Türkiye ekonomisinde ihracat ekonomik gelişmenin ve ekonomik büyümenin en önemli unsurlarından biridir. 2002 sonrası ekonomide yaşanan dönüşüm, ihracat oranlarında da rekorları beraberinde getirmiştir. Türkiye ekonomisi küresel rekabet ortamında 2002 yılından itibaren girdiği yeni ekonomik süreçle birlikte sürekli artan bir pazar büyüklüğüne ulaşmıştır. Ayrıca dış ticaret hacmi 2008 küresel ekonomik kriz yılına kadar sürekli artmıştır. 2009 yılında küresel ekonomik krizin etkisiyle dış ticaret hacmi düşmüş fakat 2010 yılındaki hızlı toparlanmayla birlikte dış ticaret hacminde artış başlamış ve ihracat da artmaya devam etmiştir. Böylece 2011 yılında 134,9, 2012 yılında 152,6 milyar, 2013 yılında ise ihracat 151,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Bununla birlikte, 2012 yılındaki ihracat artışında altın ticaretinin önemli bir rol oynadığı belirtilmelidir. Nitekim 2013 yılında ihracatın yüzde 0,4 oranında düşmesine de, bu durumun sebep olduğu görülmektedir. Bir diğer deyişle, 2013 yılında mal ihracatında önemli artışlar gerçekleşmiş ancak altın ihracatının baz etkisi nedeniyle toplam ihracat bir miktar düşüş kaydetmiştir. (Grafik 1). Bu bağlamda 2013 yılı için Orta Vadeli Program 2014 – 2016’da hedeflenen 153,5 milyar dolarlık hedeften düşük kalan ihracatın performansında, küresel ekonomide süren belirsizlikler ve özellikle Ortadoğu’daki gerginlikler de ayrıca rol oynamıştır.
Öte yandan, 2013 yılında altın ticareti ithalat kanadında da gözle görülür bir artış kaydetmiştir. yüzde 90,2 oranında büyüme kaydeden kıymetli taşlar ve metaller faslı ithalatı, 2013 ithalat artış hızına 3,3 puanlık katkı sağlamıştır. Bunun yanı sıra, makinalar ve motorlu kara taşıtları fasıllarında görülen çift haneli artışların da katkısıyla, 2013 yılında ithalat yüzde 6,4 oranında yükselerek 251,7 milyar dolara ulaşmıştır. Bunun sonucunda 2013 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 60,3 olarak gerçekleşmiştir.