Şubatın sonuna sekiz gün kala Moskova ile İdlib müzakerelerinden uzlaşma çıkmadı. İki başkentin birbirlerine sundukları öneriler karşılıklı olarak kabul edilemez görülüyor. Bu ayrışma ancak, yapılırsa, iki lider görüşmesi ile aşılabilir. O da Başkan Putin'in maksimalist taleplerinden vazgeçmesi ile mümkün. Ankara, Moskova'nın Suriye'de sürekli oldu bitti yapmasından ziyadesiyle rahatsız. İdlib, sabır taşının çatladığı nokta. Zorlayıcı diplomasiden başka seçenek kalmadı. Tıpkı Barış Pınarı Operasyonu öncesi yapıldığı gibi. Şu an sahada da bu gerçekleşiyor. Diğer bir ifade ile, Türk ve Rus askerleri arasında sıcak çatışma olmaması için asıl sorumluluk artık Moskova'da.
Zira İdlib'de Ankara için geri adım atılacak yer kalmadı. Milyonlarca mültecinin sınıra yığılması içeriyi de istikrarsızlaştırma tehdidi taşıyor. İdlib'den sürülen mülteciler güvenli bölgedeki Suriyelileri de hareketlendirir. Türkiye'dekilerin de dönmemesini kesinleştirir. Bu da Türkiye'nin 6-7 milyon Suriyeli ile baş başa kalması anlamına gelir.
İdlib, Türkiye için Daha Önemli
Bu ağır risklerin farkına vararak Rusya'nın İdlib kartını Türkiye'ye karşı kullanma hatasından vazgeçmesi gerekiyor. Moskova, Ankara ile son birkaç yılda güçlendirilen "stratejik bağları" koparacak bir yaklaşım içinde. İdlib, Moskova için Suriye dosyasında Şam-Halep- Lazkiye bağlantısı açısından ele geçirilmesi gereken önemli bir yer olabilir. Ankara için İdlib çok daha mühim. Diğer üç güvenli bölgenin elde tutulması için anahtar rolde. Milyonlarca Suriyelinin kalıcı olarak Türkiye'de kalmaması için vazgeçilemez bir önemde. Yine, ABD'nin Türkiye ile stratejik ortaklığının içini boşaltan şeyin Washington'ın hatalı Suriye ve YPG politikası olduğu unutulma malı. Şimdi aynı hatayı farklı bir bağlam ve tarzda Moskova yapıyor.
En Kötü Senaryo Hangisi?
Putin, ikili ilişkiye değer veren Başkan Erdoğan'ın, İdlib'de kapsamlı operasyon kararlılığını anlamak zorunda. Erdoğan, TBMM Grup toplantısında "bir gece ansızın gelebiliriz. İdlib harekâtı bir an meseledir" cümlelerini kullandı. Bu cümleler Erdoğan'ın, Kuzey Suriye'de yapılan diğer üç operasyon öncesinde sarf ettiği türden...
Aslında Erdoğan, Kremlin'e "geç olmadan artık uyan" ve "Türkiye'nin hayati çıkarlarını tanı" uyarısı yapıyor. Kremlin Sözcüsü Peskov'un cevaben "Türkiye'nin İdlib'deki Suriye hükümet güçlerine karşı askeri operasyonu en kötü senaryo olur" açıklaması meselenin ehemmiyetini idrakten uzak bir yerde. Asıl en kötü senaryo, Türk-Rus ilişkilerinde ciddi bir kopuş yaşanmasıdır. Neyse ki Dış İşleri Bakanı Lavrov'un "liderlerimiz arasında varılan tün anlaşmaların uygulanması gerektiğini düşünüyoruz... her düzeyde çalışmaya hazırız, buna üst düzey de dahil" demesi iki lider görüşmesine hala son şans olarak işaret ediyor. Önümüzde kritik sekiz gün var.
Kapsamlı Operasyon Başladı mı?
Diplomaside son kademe hala bir ihtimal olarak duruyorsa da Ankara, sahadaki kararlılığını gösteriyor. Şubat sonuna kadar verilen mühlet beklenirken sahadaki tahkimat ve hazırlıklar devam ediyor. 10 bini aşkın asker ve kapsamlı bir operasyon için gerekli her tür teçhizatı İdlib'e sevk edildi. Sahada küçük çaplı, taktik operasyonlar başladı bile.
Nitekim dün Türk askeri ve muhalif gruplar koordineli olarak Esed güçlerini Neyrab'dan çıkararak Serakip ilçesine doğru yöneldi. Çatışmada iki askerimiz şehit oldu. Milletimizin başı sağ olsun. Ankara'nın son hamlesi, kapsamlı operasyona hazırlık mahiyetinde. M-4 ve M-5 karayollarını kontrol etmede Ankara'nın ısrarını gösteriyor.
Esed güçlerine Soçi mutabakatı sınırlarına çekilme ültimatomunu hatırlatıyor. Bu aşamada Türk askeri ve Rejim arasındaki çatışma Türk ve Rus güçlerini doğrudan karşı karşıya getirmedi. Moskova, muhalifleri, Ankara da Esed güçlerini vuruyor. Saha iyice karışmadan Putin, ikili ilişkilerdeki "stratejik bağları" tarumar edecek bir yol kazasını engelleme fırsatına hala sahip.
[Sabah, 21 Şubat 2020].