sürdüler.(2) Özellikle Müslüman KardeÅŸlerin yasaklı örgüt ilan edildiÄŸi BirleÅŸik Arap Emirlikleri basınında Ä°slam ve demokrasiyle anılan ve Batı tarafından Arap halklarına model olarak gösterilen Türkiye’nin aslında iddia edildiÄŸi gibi demokratik olmadığını ifÅŸa ettiÄŸi, Arapların her zaman olduÄŸu gibi Türkiye’yi abartma hatasına düÅŸtüÄŸü savunuldu.(3) Bunun yanı sıra Gezi protestoları Körfez ülkelerinde de diÄŸer pek çok Arap ülkesinde olduÄŸu gibi halkların seçimleri sonucunda OrtadoÄŸu’da kurulma aÅŸamasında olan yeni düzenden memnun olmayan grupları da belirginleÅŸtirdi. Türkiye örneÄŸini kendi çıkarlarının devamını saÄŸlama noktasında engel olarak gören bu grupların gösterileri bir fırsata dönüÅŸtürerek hem Türkiye’deki Ä°slamcılığı hem de Arap ülkelerinde benzer bir anlayışa sahip olan diÄŸer Ä°slami hareket ve siyasi grupları itibarsızlaÅŸtırmaya çalıştıklarını da belirtmek gerek.

Körfez ülkelerinin Gezi Parkı gösterilerine karşı tutumunu etkileyen diÄŸer faktör de Suriye krizi oldu. Esed rejimine karşı muhalefetin yanında yer alan Türkiye ve Körfez ülkeleri Suriye’deki krizin çözümüne yönelik olarak muhaliflerin safında yer aldı. Özellikle Katar ve Suudi Arabistan tarafından yönetilen Körfez’in Suriye politikası, her ne kadar iki ülkenin birbirleri arasında ve ikisinin de Türkiye ile yaklaşım farklılıkları olsa da taraflar Esed’siz bir Suriye konusunda mutabıktır. Suriye’yi Ä°ran’ın bölgeye ve bilhassa kendi iç iÅŸlerine etkisinin engellenmesi noktasında önemli bir kapı olarak gören Körfez ülkeleri, bölgenin yükselen gücü olarak Türkiye ile ortak hareket etti. Bundan dolayı Körfez ülkelerinin Türkiye’deki olayları da daha çok Suriye krizindeki ortaklık ve krizin çözüm veya çözümsüzlüÄŸüne muhtemel etkileri bakımından deÄŸerlendirdiklerini söylemek mümkün. Bu noktada BaÅŸbakan ErdoÄŸan’ın protestoların dış güçler tarafından desteklendiÄŸini söylemesinin Körfez basınında yankı bulması ve desteklenmesi bu tavrın bir sonucudur. Türkiye ekonomisinin önemli oranda büyüyerek dünyanın ilk 20 ekonomisi arasına girdiÄŸi, önemli demokratikleÅŸme ve sivilleÅŸme adımlarının atıldığı ve Türk mutfağının, dizilerinin ve tekstil ürünlerinin Arap dünyasında hayli popüler olduÄŸu bir dönemde, bölgede sadece Ä°srail ve Suriye’nin Türkiye’deki gösterilerden memnun olduÄŸuna dikkat çeken yazılar, olayların dışarıdan desteklendiÄŸi ihtimalini yükseltti. Bu doÄŸrultuda Suriye ve Ä°ran’ın Türkiye’de bir karışıklık çıkarmak suretiyle zaman kazanarak, krizden zaferle çıkmayı hesaplamış olabilecekleri fikri dile getirildi ve böyle olması durumunda Körfez baÅŸta olmak üzere bütün bölgenin zararlı çıkacağı ifade edilerek Türkiye’nin istikrarının önemine dikkat çekildi.(4)

Türkiye’de istikrarın önemine vurgu yapan yazılarda BaÅŸbakan ErdoÄŸan’ın sert üslubu ve diyaloÄŸa çok imkân vermeyen üslubu eleÅŸtirilse de Gezi Parkı gösterilerinin Türk ve Batı medyasında Arap isyanlarına, Taksim Meydanı’nın ise Tahrir Meydanı’na benzetilmesi çok desteklenmedi. Körfez basınında bir takım ortak noktaları olmakla birlikte Taksim Meydanı’nın kesinlikle Tahrir’e benzemediÄŸi yönündeki yorumlar ağırlıkla yer aldı. Ä°ÅŸsizliÄŸin yüksek olduÄŸu ve demokratik seçimlerin yapılamadığı Mısır ile geliÅŸmiÅŸ bir ekonomiye ve düzenli ve adil bir seçim sistemine sahip olan Türkiye’nin karşılaÅŸtırılması Körfez basınının genelinde yersiz bulundu.(5) Tayyip ErdoÄŸan’ın Mübarek ve Bin Ali’den çok farklı olduÄŸu ifade edilirken ülkenin ve bölgenin istikrarı için onların başına gelenlerden ders alması gerektiÄŸi ifade edildi.

Özetle, ülkelere göre farklılık göstermekle birlikte Körfez ülkelerinin Gezi Parkı eylemlerine karşı genel tavrının, özellikle Suriye’deki çıkarlarıyla da doÄŸrudan baÄŸlantılı olarak, Türkiye’deki siyasal sistemin istikrarından yana olduÄŸu söylenebilir. Bununla beraber AK Parti ile Müslüman KardeÅŸler hareketi arasındaki yakınlıktan rahatsızlık duyulduÄŸu da aÅŸikârdır. Bundan dolayı Körfez ülkelerinin Gezi Parkı gösterileri üzerinden AK Parti ve Müslüman KardeÅŸler arasındaki iliÅŸkiden duydukları rahatsızlığı dile getirme fırsatı bulduklarını söylemek de mümkündür.

  1. Abdurrahman El RaÅŸit, “Which ErdoÄŸan do you see?” Åžarkul Evsat, 5 Haziran 2013.
  2. Usame El Åžerif, “Challenges Turkish premier is facing,” Arab News, 12 Haziran 2013.
  3. Maan Bayari, “Dersu min Turkiya,” El Beyan, 13 Haziran 2013.
  4. Hüseyin ÅžubukÅŸi, “Bitter Turkish Coffee,” Åžarkul Evsat, 5 Haziran 2013.
  5. Ali Ä°brahim, “The semiotics of the Taksim Square protests,” Åžarkul Evsat, 12 Haziran 2013.