Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfının (SETA) Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş'ın moderatörlüğünü üstlendiği panele, SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, İstanbul merkezli Omran Stratejik Araştırmalar Merkezi Askeri ve Güvenlik İlişkileri Uzmanı Navvar Şaban Oliver ve Türk Kızılay Göç Hizmetleri Direktör Vekili Bayram Selvi konuşmacı olarak katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Acun, Rusya ve İran'ın İdlib'de Suriye rejiminin saldırılarına destek vererek Soçi mutabakatındaki siyasi çözüm arayışını askeri çözüme dönüştürdüğünü söyledi.
Acun, bölgeyi daha rahat kontrol altına alabilme adına sivillerin de hedef alındığını ve bölgenin insansızlaştırılmaya çalışıldığını belirterek, "Türkiye bu yaklaşım tarzında askeri olarak olaya müdahil olması gerektiğini gördü. Aksi halde İdlib'in tamamının ele geçirileceğini ve muhaliflerin topraksızlaştırılacağını ve bu bağlamda hem Türkiye'nin ulusal güvenliğinin tehdit altına gireceğini hem de yeni bir mülteci dalgasının geleceğini gördü." ifadelerini kullandı.
"Türkiye İdlib konusunda kararlı"
ABD'nin, Suriye rejiminin, ülkeyi tamamen kontrol altına almasını ve bu politika doğrultusunda İdlib'de rejimin olası zaferini istemediğine dikkati çeken Acun, Suriye'de oluşan yeni siyasi dengede Türkiye ve ABD'nin çıkarlarının örtüştüğüne vurgu yaptı.Türkiye'nin İdlib'e olası askeri operasyonu hakkında ABD'nin destek açıklamalarının söylemde kaldığına işaret eden Acun, "ABD'nin anlamlı bir desteği olsun ya da olmasın Türkiye İdlib konusunda çok kararlı. Kendi imkan ve kabiliyetleriyle rejimi çok rahat bir şekilde caydırabileceğini ve bölgeden geri püskürtebileceğini görüyoruz." diye konuştu.
Navvar Şaban Oliver da rejimin Rusya'nın desteğiyle M4 ve M5 kara yolunu kontrol altına alarak, müzakere masasına güçlü oturmak istediğini söyleyerek, şöyle devam etti:
"Türkiye öyle bir adım atmalı ki hem rejim tarafından hem Rusya tarafından kabul edilebilir olmalı ama burada geniş kapsamlı bir operasyon olamaz. Olursa rejime de davet çıkmış olacaktır. Hepimizin umudu, Türk askerinin konuşlandırılmasıyla rejimin saldırılarının önlenmesi, radikal kuvvetlerin engellenmesi ve İdlib'in daha güvenli hale getirilmesidir."
Türk Kızılay Göç Hizmetleri Direktör Vekili Bayram Selvi de Kızılay olarak Suriye iç savaşının başladığı ilk andan itibaren sınır bölgelerinde insani yardım faaliyetlerine başladıklarını dile getirerek, olası İdlib operasyonu dahilinde en kötü senaryolara karşı hazırlıklarını tamamladıklarını ve devletin diğer kurumlarıyla koordinasyon içinde çalıştıklarını ifade etti.
[AA, 26 Åžubat 2020].