SETA > Yorum |
Kabinenin Anahtarı

Kabinenin Anahtarı

TİM verileri, Ekim döneminde ihracatın, geçen yılın aynı ayına göre %1,5 gerilediğini söylüyor. Bu doğrultuda, aylardır yakamızı bırakmayan düşüşün Ekim ayında hız kesmiş olduğu gözümüze çarpıyor.

Pazar günü seçim telaşının tam ortasında, Türkiye İhracatçılar Meclisi TİM ayın ilk günü olması hasebiyle Ekim ihracat verilerini açıkladı. Hengâmenin içinde pek üzerinde durulmadığından, ben de yeniden gündeme getireyim dedim. Bakalım tatsız ticaret son günlerde ne âlemde?

TİM verileri, Ekim döneminde ihracatın, geçen yılın aynı ayına göre %1,5 gerilediğini söylüyor. Bu doğrultuda, aylardır yakamızı bırakmayan düşüşün Ekim ayında hız kesmiş olduğu gözümüze çarpıyor. Zira Eylül ayında yine TİM'in açıkladığı rakamlarda %19,8 gibi ciddi bir düşüşe şahit olmuştuk. Elbette Eylül'deki rakamın çift hanelenmesinde bayram etkisi olduğunu atlamamak gerek. Bayramlar ihracata yaramıyor malum.

Öte yandan, Ekim'deki toparlanma tam olarak neden ileri gelmiş bir baksak iyi olur. İşin iç yüzünü anlamadan sevinmeyelim.

BATI PAZARLARINDA ARTIŞ

O halde öncelikle, ülkeler bazındaki tabloyu çizmeye çalışalım.

*Bu noktada, dolar bazındaki TİM verilerinde ilk dikkat(imi) çeken, AB ülkelerine yapılan ihracatın bu dönemde yıllık artış göstermiş olması. Önde gelen ihracat pazarlarımız arasında, özellikle İtalya, Fransa ve İspanya Ekim ayında çift haneli ihracat büyümesiyle dikkat çekiyor. Yine bu kapsamda, İngiltere başta olmak üzere diğer Avrupalı ortaklarımızdan da olumlu haberler var.

*Yıllardır hatırı sayılır bir pazarımız olan Irak'taki malum düşüş, bu dönemde toparlanmış. Irak pazarında geçtiğimiz döneme göre daha stabil bir safhaya geçebilmeyi ümit ediyoruz.

*Bir diğer jeopolitik ve ekonomik problemli ortağımız Rusya'da ise, işler halen toparlanamıyor. Daralan ekonomiye yaptığımız ihracattaki yıllık düşüş Ekim ayında %26,6 olarak gelmiş. Bu ise, toplam ihracatımızdaki “%1,5'lik düşüşün 1 puanı Rus kaynaklı” demek oluyor.

*İran'ın da bu dönemde %10 ihracat daralması ile hızımızı 0,3 puan aşağı çektiği anlaşılıyor. Ayrıca, Mısır, Çin, BAE de, hızımızı düşürenlerden. Öte yandan, ABD de dâhil Batı cephesinde artışlar ağırlıklı.

TAKVİMİN YAPRAKLARI

Pazarları bu şekilde özetleyerek, şimdi biraz da işin arka planını anlamaya çalışalım. Zira rakamlara yansıyan dinamikleri irdelemek önemli.

*Takvim etkisiyle başlayalım. Nasıl ki Eylül'de az işgünü sayısından mütevellit sert bir düşüş kaydedildiyse, Ekim ayında da bir önceki Ekim'e göre işgünü fazlası yaşandığı için, ihracat olumlu bir etki gördü. Takvim yapraklarından gelen bu pozitif etkiyi, öncelikle bir not düşmek gerek.

*Bunun yanı sıra, söz konusu Ekim rakamlarında parite etkisinin de izlerine rastlamak mümkün. Daha önce belirttiğim gibi, bu yıl ihracatın gerilemesinde Euro/dolar paritesindeki sert düşüş önemli bir etken. Son aylarda ise, paritedeki yıllık bazdaki gelişimin, halen aşağı yönlü olmasına rağmen bir miktar hız kesmeye başladığını belirtmek gerek.

*Geri kalan etkiler arasında ise, miktar verilerinin de işaret ettiği üzere, Batı yakası başta olmak üzere, belli başlı pazarlarda ılımlı talep toparlanmasının yaşandığını ekleyelim.

Bu arada, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (GTB) geçici verileri de, Ekim ihracatındaki yıllık değişimi %0,18 ile pozitif seviyede açıkladı. Bununla birlikte, mevcut GTB rakamlarında bir İsviçre etkisi gözümü ısırdı. TİM'den farklı olarak artış kaydedilmesinin nedenini ararken, buradaki altın parıltısı olayı açıklamış oldu.

Sonuç olarak, ticareti 2015 yılında serbest düşüşe geçen dünyada, biz de bu sene kendimize düşen payı almış olduk. Bununla birlikte, gelişmekte olan pek çok ülkeden göreceli az zararlı çıktığımızı ve ihracatın yukarıdaki faktörler çerçevesinde “düzlüğe çıkmaya” gayret ettiğini, edeceğini söyleyebiliriz.

İLK İZLENİM NASIL OLACAK?

Bu bağlamda TİM de Pazar günü, 2015 yılının keyifsiz bir şekilde geride bırakıldığını ima ederek, ihracatçının umudunun 2016'ya kaldığını ifade etti. Söz konusu baz etkilerinin de destek verebileceği bu söylem, dünya ekonomisinin hafif ivmelenmesinden de, az da olsa medet umuyor.

Siyasi istikrarın pekişerek geri dönmesiyle yeni ve umutlu bir döneme gireceğimiz şu günlerde, benim zihnimde de, bir yandan 2016'dan itibaren ihracatta farklı atılımlara geçme düşünceleri dolanıyor. Daha esnek ve güçlü bir ekonomi diplomasisi de, bunların başında…

Tam bu noktada bir önceki yazımdaki uyarılarımı tekrar etmek istesem de etmeyerek; hükümetin nasıl bir “güç + vizyon” formülüyle oluşacağına odaklanmış durumda olduğumu belirteyim. Nitekim Kabine'nin her bir üyesinin liyakat ve itibar bağlamında vereceği ilk izlenim, müthiş derecede önemli olacak.

Önümüzdeki 4 yıllık kıymetli fırsata bu bilinçle adım atılmasını şiddetle ümit ederken, şu günlerde bir gözüm açık diğeri kapalı bir modda merakla yeni Kabine'yi bekliyorum. Dilerim, doğru anahtarlarla açılır.

[Yeni Şafak, 6 Kasım 2015]